Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük

IDTürkçeİngilizce
17221gıcırdayancreaky
17222gıcırtılıcreaky
17223gıdafood, nutrient, nutriment, aliment
17224Gıda GüvenliğiFood Safety
17225gıda mühendisliğifood engineering
17226gıda pazarısupermarket, food market
17227gıdaklamakto cackle, to cluck
17228gidelim mi?Shall we go?
17229gidenoutgoing
17230giden baytbytes sent, bytes out
17231giden bayt/snbytes out/sec
17232Giden çerçeveFrames out
17233Giden çerçevelerFrames out
17234Giden Fakslar HakkındaAbout Outgoing Faxes
17235giden kutusuoutbox
17236Giden Kutusu'na GitGo to Outbox
17237giden sepetiout-basket
17238gideni etkinleştirenable outbound
17239giderexpense, outlay
17240gider raporuexpense report
17241gidergenlikcoercivity
17242giderlerexpenses
17243giderlerin fonksiyonufunction of expense
17244giderlerin türlerine göre sınıflandırılması yönteminature of expense method
17245giderleştirmerecognition as an expense
17246gidermekquenched, to cut into
17247gidici kimsegoner
17248gıdıklamakto tickle
17249gıdıklanmatitillation
17250Gidilecek KayıtGo To Record
Tüm Sayfalarda Arama Yap

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir