Türkçe-İngilizce Sözlük
Türkçe İngilizce Sözlük, Turkish English Sözlük


IDTürkçeİngilizce
19021haşlanmış patatesboiled patatoes
19022haşlanmış patateslerboiled potatoes
19023haşlanmış tavukboiled chicken
19024haşlanmış yumurtaboiled egg
19025haşmetlistately
19026hasretyearning, longing
19027hassasvulnerable, susceptible, squeamish
19028hassas iniş yolu belirteci işretçilerprecision approach path indicator (PAPI)
19029hassas yaklaşama radarıprecision approach radar (PAR)
19030hassaslıknicety, squeamishness, sensitivity
19031hastabroke, sick, ill
19032hasta arabasıambulance, field hospital
19033hasta etmekto sicken
19034hasta olmakto ail, to be sick
19035hastalanmakto ail, to get sick
19036hastalığın başka bir hastalıkla karışmasıcomplication
19037hastalıkfit, disease, disorder, crud
19038hastalık sebebiyle ilgiliaetiologic
19039hastalık yapıcıpathogen
19040hastalıkların sebepleri ile uğraşan bilim dalıaetiology
19041hastalıkların sebepleri ile uğraşan bilim dalı ile ilgiliaetiological
19042hastalıklı yumrupolyp
19043hastalıktan yatağa bağlanmışbedridden, bedrid
19044hastaneHospital, clinic, infirmary
19045hastane bilişim sistemihospital information system
19046hastaya karşı tutumbedside manner
19047hatline, path, err
19048hat çıkmasıbridge tap
19049hat-giriş2'yi etkinleştirenable line-in2
19050hat kesinti iletisi gönderen istasyonbeaconing station

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir