| 1921 | sürgülü direnç | Bir çevrimdeki akımı düzenlemeye yarayan değişken direnç, |
| 1922 | sürtünüm | Bir yüzeyin başka bir yüzey üzerinde devinebilmesi için yenilmesi gereken direnç. |
| 1923 | sürtünüm açısı | Bir eğik düzlem üzerinde kayabilen bir cismin tam kaymaya başladığı eğim açısı. Bu açının teğetliği (tanjantı) sürtünüm çarpanına eşittir. |
| 1924 | sürtünüm çarpanı | Bir cismi bir yüzey üzerinde devinime geçirmek için gerekli kuvvetin yüzeye dik tepki kuvvetine oranı. |
| 1925 | sürtünümle elektriklenme | İki değişik yalıtkanın birbirine sürtünmesiyle yalıtkanlar üzerinde karşıt imli yükler oluşturma. |
| 1926 | sürtünümlü ışıldama | Kamış şekeri gibi kimi buzsullar ezildiğinde gözlenen ışıldama. |
| 1927 | sürücü kuvvet | Bir nesneyi ya da bir dizgeyi devindirmek için kullanılan kuvvet. |
| 1928 | sürüklenim | Bir nesne ile ağdalı bir akışkan, bağıl devinim içinde bulunduğunda nesnenin devinime karşı gösterdiği direnim. |
| 1929 | sürülen devinim | Uygulanan bir kuvvet etkisiyle sağlanan devinim, anlamdaş zorla salınım, zorla devinim. |
| 1930 | sürülme akımı | Bir içyükül özdegim içinde, dalgalı bir elektriksel alan etkisi altında oluşan akıma eşdeğer yük kaymaları. |
| 1931 | süzgeç | 1. Bir karışımdan istenmeyen birleşenleri ayıran gereç. 2. Sıklığı, belirli bir sıklık kuşağında bulunan akımları geçirmek içindüzenlemiş elektriksel ağ. |
| 1932 | süzüm | Bir karışımım istenilmeyen birleşenlerini ayırma işlemi. |
| 1933 | süzüntü | Süzülerek içindeki katıları ayrılmış duru sıvı. |
| 1934 | taban | 1. Başlangıç ya da temel sayılan yer ya da nesne. 2. Transistorun salgıcı ile toplacını ayıran kesimi. |
| 1935 | taban hali | Bir öğeciğin en düşük erkeli, yani en kararlı durumu. |
| 1936 | taban sayımı | Bir sayaç algıcına, incelenen bir ışımetkin kaynak dışından gelen asalak ışınların yol açtığı saymalar. |
| 1937 | takım yükleci | Genellikle dalgalı akımı düz akıma çevirerek, bir birikeç gözesi takımını yükleyen aygıt. |
| 1938 | tam akışkan | Biçim değiştirmeye karşı direnmeyen, sıkıştırılamaz, iç sürtünmesiz, düzgün yoğunluklu akışkan. |
| 1939 | tam ışınlayıcı | bk. kara cisim. |
| 1940 | tam sıvı | bk. tam akışkan. |
| 1941 | tam uçun | Uçun yasalarına tam olarak uyan özdek. |
| 1942 | tam yansıma | Işığın iki değişik ortamın ara kesitinde tümüyle yansıması. |
| 1943 | tarama | Televizyonda yayınlanmak üzere oluşturulan bir görüntüyü ince bir ışık demeti ile süpürerek, bir akımmıknatıssal dalgayı kipleyecek resme uygun imlemler elde etme. |
| 1944 | tasarım | Bir işlergenin ya da bir aygıtın yapısını belirgin çizgileriyle tasarlama. |
| 1945 | taslam | bk. örnek. |
| 1946 | taşınım akımı | 1. Yüklü parçacıkların devinimi ile oluşan elektrik yükü akışı. 2. Değişik sıcaklıktaki yerler arasında akışkan özdek dolanımı ile ısı aktarımı. |
| 1947 | taşıyıcı akım | Bir iletim yolunun taşıma sığasını artırmak için, taşınacak sıktıkta akım ile kiplenen, daha yüksek sıklıkta dalgalı akım. Bir iletim yolu değişik sıklıkta birçok taşıyıcı akımı birden kaldırabilir. |
| 1948 | taşıyıcı dalga | Telsiz vericisinin yayınladığı değişmez genliik ve sıklıkta akımmıknatıssal ışınımlar. Taşıyıcı dalganın, akıma dönüştürülmüş ses dalgaları ile kiplenimi, vericiden alıcıya bir imlem iletimi sağlar. |
| 1949 | tedirgi | İkincil önemdeki etkenlerin, birincil görüngüde oluşturduğu, değişiklikleri hesaba katarak olayı tüm olarak betimleme. |
| 1950 | teğet | Bir eğrinin bir noktasından eğrilik yarıçapına dik çizilen doğru. |