| 451 | ekşitölçer | kimya: Bir ekşitin derişme derecesini ölçme işinde kullanılan aygıt. |
| 452 | ekşitölçüm | kimya: Bir ekşit çözeltisinin oranını, bir çözeltinin, bir litresinde bulunan gerçek ekşit niceliğini belirleme işlemi. |
| 453 | elden geçirme | bk. düzeltme. |
| 454 | elekbaskı | basımcılık: Baskı kalıbı ve kasnağa gerilmiş ince bir elek bezinden yararlanarak yapılan baskı yöntemi. |
| 455 | elektriklendirme | bk. elektrikleştirme 2. |
| 456 | elektrikleştirme | 1. genel uygulayım: a. Bir makine, düzen vb. elektrik erkesi yardımıyla çalıştırılmak üzere değiştirilmesi. b. Herhangi bir işletmeye elektrik uygulanması. c. Tarım, işleyim ev işleri vb. başka erke kaynakları yerine elektrik erkesinin kullanılması. d. El |
| 457 | elemge | dokumacılık: Çile durumundaki ipliği yumak yapma ya da masuraya sarma işinde kullanılan, kendi ekseni üzerinde dönebilen kafes biçimli aygıt. . |
| 458 | emdirme | metalbilim: Bir ortamın, bir yüzeyin kendinden başka özdekleri üstüne ya da içine çekmesi olayı. 2. madencilik, bayındırlık: Bir yereyi, toprak ya da kum tabakasını bağlayıcı bir akışkan yardımıyla toprağa sızdırma. |
| 459 | emici | bk. soğurucu. |
| 460 | emme | 1. bk. soğurma. 2. işleyim: a. Yeryağına ilişkin işlemlerde, bir akışkanın çekilişi bir deponun böyle bir çekilme ile doldurulması işlemi. b. Dökülen küçük parça ya da artıkların kimi aygıtlarla alınması işlemi. 3. mekanik: Arı ya da asıl durumundaki katı |
| 461 | emmeç | 1. genel uygulayım: Kapalı bir yerin sıcak, pis havasını dışarıya atan aygıt. 2. madencilik, metalbilim: Çalışma yerlerindeki su ya da asıltı olarak katı cisimlerle yüklü akışkanları (hava, gaz, buğu, sıvı vb.), tozları (testere talaşı, eğe talaşı, maden |
| 462 | engelleme | bk. yavaşlatma. |
| 463 | engelleyici | kimya: Tezgenin etkisini önleyerek tepkime hızını azaltan katışkı. |
| 464 | enküçük | 1. genel uygulayım: Zamana bağlı olarak değişmekte olan bir niceliğin indiği en düşük değer. 2. gökbilim: Güneşte leke çokluğunun en az olduğu, bir değişen yıldızın en sönük bulunduğu zamanki değer. 3. fizik, matematik: Verilen bir durum için elde edilebi |
| 465 | erey | matematik: Sürekli, sonsuz bir değişmenin en son varacağı yer. |
| 466 | ergime | bk. erime 2. |
| 467 | ergitme | metalbilim: Metalleri, ergime sıcaklığı üzerinde ısıtarak katı durumdan sıvı duruma geçirme işlemi. |
| 468 | erime | 1. kimya: Bir özdeğin, herhangi bir sıvı içerisinde özdecik ya da yükün olarak dağılması olayı. 2. fizik: Isı etkisiyle, katı iken sıvı durumuna geçme. |
| 469 | eritici | bk. çözücü, |
| 470 | eriyik | bk. çözelti. |
| 471 | erke | fizik, kimya: Bir nesne ya da dizgede bulunan iş yapabilme gücü. |
| 472 | erke kuramı | fizik: Var olan her şeyi, bir fizik ilkesi ya da evreni kuran töz olarak erkeye indirgeyen görüş. |
| 473 | erkeölçer | hekimlik: Kasların iş gücünü ölçmeye yarayan aygıt. |
| 474 | erkeölçüm | hekimlik: Kasların erke değerleriyle yer değiştirmelerini saptayarak, insan çalışma gücünü ölçme. |
| 475 | esnek | genel uygulayım: Kuvvetle orantılı olarak uzayıp kısalan (özdek, nesne vb.). |
| 476 | esneklikölçer | fizik: Esnemeden doğan çok küçük uzamaları ölçen aygıt. . |
| 477 | esneklikölçüm | fizik: Bir nesneye etki eden güçlerin yeğinliğini, bu nesnenin iç ya da dış güçlerin etkisine girdiğinde göstereceği biçim değişikliklerini ölçme. |
| 478 | esneme | 1. fizik: Değişikliğe uğramış ilk biçim ya da oyluma dönebilen geçici nesnel bozulma. 2. mekanik: Bir özdeğin çarpmaya karşı direncini gösteren nitelik bu niteliği kırılca birimi türünden veren sayı. |
| 479 | eş zamanlama | etek. Bir yedek dalgalı akımla bir makineye eşzamanlılık kazandırma işlemi. |
| 480 | eş zamanlılık | genel uygulayım: Birbirini izleyen iki olay, işlem vb. arasındaki sıklıkların birbirine özdeş olması durumu. |