| 181 | basamaklar düzeni | Alt-üst ilişkisi içindeki çeşitli aşamaları içeren bir yapı ya da oluşum. |
| 182 | basamaklı anlak biçesi | Anlağın, en genel yeteneklerin tepede, ana küme etkenlerinin daha alt düzeyde, özel yeteneklerinse ön altta yer aldığı bir aşamalı yapı içinde örgütlendiğini varsayan tasarım. |
| 183 | basıklık | Bakışımlı ya da bakışımlıya yakın bir dağılım çizgesinin, yüksekliğine (tepedeğere) göre düzgülü eğriden gösterdiği sapma. |
| 184 | baskın etken | Başkalarına üstün gelen ve biçimlendirici bir üstlencesi olan güç ya da etken. |
| 185 | baskınlık | Tutumlar basamağında üstün konumdakilerin alt düzeydekileri biçimlendirme durumu. |
| 186 | basmakalıp davranış | Çeşitli durum ve koşullarda aynı kalan ya da bireyler arasında ayrımda bulunmaya elvermeyen davranış. |
| 187 | basmakalıp yanıt | Bir soruya verilen, alışılmış sözcüklerle dile getirilmiş, Özgünlükten yoksun üstünkörü yanıt ya da bir sınara alınan ve ayırt edici olmayan karşılık. |
| 188 | başal | Eski, bilinen ve nitelikli yapıt ya da yerleşmiş düşünce. |
| 189 | başarganlık | İş yapabilme ya da bir edim sürecini başarıyla sonuçlandırma yeteneği olarak beliren, beceri ya da başarı ölçüsü olarak kullanılan edebilme gücü. |
| 190 | başarganlık ölçeri | Davranışsal ya da eylemsel etkinlik ve çözümlere dayanarak kişilerin yapabilme düzeyini ölçen yordam, bk. başarı ölçeri, ölçer. |
| 191 | başarı | Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü. |
| 192 | başarı ölçeri | Bireyin belli bir alandaki etkinlik becerisini ya da bir eğitim ve yetiştirme izlencesinde gösterdiği gelişmeyi saptayan ölçer. bk. başarganlık ölçeri. |
| 193 | başlangıç köşesi | Alanda konut birimleri ya da konut kümeleri arasında yapılan bir rastlantılı örneklemede, örnek almak üzere başlangıç ya da izlenecek doğrultunun kalkış noktası olarak belirlenen sokak ya da konut küme başı. |
| 194 | başlangıç noktası | Dizgeli örnek seçme işleminde, evren dizelgesi üzerindeki birinci birimle atlama aralığı arasında rastlantılı olarak seçilen ilk örnek birim. bk. örnekleme. |
| 195 | başvurma çerçevesi | Bir tasarım ya da çözümlemenin dayanağı olan kavramsal ya da bilgisel çerçeve. |
| 196 | başvuru | Bir soruşturuda, soru çizinliğinin başına eklenmiş bir yazı yâ da mektup aracılığıyla ya da bir görüşmede yapılan açış konuşmasıyla araştırmanın sunulması. |
| 197 | başvuru kaynakçaları | Sözlük, bilgilik, yıllık, kılavuz, özgeçmiş yazımları ya da konuya ilişkin basılı çalışmalar gibi bir alandaki gözlem verilerini tümleyici ek bilgi kaynakları. |
| 198 | bebek oyunlu ölçer | Özellikle çocukların tutum ve eğilimlerini saptamak üzere, onlara çeşitli toplumsal kişilikleri simgeleyen bebekler vererek, belli yaşam durumlarını oyunluğa koyarcasına oynamalarını isteyen kestirimci ve uzancalı gözlem yordamı, bk. uzancalı yordam |
| 199 | beceri | Kişinin, yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir iş başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği. |
| 200 | beklenen sıklık | Ki-kare ölçerinde, iki değişkenin birlikte değişimini veren bir çapraz çizelgede adı geçen değişkenler arasında bir bağıntının bulunmaması durumunda her gözede gözleneceği varsayılan ve ilgili gözenin içinde yer aldığı sırayla dikecin gözlem toplamları çarpımının toplam gözlem sayısına oranı olarak bulunan sıklık, bk. gözlenen sıklık |
| 201 | bekleni | Belli çıkarım işlemleriyle bir olay ya da sürece ilişkin önkestirim. bk. kestirim, öngörü, öntanı. |
| 202 | beklenti | Bireyin belli koşul ve durumların alacağı biçimler ya da kendisinden beklenenler konusundaki öngörüşü. |
| 203 | beklenti etkisi | Bir gözlemcinin, verileri kendi beklentilerine ve varmak istediği sonuca göre çarpıtması, bk. saptırma. |
| 204 | belge | Bir araştırmada bilgi kaynağı olarak başvurulan ve çeşitli kamu ya da özel kişi ve kuruluşlarca derlenmiş, yayınlanmış ya da yayınlanmamış veriler. |
| 205 | belgelik araştırması | Ölçünlü bir kılavuz aracılığıyla, yığınlanmış yazılı verilere dayanılarak yapılan gözlemli araştırma. |
| 206 | belgi | Bir yanıtlayıcının soru çizinliğinde yanıtını dile getirmek üzere yaptığı belirtim ya da kimliğini belirtmek üzere kullandığı simge. |
| 207 | belirginleştirme | Bir olay, durum ya da koşulu ayırıcı özellikleriyle yeterince betimleme ya da bir tutum ve davranışı odak noktasıyla vurgulama. |
| 208 | belirginleştirme örnekçesi(BÖ örnekçesi) | İki değişken arasında gözlenmiş bir bağıntı bir üçüncü etken karşısında sınanıp ortadan kalkmamakla birlikte sınama etkeninin seçeneklerine göre anlamlı değişmeler gösterdiğinde, adı geçen etkenin bağımsız değişkeni öncelemesi durumunda bağıntının hangi koşulda daha belirgin olduğunu göstermeye yarayan çözümleme işlemi, bk. geliştirme, önceleleyen değişken. |
| 209 | belirginlik | Bir olay ya da durumun, bir tutum ya da davranışın ötekilerden ayırdedilebilme özelliği ya da bir kavram, anlatım ve ölçümün açıkseçik ve tek anlamlı olma durumu, bk. belirsizlik. |
| 210 | beliri | Bir denge durumunun değişmeye başladığım ya da bir oluşumun sapmaya uğradığını gösterir ipucu. |