| 511 | Garipçiler | 1941'de yayımlanan "Garip" adlı betikte, koşukları toplanan Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat üçlüsüne verilen ad. Bu ozanlar, sanatta sürüp gelen biçimciliğe, aşırı duygusallığa karşı çıkarak söyleyiş güzelliğini sanatta temel saymışlardır, bk. Cumhuriyet dönemi yazını. |
| 512 | gazel | 1. Divan yazınında en yaygın koşuk biçimi. (5-15 koşalı olur. Birinci koşası "doğuş"u (es.t. matla) kendi arasında uyaklıdır. Öbür koşaların ikinci dizeleri doğuşla uyaklanır. Son koşada "kesmelik" (es.t.makta) ozanın adı, takma adı: bulunur. Gazelin en güzel koşasına "beyt-ül-gazel" denir. Gazellerde çok kez konu birliği bulunmaz bir tek konu işlenen gazele "yek ahenk" konu birliği olmayan gazele "yek-avaz" adı verilir. Divanlarda gazeller doğuş koşalarının son harfine göre abecesel sırayla yer alır. 2. (h.y.) Saz ozanları da, divan koşuğunun etkisiyle gazel yazmışlardır. Bilgiçlik taslamak için yazılan bu çeşit gazeller arasında başarılı olanlar pek azdır. |
| 513 | gelecekçilik | İtalyan ozanı Marinetti'nin 1909'da yayınladığı bildiriyle ortaya çıkan, yeni yaşamı, bu yaşamın makinelerini, başdöndürücü hızını övmek, geleneksel yazın kurallarını yıkmak amacını güden ve dadacılık, gerçek üstücülük gibi akımlara öncülük etmiş olan yazın çığırı. |
| 514 | gelenekçilik | Sanatta geçmişin değerlerine ve geleneğine bağlı olma durumu. |
| 515 | genel uyum | Yapıtın, yalnızca birkaç bölümünü değil, tümünü kapsayan uyum. |
| 516 | genelleşmiş eğretileme | bk. eğretileme VI, a. |
| 517 | genellik | Bir sözcüğün gerçek ve değişmeceli anlamlarından birisinin daha genel olması, bk. düzdeğişmece. |
| 518 | genişletme | Bir konuyu, ayrıntılarını da katarak, geliştirme. |
| 519 | gerçek biçem | Bilimsel yapıtlarda görülen, süsten uzak biçem. bk. biçem. |
| 520 | gerçek duraksatış | bk. duraksatış. |
| 521 | gerçek özgüleyiş | bk. özgüleyiş a |
| 522 | gerçek tümsetiş | bk. tümsetiş. |
| 523 | gerçekçi | Gerçekçilik akımına bağlı yazar ya da yapıt. |
| 524 | gerçekçilik | Doğayı ve gerçeği olduğu gibi ya da görünüşte sanıldığı gibi, çirkinlikleri ve bayağılıklarıyle birlikte göstermek yolunu tutan ve XIX. yüzyılda başlayan sanat ve yazın akımı. |
| 525 | gerçeküstücülük | 1924 yılında, Fransa'da Andre Breton ve arkadaşlarınca başlatılan ve duyguların, düşüncelerin us denetimiyle dizginlenmeden, her türlü sanat ve töre kaygısından uzak bir biçimde, sonsuz bir özgürlük ve kendiliğindenlik içinde dile getirilmesini öneren, Fransa dışında da türlü savunucular ve izleyiciler bulan yazın ve sanat akımı. |
| 526 | gerekleyiş | Uyak harfinden önce bir uyak harfi daha getiriş. Keremle kalem tam uyaklıdır. Kereme haremin uyak getirilmesi gerekleyiş olur. Buna pekitme (es.t. teşdit] denir. |
| 527 | geriye dönüş | Romanlarda, oyunlarda ya da filimlerde konunun düzgün akışını bozarak, geriye, konuyle ilgili geçmişteki bir olaya dönme. |
| 528 | gevheri | Aşık Gevheri tarafından bulunan özel bir ezgi. |
| 529 | gezi türü | Bir yazarın gezdiği, gördüğü yerlerden edindiği bilgileri, görgüleri, izlenimleri yansıtan yazı türü. |
| 530 | girişlik | bk. kaside. |
| 531 | gizemcilik | Ereği, insanın Tanrı'ya kavuşması olan dinsel öğreti. |
| 532 | gökçebilim | Sanat kollarında, sanat yapıtlarında güzelliği oluşturan özellikleri inceleyen bilgi dalı. |
| 533 | gökçebilimci | Güzeli temel bir değer olarak gören ve güzel sanatlardan anlıyan (kişi), bk. gökçebilim. |
| 534 | gönül eri | Dış evrene değil, içe dönük (derviş, ozan). |
| 535 | göreli özgüleyiş | bk. özgüleyiş b. |
| 536 | görkemli başlangıç | bk. başlangıç. |
| 537 | görkemlilik | Yücelikle parlaklığın ve üstün söyleyişin birleşmesiyle oluşan anlatım. |
| 538 | görüşme | Tanınmış biriyle buluşup konuşmayı anlatan yazı. |
| 539 | göstermelik | Karagöz oyununda, asıl oyuna girmeden önce perdeye konulan ve oynanacak oyunu anlatan betim, resim. |
| 540 | göz uyağı | Yalnız yazılışları benzer olan uyak. Divan koşuklarında uyak göz içindi gam - Cem, - kerem, Arap harfleriyle yazılışta benzeştikleri için, tam uyaklı sayılırdı. Karşıtı: kulak uyağı, kulak için uyak. |