Yazın - XML


IDTerimAçıklama
601içsellikKişisel duyguların, esin yolu ile, katıksız, coşkun ve etkili olarak anlatılışı.
602içtenlikSözlü ve yazılı anlatımda, düşünce ve duyguları içe doğduğu gibi, yapaylıktan kaçınarak belirtiş.
603idilYunanca küçük tablo anlamına gelen ve konusunu daha çok seviden alan kırdeyişi.
604iğnelemeBirini ya da bir olayı hafifçe yermek isteğiyle yazılan kısa, iğneleyici koşuk.
605iki koşabk. dördül.
606ikilemBirbirine karşıt iki öncül savın aynı sonucu vermesi.
607ikilenmeFransız düzyazısında, tek ses gibi söylenen iki ünlünün koşukta, kuralına uygun olarak ayrı ayrı söylenmesi ve iki hece sayılması.
608ikinci yeni1950'den sonra, "Garipçiier"e tepki olarak doğmuş bir akım. Anlamı bir yana bırakarak dizelerin ses güzelliğini değer sayarlar. Bu ozanların en tanınmışları: Edip Cansever, Cemal Süreya, İlhan Berk... bk. Cumhuriyet dönemi yazını.
609ikizlemeİki karşıt anlama gelen bir sözcüğün ya da sözün her iki anlamı da okşar biçimde kullanılması.
610ilâhiTekke yazınında din ve ahlak ile ilgili konularda özel ezgilerle söylenen koşuk. Yapı bakımından özel bir biçimi yoktur, koşma ve semai gibidir. (İlâhilere Mevleviler "ayin", Bektaşîler "nefes", Aleviler "düşe" Gülşenîler "tapuğ", Halvetîler "durak", başka tarikatlardan olanlar da "cumhur" derlerdi.)
611ilgeci gizli benzetmebk. eğretileme VII, ç.
612ilgilemeBirkaç kimse ya da nesne anlatıldıktan sonra onlara ilişkin özelliklerin ayrı ayrı açıklanması./ Hak iki adil Süleyman hakim etmiş âleme / Evvel ü ahir kılup sırr-ı adalet aşikâr / Ol Süleyman'ın şükühu dive salmış restehiz / Bu Süleyman savleti küffarı etmiş tarmar. (Fuzuli)
613ilişkiEğretilemede, gerçekle eğretilenen arasındaki ilgi.
614ilişmeKarşılaşmada sakalı, kinayeli deyişmeye verilen ad. (Tarizli olursa "dokundurma" denir.) bk. dokundurma.
615ilkelcilik1911'de Fransa'da gelecekçiliğe (fütürizm) tepki olarak doğan ve ilkel sanata öykünen yazın çığırı.
616imgeVar olan ya da varmış gibi tasarlanan nesnelerin zihinde canlandırılışı.
617imge gücüZihinde nesneleri canlandırmaya yetisi, bk. imge.
618imge yüceliğibk. yücelik.
619imgecilikXX. yüzyılın başlarında İngiliz ozanı Richard Aldington'ca kurulmuş ve Amerika'ya geçmiş bir koşuk çığırı. Romantizme karşı çıkarak anlatımda açık imgeler yoluyla kesinliğe yönelen bir sanat çığırı.
620imgelemDış varlıkları zihinde canlandırma yetisi.
621imgeletici eğretilemebk. eğretileme V.
622imgeleyişZihindeki izlenimlerin canlı bir biçimde uyanışı.
623imgesel anlamBir sözcüğün genel kullanımının dışında kalan anlamı.
624imlemeDeğinmecenin bir türü. bk. değinmece.
625imza koşası1. bk. karalama 2. bk. takma ad koşası.
626incelemBir konuyu incelemek ya da bir durumu saptamakla görevlendirilen kişice hazırlanmış, yazılı açıklama ve görüşler.
627incelemeBir bilim ya da sanat konusunu her yönüyle geniş biçimde açıklayan yapıt ya da yazı.
628incelikDerin, güzel nükteler içeren anlatım niteliği: (Fatih'in uhuvvet-i islâmiye üzerine tesis-i müddea ederek mülk ve malının nısfını talep eden dervişe: "-Hele şu bir akçeyi al git öteki kardeşlerimiz duyarsa hissene o kadar da isabet etmez" (NAMIK KEMAL, Evrak-ı Perişan) yolundaki nükteli karşılığı gibi.)
629inşaSanatlı düzyazış. O tür sanatçıya "münşî", bu tür yazıların toplandığı yapıta da "münşeat" denirdi.
630ipucubk. eğretileme I, ç.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir