Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
2971 çat orada çat burada çat kapı arkasındaçok çabuk yer değiştiren bir şeyin durumunu anlatan bir söz. Örn: “Sizin sevgili bir yerde durmaz, çat orada çat burada çat kapı arkasındadır.” -O. C. Kaygılı.
2972 çatır çatır çatlamak1) çok çatlamak. Örn: “Kızgın güneşe maruz bırakılmış çam fıstıkları çatır çatır çatlıyor, sapır sapır dökülüyordu.” -E. E. Talu. 2) çok kıskanmak. Örn: “Öteki cariyeler kıskançlıklarından çatır çatır çatlarmış.” -E. Şafak.
2973 çatıyı almakçatıya ulaşmak.
2974 çatkın olmakkendini ağırdan satmak. Örn: “Müdüre göre idareci biraz çatkın olacak yani oldukça ağırdan satacak kendini.” -K. Korcan.
2975 çatlasa da (çatlasa da patlasa da) tkz. “elinden gelen her çareye başvursa da” anlamında kullanılan bir söz.
2976 çay kenarında kuyu kazmakelde, amaca ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak.
2977 çaydan geçip derede boğulmakbüyük güçlükleri yenmişken önemsiz bir sebepten başarısızlığa uğramak.
2978 çayı görmeden paçaları sıvamakdereyi görmeden paçaları sıvamak.
2979 çehre almaktavır takınmak. Örn: “Benimle yalnız kalınca yine bir nöbet ağlayıp sızlayacaklarını hissettiğim için çatkın bir çehre almıştım.” -R. N. Güntekin.
2980 çehre etmeksurat etmek. Örn: “Bir şeyim yok, asabım bozuk diye cevap veriyor, çehre ediyordu.” -R. H. Karay.
2981 çehresi bozulmakyüzü düşmek. Örn: “İhtiyarın çehresi fena hâlde bozulmuştu.” -Ö. Seyfettin.
2982 çek! (çek arabanı!) hkr. “git buradan!” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Ben şimdi boya mı düşünüyorum? Çek arabanı şuradan diyecektim, diyemedim.” -O. V. Kanık.
2983 çekeceği olmakbaşına sıkıntılı çok iş gelecek olmak. Örn: Bu laf anlamaz ustadan çekeceğin var.
2984 çekince koymakbir karara katılmadığını belirtmek.
2985 çekip almakuzaklaştırmak, uğraşısına son vermek, koparmak. Örn: “Beni tiyatrodan çekip alırken alıştığım yaşayışın giderlerini karşılayıp karşılayamayacağını sonradan anladım.” -N. Cumalı.
2986 çekip çevirmekhâle yola koymak, yönetmek. Örn: “Zavallı madam, o sakat hâliyle nasıl çekip çevirsin bu eski binayı?” -A. Dino.
2987 çekip gitmekbırakıp gitmek, ayrılmak, savuşmak. Örn: “Sırf bu parayı ödeyemiyorum diye çekip gitmesini bağışlamıyordu.” -T. Buğra.
2988 çekip vurmakbir anda karar verip silahla öldürmek. Örn: “Eğer üstümde tabanca olsa bir iki demez çekip vururdum.” -O. Kemal.
2989 çekiver kuyruğunu argo “artık ondan hayır bekleme” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Bir defa rakı adamın beynine vurdu mu çekiver kuyruğunu.” -M. Ş. Esendal.
2990 çekiye gelmekdüzene uymak.
2991 çekiye gelmezölçüsüz derecede çok veya büyük.
2992 çeliğe su vermekçeliği özel bir biçimde hızla soğutarak daha çok sertleşmesini sağlamak. Örn: “Yaptığı kısacık bıçaklar bile iki kat olur kırılmazdı, çeliğe su vermek sanatının yalnız ona mahsus bir sırrı idi.” -Ö. Seyfettin.
2993 çember geçirmekçemberle kuşatmak.
2994 çember içine almak (çembere almak)kuşatmak. Örn: “İktidar muhalefet partilerini gittikçe daralan bir çember içine alıyor.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
2995 çemberden dönmekbaşarıya ulaşmak üzereyken olumsuz bir sonuçla karşılaşmak.
2996 çemberi yarmakbir veya birkaç noktayı delerek kuşatmadan kurtulmak.
2997 çene çalmakgevezelik etmek. Örn: “Komşu kadınlar akşam yemeğinden sonra onun etrafında toplanırlar, geç vakitlere kadar çene çalarlardı.” -R. N. Güntekin.
2998 çene patlatmakkarşı tarafa anlatabilmek veya kabul etmesini sağlamak için bir konu üzerinde uzun uzun konuşmak. Örn: “Feti Bey'in boşu boşuna çene patlatmayacağı herkesçe bilinirdi.” -K. Korcan.
2999 çene yarışına girmekbirbirinin sözünü keserek susmamacasına konuşmak. Örn: “Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı.” -M. Ş. Esendal.
3000 çene yarıştırmakkarşılıklı gevezelik etmek, çok konuşmak. Örn: “Çene yarıştırmak gelmiyordu içimden.” -O. Kemal.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir