Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
3061 çift görmeksarhoş olmak.
3062 çift koşmakhayvanları sabana, pulluğa koşmak.
3063 çift sürmeksaban, pulluk kullanarak toprağı ekilebilir duruma getirmek.
3064 çifte atmak1) at, eşek arka ayakları ile vurmak 2) iki namlulu av tüfeğini patlatmak.
3065 çifte çubuğa gitmekekim ve biçim işleriyle uğraşmak. Örn: “Yatağa düşersen hayvanlara kim bakar nine, çifte çubuğa kim gider?” -T. Oflazoğlu.
3066 çifte koşmakçift koşmak. Örn: “Harmanı biz dövelim, öküzleri biz çifte koşalım, tarlayı biz sürelim, siz yukarıda aşık atın.” -S. F. Abasıyanık.
3067 çifte yemekhayvanın çiftesine maruz kalmak.
3068 çifti bozmakçiftçilik yapmaktan vazgeçmek.
3069 çiğ düşmekhoş karşılanmamak, kaba ve yersiz bulunmak. Örn: “Onların da belki merhume ve öksüzler hakkında söylenilecek bir fikirleri olurdu. Fakat şimdilik ne deseler çiğ düşecekti.” -R. N. Güntekin.
3070 çiğ kaçmakyersiz, yakışıksız olmak. Örn: Onun o sözü pek çiğ kaçtı.
3071 çiğ süt emmişiyiliğini gördüğü insana kötülük yapan kişiler için kullanılan bir söz.
3072 çiğden vermek ask. yiyecek karşılığını para olarak ödemek.
3073 çiğlik etmekters veya yersiz bir davranışta bulunmak. Örn: “Etrafını saranla, çiğlik ettin, adam sana vereceğini vermiş, daha ne versin, dediler.” -N. Cumalı.
3074 çil yavrusu gibi dağılmaktoplu olarak bulunan insanların her biri bir yana dağılmak. Örn: “Çocuklar çil yavrusu gibi dağıldılar, biz de baştaki boş çadıra gittik.” -O. C. Kaygılı.
3075 çile çekmekbüyük sıkıntı ve üzüntü içinde yaşamak. Örn: “Âşıkın olmaz mı çile çekmesi / Çilenin olmaz mı boyun bükmesi” -Seyrani.
3076 çile çıkarmak (doldurmak)sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek. Örn: “Yirmi beş senedir Beykoz'daki o tekke gibi evde çile dolduruyorum.” -R. N. Güntekin.
3077 çileden çıkmak1) olup bitenler karşısında sabrı ve dayanıklılığı kalmayıp taşkınlık göstermek. Örn: “Ben ötede beride tanıdığım yaşlı başlı Fransızlarla böyle konuştukça kardeşim çileden çıkıyordu.” -B. R. Eyuboğlu. 2) çile süresini bitirmek.
3078 çilesi dolmak1) esk. derviş ve tarikat ehli, sadece dua ve ibadetle geçirmeleri gereken süreyi tamamlayarak çileden çıkmak 2) üzücü ve sıkıntılı bir durumdan kurtulmak.
3079 çileye girmekdervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zorlu ve perhizli döneme girmek.
3080 çimdik atmak (basmak)çimdiklemek. Örn: “Kadınlar halay çeken işçi kadınları göstere göstere gülüşüp birbirlerine çimdik attı.” -L. Tekin.
3081 çiriş gibiyapışkan ve acı.
3082 çirkefe taş atmak (çirkefi üzerine sıçratmak)edepsiz bir kimsenin tepkisine yol açacak bir davranışta bulunmak. Örn: “Çirkefe taş atma, hikmetini mırıldanarak kaçar gibi uzaklaştı.” -Ö. Seyfettin.
3083 çirkin kaçmakhoş olmayan bir durum olmak.
3084 çişi gelmekişeyeceği gelmek.
3085 çitlembik gibiufak tefek, esmer ve sevimli.
3086 çivi gibi1) çok sağlam ve çevik (kimse) 2) çok soğuk. Örn: “Suyu çivi gibi tutan toprak testiyi çarpıp kırmıştı bir seferinde.” -T. Dursun K.
3087 çivi kesmek tkz. çok üşümek. Örn: “Ayağının çivi kestiğini ancak o zaman fark etti.” -H. Taner.
3088 çivi kırmakayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek.
3089 çivi sokmak (sürmek)bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak. Örn: “Bakanlıktan biri bir çivi sürer diye korkuyor.” -M. Ş. Esendal.
3090 çizgi çekmek1) bir noktayı hat biçiminde çeşitli yönde uzatmak. Örn: “Yerlerinden kalkıp duvara bir çizgi çekmişler.” -N. F. Kısakürek. 2) mec. bitirmek, sona erdirmek. Örn: “Tüm Müslümanlar aralarındaki kızgınlıklara, kinlere, o gün bir çizgi çekeceklerdi.” -H. Ta

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir