Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
3931 elini arı kovanına sokmakelini taşın altına koymak.
3932 elini ayağını öpeyim“çok yalvarırım” anlamında kullanılan bir söz.
3933 elini belli etmek (göstermek)kâğıt, okey vb. oyunlarda elindeki kâğıdı veya taşı, oynayanlara belli edecek biçimde sözle, işaretle açıklayıp oynamak.
3934 elini çabuk tutmakgerekli önlemi zamanında almak. Örn: “Aman elinizi çabuk tutun, yılanın başı küçükken ezilmeli.” -Y. Kemal.
3935 elini kolunu sallaya sallaya gelmek1) gelirken hiçbir armağan getirmemek 2) bitirmeye gittiği işten sonuç alamadan dönmek.
3936 elini kolunu sallaya sallaya gezmek1) ortada görünmemesi gereken kimse pervasızca dolaşmak 2) pervasızca, kimseden çekinmeden dolaşmak. Örn: “Bütün memleketi, elimi kolumu sallayarak serbest ve rahat dolaşmaya başlamıştım.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
3937 elini kulağına atmakezan okumak, gazel veya türkü söylemek için elini kulak kepçesinin arkasına koymak.
3938 elini oynatmakparayı esirgememek.
3939 elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)birinin karşı cinsten birçok insanı kolaylıkla elde edebileceğini anlatan bir söz.
3940 elini sıcak sudan soğuk suya sokmamakhiçbir iş yapmamak. Örn: “Anneciğim, hayatımı kazandığımda senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmam.” -A. Kutlu.
3941 elini taşın altına koymak (sokmak)bir konuda sorumluluk üstlenmek.
3942 elini uzatmakyardım etmek. Örn: Kızılay, yoksullara elini uzatır.
3943 elini veren kolunu alamazkendisine iyilik yapıldığında devamını fazlasıyla isteyen kimseler için kullanılan bir söz.
3944 elini vicdanına koymakdoğru, yansız, hakça davranmak.
3945 elinin altında olmak1) her zaman kolayca alınıp yararlanılabilecek yerde ve yakınlıkta (olmak). Örn: “Elinin altındaki asker pek azdı.” -Ö. Seyfettin. 2) hazırda bulundurmak. Örn: “Bütün belgelerin elimin altında olduğunu söylüyordum.” -M. İzgü.
3946 elinin hamuruyla erkek işine karışmakkadınlar, beceremeyeceği işleri yapmaya kalkışmak.
3947 elinin tersiyle çarpmakayanın arkasıyla şiddetle tokat atmak.
3948 elinin tersiyle itmekreddetmek, kabul etmemek. Örn: “Hangi dolmuşa binersen bin, uzat parayı sürücüye, sürücü hemen elinin tersiyle iter.” -M. İzgü.
3949 eliyle koymuş gibiaramadan, kolayca. Örn: “Eliyle koymuş gibi rafta çay kavanozunu buldu.” -O. Rifat.
3950 elle tutulacak tarafı (yanı) kalmamak1) sağlam bir yanı kalmamak 2) güvenilecek veya kayrılacak bir yönü olmamak.
3951 elle tutulur1) çok açık ve belli 2) somut.
3952 elle tutulur gözle görülür (dille anlatılır)çok belirgin, çok açık. Örn: “Sevim'in güzelliği elle tutulur, dille anlatılır makbul bir güzellik değildir.” -R. N. Güntekin.
3953 elle tutulur tarafı olmamakhiçbir değerli yanı olmamak.
3954 ellenmiş dillenmişiffetsizliği yayılmış (kadın).
3955 eller yukarı!“ellerini kaldırarak teslim ol” anlamında kullanılan bir söz.
3956 ellerde gezmek1) elden ele dolaşmak 2) mec. el üstünde tutulmak, saygı ve sevgi görmek.
3957 elleri (ellerin) dert görmesin“ellerine sağlık” anlamında kullanılan bir iyi dilek sözü. Örn: “Havluyu geri aldığı zaman, oh rahatladım, ellerin dert görmesin, dediği duyulurdu.” -N. Cumalı.
3958 ellerim yanıma gelsin“Allah canımı alsın ki doğru söylüyorum” anlamında kullanılan bir söz.
3959 elma da alma da demesini biliriz“şartlara göre uygun davranırız” anlamında kullanılan bir söz.
3960 elma gibikırmızı (yanak).

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir