5761 | infiale kapılmak | kızgınlık, öfke duymak. |
5762 | infilak etmek | 1) patlamak 2) mec. birdenbire şiddetle ortaya çıkmak. Örn: ... biraz sonra hiddet, birikmiş kin, kıskançlık birdenbire infilak etti. -A. H. Tanpınar. |
5763 | İngiliz ipi ile asılmak | İngiliz sicimi ile asılmak. |
5764 | İngiliz sicimi ile asılmak | bir işi ustasına yaptırmak. |
5765 | inhisara (inhisarına) almak | tekeline almak. |
5766 | inim inim inlemek | sürekli olarak inlemek, çok sıkıntıda olmak. |
5767 | inim inim inletmek | birini büyük sıkıntıya sokmak. |
5768 | inisiyatifi ele almak (geçirmek) | karar verme yetkisini kullanmak. Örn: Bu kurnaz dilenci böylece inisiyatifi göstermelik de olsa eline alıp sağa sola emirler vermeye başladı. -İ. O. Anar. |
5769 | inisiyatifini kullanmak | gerekli kararları öncelikle almak. |
5770 | inkârdan gelmek | inkâr etmek. |
5771 | inkıraz bulmak | batmak, çökmek, dağılmak, yok olmak, son bulmak. |
5772 | inkıraz gelmek | çökmek, dağılmak. Örn: O zaman da bozgun ve inkıraz geldi, çattı. -F. R. Atay. |
5773 | inkıraza uğramak | batmak, dağılmak, çökmek, yok olmak. |
5774 | inkıtaya uğramak | kesilmek. |
5775 | inkisarı tutmak | ilenci gerçekleşmek. |
5776 | insafa gelmek | acımasız ve haksız tutumdan vazgeçmek. |
5777 | insafına kalmış | bir şeyin bir kimsenin doğruluğuna, adaletine ve isteğine bağlı olduğunu belirten bir söz. |
5778 | insaflı çıkmak | anlayışlı, hoşgörülü olduğu belli olmak. Örn: Gelinin babası insaflı çıktı da verdi Gülizar'ı bizim oğlana. -M. İzgü. |
5779 | insafsızlık etmek | acımamak, insafsızca davranmak. |
5780 | insan ayağı değmemiş (basmamış) | içine insan girmemiş, içinde insan olmayan. Örn: Yine yeşil yosunlu, insan ayağı değmemiş gibi yokuşlar var ağaçlı. -S. F. Abasıyanık. |
5781 | insan eli değmemiş (dokunmamış) | bakımsız kalmış yer. |
5782 | insan eti yemek | birini çekiştirmek. |
5783 | insan gibi | insanlara yaraşır biçimde. |
5784 | insan içine çıkmak | toplum içine karışmak, başkalarıyla ilişki kurmak. |
5785 | insan kuş misali | uzakça bir yere gidildiğinde söylenen bir söz. |
5786 | insanda akıl bırakmamak (koymamak) | düşünceleri karmakarışık yapmak, kararsızlığa yol açmak. |
5787 | insaniyet namına | insanlığa yakışır duygulara uyarak anlamında kullanılan bir söz. Örn: Hakkında bilgisi olanların aşağıdaki adrese bildirmelerini insaniyet namına rica ederim. -S. F. Abasıyanık. |
5788 | insanlıktan çıkmak | 1) çok zayıflamış olmak 2) insana özgü niteliklerini yitirmek. Örn: İki üç aydır şu Çukurova'da gezdik, gezdik, insanlıktan çıktık. -Y. Kemal. |
5789 | inşallahla maşallahla | çaba harcamadan anlamında kullanılan bir söz. |
5790 | inşirah bulmak | iç açılmak, ferahlamak. |