Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
5881 işbaşı yapmakiş yerinde işe başlamak. Örn: “Şimdiye kadar sabah postasının çoktan işbaşı yapması, otobüslerin biletçileriyle birlikte seferde olmaları gerekir.” -T. Dursun K.
5882 işbaşına gelmekyönetici olmak.
5883 işe bak!şaşırılacak bir durum karşısında kullanılan bir söz.
5884 işe girmekgöreve, çalışmaya başlamak.
5885 işe karışmak1) herhangi bir konuda katkıda bulunmak, görev almak. Örn: “Her işe karışır, fikrini söyler, uzun uzun nasihatler eder.” -M. Ş. Esendal. 2) herhangi bir konuda olumsuz yönde müdahale etmek.
5886 işe yaramakelverişli olmak. Örn: “Bunları ezberledik de ne oldu? Hiç! Ne o günlerde işimize yaradı, ne de ondan sonra.” -M. Ş. Esendal.
5887 işi (bir şeye) vurmakişi değiştirmek. Örn: “O vakit aktör yahut aktris işi meddahlığa vuruyor.” -Ö. Seyfettin.
5888 işi ...-e dökmekişi değiştirip bir başka biçime çevirmek. Örn: “Onun işi böyle filozofluğa döküşünde biraz da benim mesuliyetim olmadı değil.” -H. Taner.
5889 işi ...-e vurmakgerekenden başka biçimde davranmak, ... gibi görünmek. Örn: İşi şakaya vurmak.
5890 işi ahbaplığa dökmekyerli yersiz yakınlık göstermek. Örn: “Şimdi maşallah açılmaya başladım diye söylenirsin, işi ahbaplığa dökersin, olur gider.” -R. N. Güntekin.
5891 işi aksi gitmekistenilen sonucu elde edememek.
5892 işi Allah’a kalmakgüç şartlar altında, kimseden yardım umudunun kalmadığı bir durumda bulunmak.
5893 işi azıtmakyanlış ve aşırı yollara sapmak. Örn: “Hani ya kahve nerede? Bir saattir bekliyorum, hâlâ gelmedi! Yoo! Siz artık işi azıttınız gayri!” -A. Ş. Hisar.
5894 işi bitmek1) işi sona ermek 2) hâli, gücü kalmamak.
5895 işi bozmakyapılan anlaşmayı, verilen sözü tutmamak. Örn: “Hiç benim yüzüme bakmıyor, işi bozacak bir şey söyleyeceğimden korkuyor gibiydi.” -M. Ş. Esendal.
5896 işi bozulmakyapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak.
5897 işi ciddiye almaksoruna önem vermek. Örn: “İşi ciddiye almış olacak ki hemen okul müdürüne çıkmış, izin istemiş.” -E. Bener.
5898 işi çıkmakbaşka bir işle meşgul olmak. Örn: “Bazen işi çıkıyor günlerce.” -F. F. Tülbentçi.
5899 işi gücü bırakmakyaptığı işten uzaklaşmak. Örn: “Su bulmak için işi gücü bırakarak bütün gün su peşine düşmemiz lazım gelecekti.” -B. R. Eyuboğlu.
5900 işi ileri götürmekbeklenenden daha aşırı davranışlar içine girmek. Örn: “Ama işi bu kadar ileri götürdüğüne göre, sonuçlarına da katlanması gerekirdi.” -E. Bener.
5901 işi iş olmakişi yolunda olmak.
5902 işi iş, kaşığı gümüş“işi tam istediği yolda” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Geldiğine geleceğine şimdi bin pişman! İzmir'de işin iş, kaşığın gümüş be adam, otursana oturduğun yerde!” -A. İlhan.
5903 işi olmak1) yapacak bir şeyi bulunmak 2) işi istediği gibi bitirmek 3) uğraşma zorunda olmak. Örn: Üstelik sen de buraya girmeye kalkışırsan işimiz var.
5904 işi oluruna bırakmakişi belli bir amaca göre değil de, kendi akışı içinde yürütmek.
5905 işi pişirmek tkz. aralarında gizlice anlaşmak. Örn: “Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti.” -S. F. Abasıyanık.
5906 işi resmiyete dökmekbir iş veya durum için resmî bir yola sokmak, resmî bir nitelik vermek.
5907 işi sağlama almakişin gerçekleşmesi ve bozulmaması için gerekli önlemleri almak. Örn: “Oyuna gelenlerin işi sağlama almaları dudaklarımdaki gülüşü kurutuverdi.” -N. Hikmet.
5908 işi şakaya dökmekciddi başlayan bir sözü veya davranışı şakaya çevirmek. Örn: “Bu gayretin boşluğunu anlayarak işi şakaya dökmeye başlıyor.” -R. N. Güntekin.
5909 işi tatlıya bağlamaksorunlu bir işi, iyi bir biçimde çözmek. Örn: “Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkarken, bir de felsefe çıktı. Rica ederim bugün işi tatlıya bağlayalım.” -Ö. Seyfettin.
5910 işi temizlemeksorunu çözmek.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir