Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
5911 işi üç nalla bir ata kalmakeline önemsiz bir imkân geçtiğinde büyük işlerin düşüne kapılanlar için söylenen bir söz.
5912 işi yokuşa sürmekişi zorlaştırmak.
5913 işi yolunda (tıkırında) gitmek (olmak)iş düzenli ve istenilen biçimde yürümek.
5914 işin alayında olmakbir işe gereken önemi vermemek, dalga geçmek.
5915 işin başıbir işin en önemli noktası.
5916 işin garibiişin tuhafı.
5917 işin içinde iş var“bir işin içyüzü başka” anlamında kullanılan bir söz.
5918 işin içinden çıkamamakbaşaramamak, sorunu çözümleyememek.
5919 işin içinden çıkmak (sıyrılmak)1) bir şeyi anlamak, bir sorunu çözümlemek. Örn: “Ne yaparsanız yapın, yeter ki akıllıca olsun, demiş, çıkmış işin içinden!” -B. R. Eyuboğlu. 2) güç bir sorunu çözemeyince kestirip atmak 3) bir konudan veya işten uzak durmak, kaçmak. Örn: “O, ne emreder
5920 işin kolayına kaçmakderinliğine araştırmadan basit olarak düşünmek, yüzeyde kalmak, tembellik etmek.
5921 işin kötüsüişin kötü yanı. Örn: “Cahil adam neye uğradığını şaşırmış ve işin kötüsü yatışır gibi olan merakı yine kabarmıştı.” -İ. O. Anar.
5922 işin kurdubir iş en ince ayrıntısını bilen, deneyimli, uzman (kimse).
5923 işin kurdu olmakbelirli bir konuyla ilgili her şeyi bilmek, uzmanlaşmak. Örn: “Şimdi yaşlandık, bu işlerin kurdu olduk.” -N. Meriç.
5924 işin mi yok“önemli değil, boş ver” anlamında kullanılan bir söz.
5925 işin ortasını bulmakortak bir noktada anlaşmak. Örn: “Şimdi bak Nimet, gel şu işin ortasını bulalım.” -M. İzgü.
5926 işin rengi değişmekkonu başka biçimde gelişmek, öncekinden farklı davranmaya başlamak. Örn: “O zaman işin rengi değişir, asık yüzünün morluğu uçup giderdi.” -O. Kemal.
5927 işin tuhafıişin tuhaf olan yanı. Örn: “İşin tuhafı, tek perdesi kalkmış fayton penceresinde görünen silindir şapkalı adam da altın dişlerini göstere göstere kahkahalar atıyor.” -A. Ağaoğlu.
5928 işin ucu birine dokunmakbir işten dolaylı olarak zarar görmek.
5929 işin üstesinden gelmekgüç bir işi başarmak, sonuçlandırmak.
5930 işinden olmakgörevini yitirmek, görevinden atılmak. Örn: “Tabii ertesi günü işinden oldu. İşinden olunca o da gitti askere yazıldı.” -H. Taner.
5931 işine bak!1) “görevini, işini sürdür” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Otururuz, otururuz sen işine bak!” -M. Ş. Esendal. 2) “sen karışma” anlamında kullanılan bir söz.
5932 işine gelmekçıkarına, amacına, düşüncesine uygun olmak. Örn: “Yattığı yerden işine gelen kararları onaylar, hoşlanmadıklarını bozarmış.” -T. Halman.
5933 işine koyulmakişini yapmayı sürdürmek.
5934 işini bilmeknereden, nasıl yararlanacağını bilmek, çıkarını bilmek.
5935 işini görmek1) görevini yapmak. Örn: “Bu dünyaya geldi geleli elini ılıktan soğuğa vurmamış, işini hep kurnazlıkla görmüştür.” -Y. Kemal. 2) mec. dövmek 3) argo öldürmek.
5936 işini uydurmakkurnaz, açıkgöz davranarak işine istediği gibi biçim vermek.
5937 işini yoluna koymakişi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek. Örn: “Kendisi burada işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü, o, savaş meydanlarında siper yapmıştı.” -R. H. Karay.
5938 işinin adamıçalıştığı işte başarı sağlayan, işinin gerektirdiği nitelikleri taşıyan kimse.
5939 işitmezliğe getirmek (işitmezlikten gelmek)işitmemiş, duymamış gibi davranmak, aldırmamak.
5940 işkembeden atmak (söylemek) tkz. uydurarak söylemek.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir