Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
5941 işkembesini düşünmek tkz. öncelikle karın doyurmayı düşünmek.
5942 işkembesini şişirmek tkz. oburca yemek.
5943 işkenceye sokmakmaddi veya manevi sıkıntı vermek, zora sokmak.
5944 işlem görmek ekon. herhangi bir mal, kıymetli kâğıt, döviz vb. piyasada alınmak, satılmak, değiştirilmek.
5945 işleme koymakbir işin gerçekleşmesi için gerekli olan işlemleri başlatmak. Örn: “Hasta ile ofis dışı ilişki kurduğunu duyarsam şikâyet dilekçemi işleme koyacağım.” -A. Kulin.
5946 işler açılmakpiyasa canlanmak.
5947 işler arapsaçına dönmekişler çok karmaşık bir hâl almak. Örn: “İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.” -K. Korcan.
5948 işler becermekzararlı, gizli işler yapmak.
5949 işportaya düşmekdeğerini yitirmek, herkes tarafından kullanılmak.
5950 iştah açmakyemek isteğini artırmak.
5951 iştah kapamak (kesmek)yemek isteğini azaltmak.
5952 iştaha gelmekarzulamak.
5953 iştahı kapanmak (kesilmek)yemek isteği yok olmak. Örn: “Doktor muayenesine gitmek için aldığı her randevunun ardından korkudan iştahı kesiliyordu.” -S. Erez.
5954 iştahı olmakyemek isteği fazla olmak.
5955 iştahı yerinde olmakyemesi, içmesi ve yaşaması düzenli olmak.
5956 işten (bile) değilçok kolay. Örn: “... gürültüler ve rezaletler çıkarmak onun için işten bile değildi.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
5957 işten el çektirmekgörevden uzaklaştırmak.
5958 işten güçten kalmakherhangi bir sebeple çalışmamak, çalışamamak. Örn: “Oraya kadar sürüklenmek, hanlarda birçok para harcamak, günlerce işten güçten kalmak köylülerin gözünü yıldırır.” -H. E. Adıvar.
5959 işten güçten vakit bulamamakçok yoğun çalıştığı için zaman ayıramamak.
5960 iştiyak duymakgöreceği gelmek, özlemek.
5961 it dişi domuz derisisevilmeyen iki kişi arasındaki anlaşmazlıktan duyulan hoşnutluğu anlatan bir söz.
5962 it gibi çalışmakçok çalışmak, yorulmak.
5963 it izi at izine karışmakat izi it izine karışmak.
5964 it sürüsü kadar hkr. çok kalabalık.
5965 ite atsan yemez“çok kötü, berbat” anlamında kullanılan bir söz.
5966 ite ot, ata et vermekata et, ite ot vermek.
5967 ithamda bulunmakbirini suçlamak.
5968 iti ite kırdırmakkötülüğü kötülük aracılığıyla ortadan kaldırmak.
5969 itibar görmek1) sayılmak, kendisine değer verilmek. Örn: “Bütün satıcılar onu tanıdık bir yüzle karşılıyorlardı ve her yerde aşırı bir itibar görüyorduk.” -K. Bilbaşar. 2) aranmak, istenmek.
5970 itibara almakgöz önünde tutmak, hesaba katmak.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir