Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
6241 kamburunu çıkarmakinsan, kedi vb. sırtını tümsek duruma getirmek.
6242 kamçı çalmak (vurmak)kamçılamak.
6243 kamet getirmekfarz namazına durmak için iç ezan okumak.
6244 kameti artırmak1) yüksek sesle konuşmak 2) ortalığı velveleye vermek.
6245 kamış atmak (koymak) argo birine oyun etmek, arabozanlık etmek. Örn: “Sıkıntılı bir durumdu ama onun kamışı o kadar zekice atması hoşuma gitmişti.” -R. Erduran.
6246 kamp kurmakkamp için kalınacak yerde gerekli düzeni sağlamak.
6247 kamp yapmakkampa girmek.
6248 kampa girmekgenellikle yarışma öncesi, yarışmaya gerektiği gibi hazırlanmak.
6249 kamuoyu oluşturmak (yaratmak)bir düşünceyi yaygınlaştırmak ve halkın dikkati o düşünce etrafında toplamak ve yoğunlaştırmak.
6250 kan (kanı) başına çıkmak (sıçramak veya toplanmak)öfkelenmek. Örn: “Kan başına çıkarmış zavallının ve hep bağırmak, bağırmak istermiş.” -P. Safa.
6251 kan ağlamakbüyük bir üzüntü içinde bulunmak.
6252 kan akıtmakkurban kesmek.
6253 kan akmak1) savaş, çatışma, dövüş olmak 2) ölmek.
6254 kan alacak damarı bilmeknereden veya kimden çıkar sağlanabileceğini bilmek.
6255 kan beynine sıçramak (çıkmak)çok sinirlenmek, hiddetlenmek, kontrolü yitirmek. Örn: “O görüntü gözlerimin önünde canlanınca kan beynime sıçrıyor, kendimi kaybediyorum.” -A. Ümit.
6256 kan çanağı gibikanlanan (göz).
6257 kan çekmek1) yüz ve huy, anne veya baba tarafının yüzüne ve huyuna benzemek 2) akrabalar birbirlerine yakınlık duymak.
6258 kan çıkmakkan dökülmek, cinayet işlenmek.
6259 kan dere gibi akmakvücudun bir yerinden çok kan akmak veya bir savaşta çok kişi yaralanarak ölmek.
6260 kan dökmekölüme yol açmak, cana kıymak. Örn: “Şimdiyse durum değişmiş, şu sazevinde oturanlar toprak için kan bile dökebilirlerdi.” -Y. Kemal.
6261 kan gövdeyi götürmekçok kan dökülmek. Örn: “Cephelerde kan gövdeyi götürürken bu macera adamının aramızda ne aradığını düşünüyordum.” -R. N. Güntekin.
6262 kan gütmekkan dökerek öç almak istemek.
6263 kan istemeköldürülen bir kimsenin öcünün alınmasını istemek.
6264 kan kaybetmek1) herhangi bir nedenle vücuttan çok kan akmak. Örn: “Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş.” -M. Ş. Esendal. 2) mec. güçsüzleşmek, etkisini kaybetmek.
6265 kan kusup kızılcık şerbeti içtim demekçok eziyet çektiği hâlde durumunu iyi göstermek.
6266 kan olmakinsan öldürülmek.
6267 kan revan içindeher yanı kana bulanmış. Örn: “Öteki arkadaşların kan revan içinde sağa sola fırlatıldıklarını müşahede ettim.” -A. İlhan.
6268 kan revan içinde kalmakher yanı kana bulanmak. Örn: “Çıplak ayağım kan revan içinde kaldıkça öbürüne bakıp şükredeceğim.” -S. Çokum.
6269 kan ter içindeçok terli, yorgun ve perişan bir durumda. Örn: “İşte şimdi de kan ter içinde oturdum masanın başına.” -N. Hikmet.
6270 kan tere batmakkan ter içinde kalmak. Örn: “Yaptığınız yürüyüş, başka zamanlarda kan tere batmadan yapılacak işlerden değildir.” -R. N. Güntekin.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir