Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
6301 kapalı olmak1) iş yapmamak 2) ilgisiz kalmak. Örn: “Nedim'i beğenmeyenler bu şenlikli dünyaya kapalı olanlardır.” -S. Birsel.
6302 kapalı yetişmektoplum hayatına girmeden, karışmadan yetişmek.
6303 kapan kurmakbir hayvanı tuzağa düşürmek için kapan hazırlamak.
6304 kapana düşmek (girmek veya kısılmak veya koymak veya tutulmak veya yakalanmak)içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek. Örn: “Onlar beni kapana koyacaklarını sanadursunlar.” -R. H. Karay.
6305 kapana düşürmek (kıstırmak)hile ile yakalamak. Örn: “İçindekiler kendilerini ayaklarıyla bir kapana kıstırmışlardır.” -R. N. Güntekin.
6306 kapana sıkıştırmak1) birini zor durumda bırakmak. Örn: “Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır.” -H. Taner. 2) birini düzenle zor duruma sokmak, işin içinden çıkamaz duruma getirmek.
6307 kapanın elinde kalmak1) çok istenir ve aranır olmak 2) bir şeyden ancak çabuk davranabilenler yararlanmak.
6308 kapı almak (yapmak)tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul getirmek ve o hanenin karşı oyuncu tarafından kullanılmasını engellemek. Örn: “Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın.” -T. Uyar.
6309 kapı aralamakbir konuya giriş yapmak, karşısındakini hazırlamak.
6310 kapı aramakev ziyareti yapmak istemek.
6311 kapı baca açıkkorunmaya alınmamış.
6312 kapı dışarı etmek (atmak)kovmak, dışarı atmak. Örn: “Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok.” -M. İzgü.
6313 kapı gibi1) iri vücutlu (kimse) 2) dayanak noktası güçlü, sağlam olan. Örn: “İçlerinden biri atından inerek celladın burnuna kapı gibi bir fermanı dayadı.” -İ. O. Anar.
6314 kapı kadarçok enli ve uzun olan.
6315 kapı kapı aramakher yeri aramak.
6316 kapı kapı dolaşmak (gezmek)1) ev ev gezmek 2) bir yerlere sürekli girip çıkmak. Örn: “Elbette öyle ama sen böyle panik hâlinde kapı kapı dolaşırsan, teşkilatta muhalefet var sanıp gerçekten de bir temizliğe başlayabilirler.” -A. Ümit. 3) iş aramak için her yere başvurmak.
6317 kapı komşusu yapmak (etmek)bir yere sık gidip gelmek.
6318 kapı yapmak1) bir şey istemek veya söylemek için karşısındakini önceden başka sözlerle hazırlamak. Örn: “Rumeli'de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti.” -Ö. Seyfettin. 2) ev gezmesi yapmak 3) kapı almak.
6319 kapıda kalmakiçeri girememek. Örn: “Anahtar bendedir. Onlar sonra kapıda kalırlar.” -M. Ş. Esendal.
6320 kapıdan çevirmekgeri döndürmek, kabul etmemek. Örn: “Fakat görücüleri de kapıdan çevirmeyi doğru bulmuyordu.” -H. E. Adıvar.
6321 kapıdan kovsan bacadan düşeryüzsüz, arsız kimseler için söylenen bir söz.
6322 kapılar yüzüne (üzerine veya üstüne) kapanmakistenilen şeye ulaşma imkânı verilmemek.
6323 kapıları açık tutmakherhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamını sürdürmeye çalışmak.
6324 kapıları kapamakbütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak.
6325 kapıp koyuvermek1) kendini bırakmak. Örn: “Nihayet yorgunluktan sızıp kalıncıya kadar kendimi bu buhrana kapıp koyuverdim.” -E. İ. Benice. 2) bırakmak, vazgeçmek.
6326 kapısına kilit vurmak1) girilip çıkılmasını önlemek için bir yeri kapamak 2) bir yerin çalışmasına son vermek.
6327 kapış kapış gitmekçok çabuk satılmak, çok istenir olmak.
6328 kapış kapış yapmaküstüne atılmak, aceleyle almak. Örn: “El elin ayıbını terzi kumaşı alır gibi kapış kapış yaptığı için aldırış etmem.” -B. Felek.
6329 kapıya dayanmak1) gelip çatmak. Örn: “Kış kapıya dayandı, daha kömür alamadık.” -R. N. Güntekin. 2) bir şey elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak, göz korkutmak. Örn: “Bereket versin ki padişahın cellatları kapıya dayanmadılar.” -İ. O. Anar.
6330 kapıyı açmak1) bir işe veya bir konuya öncelikli olarak başlamak 2) bir işte başkalarına örnek olmak.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir