Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
7141 küf bağlamak (tutmak)1) küflenmek 2) mec. unutulmak 3) mec. bitmek, kalmamak. Örn: “İsteksiz isteksiz oluyorsun tıraşı, bir küf bağlamışsa bütün heyecanların.” -Ç. Altan.
7142 küfelik olmakçok sarhoş olmak.
7143 küfür savurmakküfretmek. Örn: “Onlara ağza alınmaz birkaç küfür savurdu.” -O. C. Kaygılı.
7144 küfür yemekkendisine küfredilmek. Örn: “Kapının eşiğinde, şiş yarasının kabuklarını ayıklayan bir Arap eteğine basıp halis Kur'an şivesiyle şiddetli bir küfür yedikten sonra otele döndüm.” -F. R. Atay.
7145 kül bağlamak1) ateş sönmek 2) mec. gücünü, etkisini yitirmek.
7146 kül etmek1) yakmak, kavurmak 2) mec. birinin varını yoğunu yok etmek.
7147 kül gibisoluk, renksiz (bet beniz).
7148 kül olmak1) bütünüyle yanmak. Örn: “Tatlı bir cızırtı çıkararak çabucak tutuşur, mavi ve sincabi bir buhar bırakarak kül oluverirdi.” -Ö. Seyfettin. 2) mec. varını yoğunu yitirmek.
7149 kül ufak olmakçok küçük parçalara ayrılmak.
7150 kül yemek (yutmak) argo kurnazca yapılan bir oyuna düşmek, aldatılmak.
7151 külah kapmakdüzen, dalavere ile bir işin başına geçmek. Örn: “Hatta bunlar arasında öyleleri vardır ki zamana ayak uydurmak, göze girmek ve külah kapmak için gâvur mukallitliğinde birbiriyle âdeta yarışa girişmişlerdir.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
7152 külah peşinde olmakyalan ve dolanla bir işin başına geçmeye çalışmak.
7153 külah takmakhile ile, oyunla kandırıp parasını almak. Örn: “Önüme gelene külah takacaktım. Külah takacağım kimseler de mutlaka benim gibi olanlardı.” -Halikarnas Balıkçısı.
7154 külahıma anlat!“söylediklerine inanamıyorum, beni kandıramazsın” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Anlat sen benim külahıma! Ah, ben hükûmette olsam size gık dedirtmem!” -Ö. Seyfettin.
7155 külahını havaya atmakpek çok sevinmek.
7156 külahları değiştirmek (değişmek)tehdit ederek bozuşmak. Örn: “Dükkânda çalışırken ters bir iş tutarsa yeniden külahları değişebilirlerdi.” -O. Kemal.
7157 külçe gibi oturmakyorgun veya bitkin bir durumda çöküvermek.
7158 külçe kesilmekdermansız, güçsüz kalıp olduğu yere yığılmak. Örn: “Sağ olup da bu hâli görseydi, o anda külçe mi kesilirdi acaba, yoksa oynatıverir miydi?” -S. M. Alus.
7159 külfete katlanmaksıkıntıya, zorluğa önem vermemek. Örn: “Ben en hain, en merhametsiz hücumları yapmak için bu kadar külfetlere katlanıp buralara gelmiştim.” -A. Gündüz.
7160 külünü savurmakbir şeyi bütünüyle bitirip yok etmek.
7161 kümeden düşmektakımlar sonraki sezonda bir alt kümeye inmek, ligden düşmek.
7162 kümeye çıkmaktakımlar sonraki sezonda bir üst kümeye yükselmek, lige çıkmak.
7163 kündeden atmak1) güreşçi, rakibini belinden kavrayıp kendi üzerinden aşırarak arka üzeri atmak 2) mec. aldatarak tuzağa düşürmek.
7164 kündeye almak (getirmek)1) güreşçi, rakibini altına alıp bir elini önden, ötekini arkadan geçirerek kilitlemek. Örn: “Kolunu tutup kündeye getiriyor, bir taraftan da bacağının birini ikiye büküyorum.” -M. İzgü. 2) mec. oyuna getirmek, tuzağa düşürmek. Örn: “Plan kurar, tertip
7165 kündeye gelmekaldanmak, tuzağa düşmek. Örn: “Barut yoktu. Kalenin dar kapısından çıkmak imkânı yoktu. Öyle korkunç bir kündeye gelmişlerdi ki...” -Ö. Seyfettin.
7166 kündeye getirilmekaldatılmak, tuzağa düşürülmek. Örn: “Akıllı bir evlat olan Ali Harun Bey, annesinin böyle bir kündeye getirilmesini hazmedemez.” -H. R. Gürpınar.
7167 künyesi gelmeksavaşta bir askerin ölüm haberi kendi evine bildirilmek. Örn: “Geçen sene künyesi geldi, dedi.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
7168 küp gibi1) şişman 2) sarhoş.
7169 küpe dönmekçok şişmanlamak. Örn: “O zamandan beri küpe dönmüş. Hâlbuki o zamanlar ne ince bir kızdı.” -H. Taner.
7170 küplere binmekçok öfkelenmek. Örn: “Ertesi günü babam horozun ölüsünü bulunca küplere bindi.” -S. F. Abasıyanık.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir