Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
7381 mart kedisi gibiçapkın ve azgın olan.
7382 martaval atmak (okumak)inanılmayacak sözler söylemek, yalan söylemek.
7383 maruz bırakmakbir olayın veya bir durumun etkisinde bırakmak. Örn: “Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
7384 maruz bulunmak (olmak)bir olayın veya bir durumun etkisinde bulunmak.
7385 maruz kalmakbir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak. Örn: “İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.” -E. Şafak.
7386 masal âleminde yaşamak1) gerçek olmayan, gerçekleşmesi güç olan şeyler düşünerek yaşamak 2) masallardaki gibi olağanüstü güzel anlar yaşamak.
7387 masal gibiolmayacak biçimde.
7388 masal okumak (anlatmak)inandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak.
7389 masaya oturmakbir anlaşmazlığı çözümlemek üzere bir araya gelmek, toplanmak.
7390 maskara etmek1) bir kimseyi veya şeyi gülünç ve şerefsiz duruma düşürmek. Örn: “Şu kendini bütün memlekete maskara eden münevver züppenin eksik tarafı millî şuurdan başka nedir?” -O. S. Orhon. 2) bir şeyi bozmak, berbat etmek.
7391 maskara olmakgülünç bir duruma düşmek.
7392 maskesi düşmekgerçek niyeti ve niteliği ortaya çıkmak.
7393 maskesini atmakamaçlarını gizlemesini bilen kimse, bu tutumunu bırakarak gerçek kişiliğini ve amaçlarını açığa vurmak.
7394 maskesini düşürmek (kaldırmak)gizli amaçlarını, gerçek kişiliğini ortaya çıkarmak.
7395 masraf etmekpara harcamak.
7396 masraf görmekalışveriş veya ödeme işlerini yapmak.
7397 masraf kapısı açmakpara harcamayı gerektiren bir işe girişmek.
7398 masrafa girmekbir iş veya yapım için çok para harcamak. Örn: “Bir adamın hiç tanımadığı insanlar için bu kadar zahmet ve masrafa girmesine bir türlü akıl erdiremiyorum.” -R. N. Güntekin.
7399 masrafı çekmekbir iş için gereken parayı ödemek, gideri karşılamak.
7400 masraftan çıkmakbeklenmedik bir sırada para harcama durumunda kalmak, paradan çıkmak.
7401 mastor olmakesrar içerek kendinden geçmek. Örn: “Esrarcılar boğula boğula öksürürler, duman içinde kalırlar, duman olurlar. Buna mastor olurlar demek daha uygundur.” -S. Sema.
7402 maşa gibizayıf ve kuru (kimse).
7403 maşa kadarçok küçük doğan (çocuk).
7404 maşa varken elini yakmakbir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol varken o yolu tutmamak.
7405 maşalık etmekbaşkalarının çıkarı, isteği ve amaçları doğrultusunda çalışmak.
7406 maşallahı varbir kimsenin veya bir şeyin iyi bir durumu anlatılırken söylenen bir söz. Örn: Çocuğun bugün maşallahı var, hiç huysuzluk etmedi.
7407 mat etmek1) satranç oyununda yenmek. Örn: “İki kişiyi birden satrançta mat ettim.” -A. Gündüz. 2) bir tartışma sonunda karşısındakini cevap veremez duruma düşürmek. Örn: “Başkaları onları mat etmeden onlar kendi çelişkileri ile kendilerini çelmeliyorlardı.” -H.
7408 mat olmak1) satranç oyununda yenilmek 2) bir tartışma sonunda veya benzeri bir durumda yenik düşmek.
7409 matem tutmakyas tutmak.
7410 matiz olmak argo sarhoşluktan sızacak duruma gelmek. Örn: “Bak şu moruğa matiz oluyor gene.” -O. Kemal.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir