Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
7531 meyil vermek1) eğiklik sağlamak 2) mec. ilgi göstermek, gönül vermek. Örn: “Her dilbere meyil verme / Ya sevilir ya sevilmez” -Erzurumlu Emrah.
7532 meyve almak1) ürün elde etmek 2) mec. yarar elde etmek.
7533 meyve vermek1) ürün vermek 2) mec. bir eser ortaya çıkarmak.
7534 meyveye durmakmeyve verecek duruma gelmek. Örn: “Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi.” -M. Uyguner.
7535 mezada çıkarmak (koymak)açık artırma yoluyla bir malı satışa çıkarmak. Örn: “Nesi var nesi yoksa toplar, buraya getirir, mezada koyardı.” -M. Ş. Esendal.
7536 mezardan çıkarmakbir kimseyi ölümden kurtarmak.
7537 mezarını kazmakkötülüğünü istemek, kötü duruma düşürmek için uğraşmak.
7538 mıncığı çıkmakezilerek içi dışına çıkmak.
7539 mır mır etmek1) “mırıldanma” sesi çıkarmak 2) kendi kendine söylenip durmak.
7540 mırın kırın etmekbir isteği yerine getirmemek için çeşitli sebepler ileri sürmek, nazlanmak. Örn: “Sorulsa, nasıl bir hayatı seviyorsun, diye, mırın kırın eder, hiçbir şey anlaşılmaz.” -A. Boysan.
7541 mısır püskülü gibiseyrek, ince ve cansız (saç).
7542 mışıl mışıl uyumakrahat, sessiz ve derin soluk alarak uyumak.
7543 miadı dolmakbir şeyin kullanım süresi bitmek, eskimek.
7544 miadı gelmekzamanı gelmek. Örn: “Bakkalın veresiyeyi kestiği bir gün, artık bu işin miadı geldiğine kanaat ederek satış hususunda ısrar edecek olmuş.” -A. Ş. Hisar.
7545 mide bulandırmak1) kusacak bir duruma getirmek. Örn: “Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı.” -P. Safa. 2) mec. kuşkulandırmak.
7546 mide fesadına uğramakçok ve çeşitli yiyecekler yemekten midesi bozulmak.
7547 midesi almamak (kaldırmamak, kabul etmemek, götürmemek)1) hastalık, tiksinme vb. sebeplerle bir şeyi yiyememek 2) mec. çirkin bir şey karşısında huzursuz olmak, rahatı kaçmak.
7548 midesi bulanmak1) kusacak gibi olmak 2) mec. iğrenmek, tiksinmek 3) mec. kuşkulanmak, işkillenmek 4) mec. huzursuz olmak, rahatı kaçıp tedirgin olmak, hoşlanmamak. Örn: “Bu rahatlık, bolluk, ferahlık havasına esir ticareti, sömürgecilik gibi kokular karışınca insanın m
7549 midesi ekşimek (kaynamak, yanmak)yeni yenilmiş yiyeceklerden ötürü midede rahatsızlık duymak. Örn: “Şu midesi ekşimese hayat da ekşimeyecek onun için, ama ne yapsın?” -N. F. Kısakürek.
7550 midesi ezilmek (kazınmak)açlık duymak.
7551 mideye indirmek1) yemek içmek 2) mec. haksız yere, kanunsuz olarak para kazanmak.
7552 mideye oturmakyenilen şey sindirilmeyip mideye rahatsızlık vermek.
7553 mideyi bastırmakhafif şeyler yiyerek açlığını gidermek.
7554 mihenge vurmakdenemek.
7555 mihnet çekmeksıkıntılı bir duruma katlanmak, sıkıntı çekmek.
7556 mikrofona koymakhikâye, roman, oyun vb. eserleri radyo için elverişli duruma getirip yayımlamak.
7557 mikroskop altına koymak (almak)en ince noktasına kadar araştırmak, didik didik edip incelemek. Örn: “Başkalarını nasıl mikroskop altına koydunsa kendini de öylece koy!” -H. E. Adıvar.
7558 mil yapmakyol yapmak.
7559 milim oynamamak1) ölçüsüne tam olarak uygun düşmek 2) hiç kıpırdamamak.
7560 milim şaşmamaktam denk düşmek.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir