Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
8251 partal atmakyalan söylemek. Örn: “Ne partallar attı gayrı.” -O. Kemal.
8252 parti çevirmekkâğıt oyunları, tavla vb.nde bir parti oynamak.
8253 parti vermekbir şeyi kutlamak veya eğlenmek için birçok kimseyi bir araya toplamak. Örn: “Unuttun mu, geçen sonbahar orada bir parti vermiştiniz, ben de vardım.” -N. Eray.
8254 partiyi kaybetmek1) elde etmeye çalıştığı bir kazancı karşısındakine kaptırmak 2) başkasıyla çekiştiği bir konuda yenilmek. Örn: “Kızın gözlerinden damla damla yaşlar akıyordu. İmam partiyi kaybediyordu.” -H. E. Adıvar.
8255 partiyi vurmakbüyük bir kazanç sağlamak.
8256 pas açmakbir şeyin pasını giderip parlatmak.
8257 pas almak sp. bazı top oyunlarında bir oyuncu takım arkadaşından gelen topu kullanmak. Örn: “Biçimli yerlerde durup paslar alır, ofsayt durumlarında beleş goller çıkarırdı.” -H. Taner.
8258 pas atmak (vermek)1) sp. bazı top oyunlarında bir oyuncu takım arkadaşına top geçirmek 2) argo karşı cinse umut ve cesaret vermek.
8259 pas geçmek1) bazı iskambil oyunlarında o ele katılmamak 2) “geçiniz” demek 3) argo vazgeçmek, caymak, aldırış etmemek.
8260 pas tutmak1) paslı duruma gelmek, paslanmak 2) çalışamaz duruma gelmek. Örn: “Hokkaların içinde mürekkep kurumuş, kalemler pas tutmuştu.” -E. E. Talu.
8261 pas vermemekkarşı cinse umut ve cesaret vermemek.
8262 paskalya yumurtası gibiyüzüne çok allık süren.
8263 pasta çekmekotomobilleri pasta ile parlatmak.
8264 paşa gibi yaşamakbolluk içinde yaşamak, bey gibi yaşamak.
8265 paşa olmak hlk. fazlaca içki içmiş olmak.
8266 pat diyeansızın. Örn: “İnsan öyle pat diye ölür mü canım, aklınıza nereden geliyor bunlar?” -N. Eray.
8267 pata çakmak argo askerce selam vermek.
8268 pata gelmek1) kâğıt oyunlarında berabere kalmak 2) ödeşmek, başa baş gelmek.
8269 patırtı çıkarmakkavgaya sebep olmak, kavga çıkarmak.
8270 patırtı kopmakkavga çıkmak, kargaşalık olmak.
8271 patırtıya pabuç bırakmamak tkz. önemli bir tehlike yaratmayacağını bildiği kışkırtmalara, yıldırmalara aldırmayıp bildiğini yapmak.
8272 patinaj yapmak1) tekerlek, tutunma eksikliği sebebiyle ilerlemeksizin aynı noktada dönmek 2) mec. herhangi bir işte ilerleme kaydedememek, aynı noktada sayıp durmak.
8273 patlak vermekgizli kalması istenen veya beklenmedik bir olay, ansızın ortaya çıkmak. Örn: “İnsanın vuzuhsuzluk içinde her an bir hadisenin patlak vermesini beklemesi kadar fena bir şey tasavvur edilemez.” -E. İ. Benice.
8274 patlama!“sabret, sakin ol” anlamında kullanılan uyarıcı bir söz. Örn: Patlama, geliyorum!
8275 patron çıkarmakpatronları çizili olduğu modelden kopya yolu ile bir kâğıda geçirip kesmek.
8276 pay bırakmak1) kesme, biçme, yapma sırasında, bir şeyde daha sonra kullanılmak için fazlalık bırakmak. Örn: “Daha güzel günlere pay bırakmak için bir fedakârlık edelim.” -P. Safa. 2) mec. bir ilişkide fazla samimi olmamak, mesafe bırakmak.
8277 pay çıkarmakbir olay veya durumdan gereken deneyimi kazanmak, tutulacak yolu belirlemek. Örn: “Bununla beraber muhtar, bu vakadan köyün davası için bir pay çıkarmayı ihmal etmemektedir.” -R. N. Güntekin.
8278 pay vermek1) hisse vermek, bölüşmede bulunan parçalardan ayırmak. Örn: “Batı, beynini sömürdüğü insanlara kendi uyruklarına sağladığı konfordan pay verip gönül alır.” -H. Taner. 2) mec. küçük büyüğe karşılık vermek, saygısızca davranmak. Örn: “Bunlar analarına, b
8279 payanda vurmakpayandalamak.
8280 paydos borusu çalmakişi bırakma zamanının geldiğini boru sesi ile bildirmek.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir