Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
811 (birinin) kellesini uçurmakkafasını keserek koparmak.
812 (birinin) kellesini vurdurmaköldürtmek. Örn: “Atı kimin evinde, kimin elinde bulursa onun kellesini vurduracakmış.” -Y. Kemal.
813 (birinin) kemikleri sayılmakçok zayıflamak.
814 (birinin) kemiklerini kırmakbirini çok dövmek, aşırı dayak atmak. Örn: “Kim ona yan bakarsa kemiklerini kırar, anasını ağlatırım.” -H. E. Adıvar.
815 (birinin) kestiği tırnak olamamakbir kimse, söz konusu olan kimseden değerce çok aşağı olmak.
816 (birinin) keyfini kaçırmak (bozmak)üzmek. Örn: “Ne istedin adamdan, dedi. Keyfini kaçırdın oruçlu oruçlu.” -H. Taner.
817 (birinin) keyfini yapmakher türlü istek ve dileği yerine getirmek. Örn: “Ben dünyaya sanki herkesin keyfini yapmak, herkesin menfaatine hizmet etmek için gelmiştim.” -H. C. Yalçın.
818 (birinin) keyfinin kâhyası olmamakbirine alışkanlıklarına, davranışlarına, düzenine karışmaya hakkı olmamak. Örn: “Eloğlunun keyfinin kâhyası değiliz.” -N. Hikmet.
819 (birinin) kılığına girmekonun gibi giyinmek.
820 (birinin) kılına dokunmamakbir kimseye dokunacak, zarar verecek en ufak bir davranışta bile bulunmamak.
821 (birinin) kızı kısrağıbirinin ailesindeki kızlar ve kadınlar.
822 (birinin) kirli çamaşırlarını ortaya dökmekbirinin ayıp, kusur veya suçlarını açıklamak, söylemek.
823 (birinin) koluna girmekkolunu birinin koltuğu altından geçirmek. Örn: “Koluna iki polis girmişti.” -R. N. Güntekin.
824 (birinin) kolunda altın bileziği olmakkazanç sağlayan bir mesleği, zanaatı olmak.
825 (birinin) konuğu olmakbirine konuk olarak gidip kalmak. Örn: “Onun köyüne gittim, onun konuğu oldum orada on beş gün.” -Y. Kemal.
826 (birinin) koynuna girmekbiriyle yatıp sevişmek.
827 (birinin) kucağına oturmak1) dizlerinin üstüne oturmak 2) argo yaltaklanmak 3) argo birinin amaçlarına alet olmak.
828 (birinin) kulağını bükmekbir sorun karşısında dikkatli davranması için uyarıda bulunmak.
829 (birinin) kulağını çekmek1) ceza olarak kulağını tutup bükerek çekmek 2) uyarmak için hafif bir ceza vermek.
830 (birinin) kulağını çınlatmakbirini anmak.
831 (birinin) kulağını doldurmakbir kimseye başkasından bilgi almadan önce konu üzerinde bilgi verirken kendi düşüncesini aşılamak.
832 (birinin) kulağının zarı patlamakgürültü yüzünden rahatsız olmak.
833 (birinin) kuyruğuna basmakbirini incitip saldırıda bulunmasına yol açmak, tahrik etmek.
834 (birinin) kuyruğuna teneke bağlamak1) biriyle aşırı derecede alay etmek 2) birini, herkesin alay edeceği biçimde kovmak.
835 (birinin) kuyruğunu kıstırmakbirini güç bir duruma düşürmek.
836 (birinin) kuyusunu kazmakbirinin yıkımına çalışmak, kötü duruma düşmesini istemek. Örn: “Yüzden ağır durup arkadan kabinenin kuyusunu kazacaksın!” -M. Ş. Esendal.
837 (birinin) künyesini okumakayıplarını yüzüne vurarak bir kimseye sövmek.
838 (birinin) leşini çıkarmakçok dövmek, adamakıllı dövmek.
839 (birinin) leşini sermeköldürmek. Örn: “Evin içini allak bullak edip leşini gözünün önüne sereyim mi?” -S. M. Alus.
840 (birinin) lokmasını dökmekbir ölünün anısına lokma tatlısı yapıp dağıtmak.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir