Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
8401 pot yapmakdikişte kabarıklık veya büzülme olmak.
8402 poz kesmek (yapmak)çalım atmak, afili görüntü vermek.
8403 poz vermekresim yaptırmak veya fotoğraf çektirmek için durum almak. Örn: “Tam çizerken bir arkadaşı geliyor, poz veren çocuğun ensesine bir küfür ve bir de şamar yapıştırıyor.” -B. R. Eyuboğlu.
8404 pöstekisini çıkarmaköldürmek, yok etmek. Örn: “Sonra peşine herifleri taksın ha! Alimallah pöstekisini çıkarırdım.” -İ. A. Gövsa.
8405 pöstekiyi kurtarmakhoş olmayan bir durumdan kurtulmak. Örn: “Aman, bir karı ki görme... Maymun mu maymun, biçimsiz mi biçimsiz, pis mi pis... Ne yaparsın... Pöstekiyi kurtarmak lazım.” -Ö. Seyfettin.
8406 prangaya vurmakayağına pranga bağlamak, zincire vurmak.
8407 problem çıkarmaksorun çıkarmak.
8408 problem etmekdert etmek.
8409 problem olmakdert olmak.
8410 projeksiyon tutmakbir konuyu aydınlatmak, açıklığa kavuşturmak.
8411 projektör ışığında olmakgöz önünde bulunmak, ortada olmak. Örn: “Devlet adamları her ülkede projektör ışığında kişiler olarak davranışlarına, sözlerine, görünümlerine dikkat etmek zorundadırlar.” -H. Taner.
8412 protesto çekmekprotesto yollamak.
8413 puan almak (kazanmak)1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak 2) genellikle test biçimindeki sınavda herhangi bir puan elde etmek 3) mec. itibar kazanmak, takdir edilmek.
8414 puan toplamak1) sp. puan kazanmak 2) mec. saygınlık sağlamak.
8415 puan tutturmak1) gereken sayıda puan kazanmak 2) sınavlarda istenen yere girebilmek için gerekli puanı elde etmek.
8416 puan vermek1) değer biçmek, not vermek 2) sp. boksta ve güreşte başarısız duruma düşmek.
8417 pufla gibiçok yumuşak ve kabarık. Örn: Pufla gibi yastık.
8418 pul tutmak argo para kazanmaya başlamak.
8419 pula dönmekdeğersizleşmek. Örn: “Altın idin pula döndün / Yere düşer paslanırsın” -Halk türküsü.
8420 punduna getirmekbir şeyi yapmak için uygun zamanı ve yeri seçmek. Örn: “O döner dönmez bir punduna getirip tanıştırayım sizi.” -A. İlhan.
8421 pundunu bulmakpunduna getirmek.
8422 pupa yelken ilerlemek (gitmek...)1) yelkenler, arkadan esen rüzgârla şişmiş olarak, tam yolla. Örn: “Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu.” -S. F. Abasıyanık. 2) mec. alabildiğince, hiçbir şeye bağımlı olmadan. Örn: “Batı'da bilimsel araştırmalar, dramatik ic
8423 pusu kurmaksaldıracağı kimseye görünmemek için bir yerde gizlenip beklemek.
8424 pusuda beklemekgizlenerek saldırıya hazır durumda olmak. Örn: “Bu da hile, inanmıyorum pusuda beklediğine ve rol oynadığına inanıyorum.” -N. F. Kısakürek.
8425 pusudan çıkmak1) kurulan pusudan kurtulmak 2) kuracağı pusudan vazgemek. Örn: “Müdürün derviş tabiatlı olduğunu öğrenince teker teker pusudan çıkmaya başladılar.” -K. Korcan.
8426 pusulayı şaşırmak1) güç bir duruma düşerek ne yapacağını bilememek. Örn: “Aramızda bir profesör, bir de doçent vardı, hepimiz çoktan pusulayı şaşırmıştık.” -B. R. Eyuboğlu. 2) doğru tutum ve davranıştan ayrılmak.
8427 pusuya düşmekpusu kuran kimsenin saldırı alanı içine girmek.
8428 pusuya yatmakpusuda beklemek. Örn: “Sakarya galibiyeti, o güne kadar pek farkına varılmayan korkunç bir düğümün çözülmesine, sinmiş, pusuya yatmış kuvvetlerin meydana çıkmasına yol açmıştı.” -T. Buğra.
8429 puşt olmak1) birinin ilencine uğrayıp kötüleşmek, mahvolmak. Örn: “Bu gurbet ellerde candan usandım / El kahrını çekmede ömrüm puşt oldu” -Halk türküsü. 2) argo bir işin uzmanı olmak.
8430 put gibisessiz, anlamsız bir bakışla ve kımıldamaksızın. Örn: “Ben ağlamıyor, put gibi duruyordum.” -A. Kutlu.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir