Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
8521 romatizması tutmakromatizma ağrıları başlamak. Örn: “Kardeşinin romatizmaları tutmuş.” -Ö. Seyfettin.
8522 rota değiştirmek1) gidilen yolu değiştirmek. Örn: “Turgut, ani bir kararla rotasını değiştirdi.” -F. F. Tülbentçi. 2) mec. tutumunu değiştirmek, izlediği yoldan ayrılmak.
8523 rota kırmakrota çizgisinden ayrılmak. Örn: “Bir de baktım ki niyetlendiğim gibi kıyıya paralel gitmemiş, rota kırıp açılmışım.” -R. Erduran.
8524 rölantide durmak (çalışmak)motorlu taşıtlarda, motor boşta çalışmak.
8525 rölantiye almak1) motorlu taşıtlarda motoru boşa almak, boşta çalıştırmak 2) mec. herhangi bir işi yavaşlatmak.
8526 röntgen çekmek1) herhangi bir organın durumunu tespit etmek için film çekmek 2) mec. bir olayın bütün geçmişini ve durumunu belirlemek.
8527 rövanşı almak1) ikinci karşılaşmayı kazanmak 2) mec. kensine yapılan haksızlığın karşılığını vermek.
8528 Rufailere karışmakpsikolojik bunalıma düşüp günlük yaşamın gerçeklerinden uzaklaşmak, yaşamdan kopmak. Örn: “Kızım sen Rufailere karışmışsın, bir doktora görünsen iyi olur.” -E. Işınsu.
8529 ruh gibi1) durgun, çevresiyle ilgilenmeyen, kendi hâlinde olan 2) çok zayıf.
8530 ruh gibi dolaşmakhiçbir şeyin farkında olmadan yaşamak.
8531 ruh kazandırmak (vermek)herhangi bir yeri veya şeyi canlı, hareketli, neşeli bir duruma getirmek.
8532 ruhu (bile) duymamakhaberi olmamak, anlamamak. Örn: “Birinin yukarıdan topladığını öteki sokağa taşır, konak soyulduğu hâlde, kimsenin ruhu bile duymaz.” -H. E. Adıvar.
8533 ruhu karartmaksıkıntıya sokmak, bunaltmak. Örn: “Korkunç geceler, çakalların ulumaları, köpeklerin haykırışları bu ruhu da karartan gecelerde sinirleri büsbütün gevşetiyor.” -E. İ. Benice.
8534 ruhu okşamak1) duygulara hoş gelecek biçimde konuşmak veya davranmak 2) hoşa gitmek.
8535 ruhu şad olsun!“ölüler, sevinsin, mutlu olsun” anlamında kullanılan bir söz.
8536 ruhunda güneş açmak1) rahatlamak, huzura ermek 2) sevinmek, neşelenmek, coşmak. Örn: “Saz dinleyenlerden bazılarının gözlerinde yaş olur, ruhlarında güneş açardı.” -A. Ş. Hisar.
8537 ruhunu şad etmekölmüş bir kimseyi anmak. Örn: “Hepsi örslerinin üzerine birer mum yakmışlar, pederlerinin ruhunu şad ediyorlar.” -Ö. Seyfettin.
8538 ruhunu teslim etmekölmek. Örn: “Hiçbir şey söylemeden ruhunu teslim etmiş.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
8539 rutin dışına çıkmak1) bir şeyi her zamankinden farklı yapmak 2) alışılmış olandan farklı davranmak.
8540 ruzname tutmakgünlük olayları bir deftere yazıp toplamak. Örn: “Dünyada en birinci zevk ruzname tutmaktır, derdi. Ben bunu boş ve manasız ve münasebetsiz bulurdum.” -Ö. Seyfettin.
8541 rüşdünü ispat etmek1) kanunlara göre ergin sayılacak yaşa gelmiş olmak 2) mec. herhangi bir konuda yeterli seviyeye geldiğini göstermek.
8542 rüşvet yemekbir işi yapmak için birinden rüşvet almak.
8543 rüya gibiolağanüstü, harika, çok güzel. Örn: Yolculuğumuz rüya gibi geçti.
8544 rüyası çıkmakgörülen rüya gerçekleşmek.
8545 rüyasına (rüyalarına) girmek1) rüyasında görmek. Örn: “Geceleri Avrupa şehirleri rüyama girer.” -Ö. Seyfettin. 2) mec. bir şeyden çok etkilenmek, çok korkmak.
8546 rüyasında görememekolacağını, gerçekleşeceğini düşünememek.
8547 rüyasında görse hayra yormamakhatır ve hayalinden geçirmemek, olacağına inanmamak.
8548 rüzgâr almakyel esen bir yerde bulunmak. Örn: Bu ev çok rüzgâr alıyor.
8549 rüzgâr ekip fırtına biçmekyaptığı bir kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşmak.
8550 rüzgâr gelecek delikleri tıkamakistenmeyen bir durum veya gelişmeye karşı her türlü önlemi almak.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir