Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
8941 sinirleri boşanmaksinirlenip kendini tutamayarak gülmek, ağlamak veya bağırmak. Örn: “Şimdi soğukkanlı olan amcam, benim ise sinirlerim boşanmak üzere.” -A. Ümit.
8942 sinirleri bozulmakçok sinirlenmek, ne yapıp edeceğini bilmeden şaşkın, karmaşık bir duruma düşmek. Örn: “Başı aylarca ağrımayan, sinirleri bozulmayan, yanılmayan sanatkâr, olduğu yerde sayandır.” -N. Hikmet.
8943 sinirleri gergin olmaksinirlendirici yeni bir olay çıkarsa hemen tepki gösterecek durumda olmak.
8944 sinirleri gevşemek (yatışmak)sinirliyken ferahlamak, sakinleşmek.
8945 sinirlerine hâkim olmakdavranışlarını ve kendini denetleyebilmek, soğukkanlı olmak.
8946 sinyal almakişaret almak, belirtilerin farkına varmak. Örn: “Ruhunun derinliklerinden ürperti dolu, hiç de yabancısı olmadığı sinyaller alıyordu.” -O. Aysu.
8947 sinyal vermekbir şeyi işaretle bildirmek.
8948 sipariş almakbir şeyin yapılması veya gönderilmesi kendisine ısmarlanmak.
8949 sipariş etmekbir şeyin yapılmasını veya bir şeyin gönderilmesini istemek, ısmarlamak.
8950 sipariş vermekbir şeyin yapılmasını, getirilmesini veya gönderilmesini birine ısmarlamak.
8951 siper olmakbirini veya bir şeyi korumak amacıyla kendini siper olarak kullanmak. Örn: “Güneş yakmasın diye onun güzel başını/ Gördüm siper olurken iki arkadaşını” -F. N. Çamlıbel.
8952 sipere yatmaksiper içine saklanmak, gizlenmek. Örn: “Çatın arkadaşlar da atları çatın / Kurşun bizi tutuyor sipere yatın” -Halk türküsü.
8953 sipsivri kalmakherkesin çekilmesiyle yalnız kalmak veya ortada kalmak.
8954 sirayet etmek1) hastalık geçmek, bulaşmak. Örn: “Valinin hızı ve coşkusu, yanındakilere de bulaşıcı bir hastalık gibi sirayet ediyordu.” -A. Kulin. 2) mec. yayılmak, dağılmak. Örn: “Bu dedikodular bizim eve bile sirayet etti.” -A. Gündüz.
8955 sitemde bulunmaksitem etmek.
8956 siya siya gitmekgeri geri gitmek.
8957 siyem siyem ağlamakiplik iplik gözyaşı dökmek.
8958 siyem siyem yağmakyağmur, kar ince ince yağmak.
8959 siz bilirsiniz“nasıl istersiniz öyle olsun” anlamında kullanılan bir söz.
8960 siz sağ olun“ne yapalım, ziyanı yok” anlamında kullanılan bir söz.
8961 sizden iyi olmasınbirinin, orada bulunmayan bir kimseyi överken karşısındakine söylediği bir nezaket sözü. Örn: “... sizden iyi olmasın pek babacan, cana yakın bir adamdır.” -H. Taner.
8962 size (sizlere) ömürbir kimsenin öldüğünü bildirmek için kullanılan bir söz.
8963 size doyum olmazbir yerden ayrılırken söylenen bir nezaket sözü. Örn: “Doktor 'size doyum olmaz' diye gülerek müsaade istedi. Ayağa kalktı.” -Ö. Seyfettin.
8964 skala yapmakçalgı perdelerine parmak alıştırmak.
8965 slogan atmaksloganı bağırarak söylemek.
8966 sofra donatmaksofraya bol ve türlü yiyecekler koymak.
8967 soğuk almaküşüyerek hastalanmak, üşütmek. Örn: “İliklerine kadar da ıslanmış ve soğuk almış.” -N. F. Kısakürek.
8968 soğuk çalmaksoğuk bitkiye zarar vermek.
8969 soğuk çıkmakhava soğumak.
8970 soğuk durmakilgisiz, sevimsiz davranmak. Örn: “Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu.” -A. İlhan.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir