Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
9571 teessür göstermeküzüntüsünü açığa vurmak. Örn: “Artık gözümün önünde ölse teessür göstermek istemiyordum.” -R. N. Güntekin.
9572 tef çalsan oynayacakkarmakarışık olan eşyalar için söylenen bir söz.
9573 tefe koyup çalmaktefe koymak.
9574 tefekküre dalmakderin düşünmek, düşünceye dalmak.
9575 tefrika çıkarmakbirbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık yaratmak.
9576 teğet geçmek1) yakınından geçmek 2) mec. bir konuya üstünkörü dokunmak. Örn: “Birbirine teğet geçmiş iki acılı yaşamın öyküsü radyofonik seslere dönüşür.” -S. İleri.
9577 tehdit etmek1) gözdağı vermek. Örn: “Şimdi yalnızca güvenliğini tehdit edebilecek tehlikeler üzerine düşünüyor.” -N. Hikmet. 2) tehlikeli bir durum yaratmak. Örn: “Şimdi yalnızca güvenliğini tehdit edebilecek tehlikeler üzerine düşünüyor.” -A. Ümit.
9578 tehdit savurmakkorkutmak, gözdağı vermek. Örn: “Adam -bunu sizin yanınıza komam, ikinizi de temizleyeceğim- diye tehdit savuruyormuş.” -H. Taner.
9579 tehlike atlatmakbüyük zarar ve sıkıntılara yol açacak bir olayı savuşturmak.
9580 tehlike çanları çalmakkötü bir durumun ortaya çıkacağı belli olmaya başlamak. Örn: “Bedenimde tehlike çanları çalmaya başlamış, eklem romatizmasına yakalanmıştım.” -A. Ümit.
9581 tehlikeye atılmakzarar ve sıkıntılara yol açacak bir davranışta bulunmak. Örn: “Şimdilik sizin tehlikeye atılmanıza hacet yoktur.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
9582 tehlikeye düşürmeksıkıntı, üzüntü veya zarar oluşturacak bir duruma sokmak.
9583 tek dalmak sp. güreşte karşı güreşçinin tek bacağını kapmak.
9584 tek durmakuslu durmak, yaramazlık etmemek, sessiz kalmak. Örn: “Keşke tek duraydın da bunlar başına gelmeseydi.” -A. Kulin.
9585 tek durmamak1) bir taraf öbür tarafa karşı bazı hareket ve çalışmalar içinde bulunmak 2) yaramazlık, çapkınlık vb. yapmak.
9586 tek eldenbir yerin veya bir merkezin kumanda ve yönetimi altında olarak.
9587 tek geçmeksadece onunla ilgilenmek, sadece ona önem vermek.
9588 tek kürekle mehtaba çıkmak1) eksik hazırlıkla bir işe kalkışmak 2) beceriksizce alay etmeye kalkışmak.
9589 tek sıra olmaksıraya girmek, sıralanmak. Örn: “Fabrikaların akşam vardiyaları dağıldıktan sonra işçiler fabrika kapılarında tek sıra oldular.” -L. Tekin.
9590 tek vücut olmakbirlikte hareket etmek. Örn: “Birbirimize sımsıkı sarılmış, tek vücut olmuş, sallanıp duruyoruz.” -A. Kulin.
9591 tekbir getirmekMüslümanlıkta Tanrı'nın büyüklüğünü, yüceliğini anmak için söylenen ve “Allahuekber” sözü ile başlayan duayı okumak. Örn: “Hemen şükran secdesine kapanarak tekbir getirir.” -H. R. Gürpınar.
9592 tekeden süt çıkarmak hlk. olamayacak şeyleri olur duruma getirmek. Örn: “Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu.” -Halikarnas Balıkçısı.
9593 tekelinde olmakherhangi bir şey tekeli altında bulunmak, elinde tutmak, inhisarında olmak.
9594 tekeline (tekellerine) almak1) bir şeye tek başına sahip olmak, inhisarına almak, patentini almak 2) mec. fikir, sanat vb. alanda kendi görüşünü hâkim kılmak.
9595 teker meker yuvarlanmak1) döne döne yuvarlanmak 2) iyi durumda olan bir kişi durumunu birdenbire yitirmek.
9596 tekere çomak sokmakbirinin yolunda giden işini aksatan, engelleyen davranışta bulunmak. Örn: “Neden ikide bir tekere çomak sokarlar? Neden kalkınma hamlesine bir tuğla da onlar koymazlar?” -H. Taner.
9597 tekerine (tekerinin önüne) taş koymaktekere çomak sokmak. Örn: “Kırıp geçirmeye niyet etmişti ama ah bu kadın, gene tekerine taş koymuştu.” -O. Kemal. “Doğrudur dedik herife, tekerimizin önüne taş koyma dedik, anlatamadık.” -K. Korcan.
9598 tekme atmak (vurmak)1) ayakla bir yere sertçe vurmak. Örn: “Kafama bir tekme vurdular, bir şeyler söylenerek bırakıp gittiler.” -M. Ş. Esendal. 2) çifte atmak 3) mec. ihanet etmek.
9599 tekme tokat girişmekdayak atmak.
9600 tekme yemek1) birinin ayağından darbe almak 2) ihanete uğramak. Örn: “Bu sefer de heriften bir tekme yersen bir daha belini doğrultamazsın.” -M. Ş. Esendal.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir