Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
10051 üstüne gitmek1) bir işe el atmak, karışmak. Örn: “Hancı kırda yatıyormuş, üstlerine gidememiş. Karıyı gözünün önünde kesmişler de üstüne gidememiş.” -M. Ş. Esendal. 2) üstüne doğru gitmek 3) bir şeyi ısrarla yapmak 4) bir işi yapmak için kişiyi zorlamak.
10052 üstüne koymakkatmak, eklemek.
10053 üstüne kuma gelmekkocası, başka bir kadın almak. Örn: “Üstüne kuma gelmesi şart değil insanın bu acıyı tatması için.” -A. Kulin.
10054 üstüne kuş kondurmakolağanüstü, o ana kadar görülmemiş bir şey yapmak. Örn: “Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz.” -M. Ş. Esendal.
10055 üstüne olmamakdaha üstü, iyisi bulunmamak. Örn: “İngiliz gemisi üstüne gemi olmaz.” -M. Ş. Esendal.
10056 üstüne oturmak tkz. hakkı yokken bir şeyi kendisine mal etmek. Örn: “Bunların nesi yoksa ele geçirip sonra da üstüne oturmak mümkün.” -E. E. Talu.
10057 üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi1) tembel, uyuşuk, cansız, miskin 2) çok derin bir biçimde.
10058 üstüne perde çekmekisteyerek örtmek, gizlemek.
10059 üstüne titremekbir şeye veya kimseye sevgi, özen göstermek. Örn: “Topu topu beş bin lirayı bulan bu tasarrufun üstüne titreyip durmaktaydı.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
10060 üstüne tuz biber ekmeküzüntüyü, kusuru artıracak durum yaratmak.
10061 üstüne yaptırmakbir malın tapusunu kendi adına yazdırmak. Örn: “Ev galiba halasınındı ama Emin üstüne yaptırmıştı.” -S. F. Abasıyanık.
10062 üstüne yok“bundan daha iyisi olamaz, hepsinden iyisi bu” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Güner desinler, bir ev döşemiş, üstüne yok.” -A. İlhan.
10063 üstünü görmekgebeyken aybaşı olmak.
10064 üvey evlat gibi tutmak (saymak)horlanmak, haksızlık etmek, iyi davranmamak. Örn: “Sanatçıyı üvey evlat sayma huyumuz yine değişmedi.” -H. Taner.
10065 üvey evlat muamelesi yapmak1) dışlamak. Örn: “Bana üvey evlat muamelesi yapıyorsun, beni burunluyorsun.” -O. Kemal. 2) kötü davranmak.
10066 üyeliği düşmeküye olma niteliğini kaybetmek. Örn: “Meclis çalışmalarına özürsüz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayanların üyeliğinin düşmesine karar verilir.” -Anayasa.
10067 üyelik dondurmakherhangi bir sebeple bir üyenin bağlı olduğu kuruluşun çalışmalarında yer almasını veya toplantılarda bulunmasını belirli bir süre için engellemek.
10068 üzerinde durmakbir işe önem vermek, bir işle yakından, sürekli ilgilenmek. Örn: “Klasik yazarlarımızın yapıtları üzerinde durmak, hepimiz için bir görev.” -S. İleri.
10069 üzerinde kalmak1) mal veya iş, artırma sırasında bir kimsenin olmak. Örn: “Hasılı ne yaptı yaptı, elektrikli süpürge üzerinde kaldı.” -H. Taner. 2) istenmeyen şey birine yüklenmek, sorumluluğuna bırakılmak.
10070 üzerinden atlamakbir şeyi ödev edinmemek.
10071 üzerinden atmak1) sıkıntı veren bir iş veya durumdan kurtulmak 2) işi başkasına devretmek.
10072 üzerinden dökülmekbol ve biçimsiz olmak.
10073 üzerine alınmaküstüne alınmak.
10074 üzerine almak1) bir işi görev edinmek, deruhte etmek. Örn: “İşte o günden beri keman sesi, ses duymayan kızların kulaklarına sevdanın sesini duyurmak işini üzerine almıştır.” -N. Hikmet. 2) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak. Örn:
10075 üzerine bir iki güneş doğmak hlk. üstüne bir iki güneş doğmak.
10076 üzerine çökmekduygu, durum vb. bastırmak, kaplamak. Örn: “Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
10077 üzerine çullanmaküstüne çullanmak. Örn: Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı.
10078 üzerine koymaküstüne koymak.
10079 üzerine oturmaküstüne oturmak.
10080 üzerine ölü toprağı serpilmiş gibiüstüne ölü toprağı serpilmiş gibi. Örn: “Aldım eve getirdim kuşu. Başka zaman olsa üzerime ölü toprağı serpilmiş gibi uyurdum. Gece uyku girmedi gözüme. Arada bir uyanıp kuşa baktım.” -T. Dursun K.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir