Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
991 (işi veya durumu) duman olmakargo 1) işi, durumu berbat olmak 2) bir kimse veya bir şey ortadan kaybolmak.
992 (işi) tavına getirmekişi en uygun duruma getirmek.
993 (kızın) boyu bacadan mı aştı?“daha evlenecek yaşta değil” anlamında kullanılan bir söz.
994 (parayı) avucuna saymakpeşin olarak ödemek.
995 (söz) abes kaçmakuygun düşmemek.
996 (şuna veya buna) kalsa (kalırsa)1) herhangi birinin kanısınca. Örn: Bana kalırsa siz yanılıyorsunuz. 2) elinden gelse, elinde olsa. Örn: “Bana kalsa çok daha önce gelirdim buraya.” -A. Ümit.
997 (şundan veya bundan) kalır yeri yokayrımsız, farksız. Örn: “Bu heriften bıktım. Macit'ten kalır yeri yok.” -N. Hikmet.
998 (tavşan boku gibi) ne kokar ne bulaşır“kimseye iyiliği de dokunmaz, kötülüğü de” anlamında kullanılan bir söz.
999 (üstünden veya paçalarından) kibarlık akmak tkz. aşırı derecede kibar davranmak.
1000 (üstüne) kalem çekmekgereksiz olduğunu belirtmek için üstünü çizmek.
1001 (üzerine) tüy dikmek tkz. kötü bir durum almış bir işi büsbütün kötü bir duruma sokmak. Örn: “Otelin kapıcısı yalan söylemekte tüy dikiyordu.” -S. F. Abasıyanık.
1002 (vücudun bir yerine) kan oturmakbir damarın çatlamasıyla sızan kan, dokular arasına akıp kalmak.
1003 ... azmanı...'nın çok gelişmişi, iri yapılısı. Örn: “Bodrum'daki parasız öğrenci de gelmiş, yanında da köpek azmanı.” -E. Şafak.
1004 ... bir hâl almak (hâle girmek)... bir duruma gelmek. Örn: Hastalık tehlikeli bir hâl aldı.
1005 ... demeye getirmekdoğrudan söylemeyip dolayısıyla anlatmak. Örn: “Hadi, sedirin önünde tepsiyi elimden sen al, demeye getiriyormuş.” -A. Ağaoğlu.
1006 ... demeye kalmamaksöylemeye, yapmaya fırsat olmamak. Örn: İşimiz bitiyor demeye kalmadı, herkes ayağa kalktı.
1007 ... durumunda olmak (bulunmak)zorunluluğunda olmak.
1008 ... duygusu uyandırmakbir duygu oluşturmak. Örn: “Bu çeşit mülahazalar bizde ancak bir isyan duygusu uyandırabilirdi.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
1009 ... elinden çıkmakbiri tarafından yapıldığı belli olmak. Örn: “Giysi belli oldu, çok kaliteli, çok iyi terzi elinden çıkmış.” -M. İzgü.
1010 ... fırın ekmek yemesi lazım“bir duruma erişmek için pek çok emek vermesi, çalışması gerekir” anlamında kullanılan bir söz. Örn: Onun usta olması için daha beş fırın ekmek yemesi lazım.
1011 ... gibi yapmak... imişçesine davranmak. Örn: Sever gibi yapmak.
1012 ... hâline gelmekgibi olmak.
1013 ... kim ... kimyakıştırılan şeyin uygunsuzluğunu belirtmeye yarar. Örn: “Bambu ağacından takım kim, ben kim?” -H. Taner.
1014 ... kisvesi altında“herhangi bir nitelikte veya biçimde” anlamında kullanılan bir söz.
1015 ... nere ... nereiki şeyin aralarındaki uzaklığı veya nitelik ayrımını belirten bir söz. Örn: Konya nere Ankara nere.
1016 ... nerede ... oradasöylenilen iki şeyin birlikte olması gerektiği anlatılmak istendiğinde kullanılan bir söz. Örn: Ben nerede sen orada.
1017 ... olsun ... olsunsözü geçen her şey. Örn: “Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir.” -P. Safa.
1018 ... sevdasına düşmekbir şeyi çok fazla istemek.
1019 ... vaziyeti takınmakherhangi bir tavır takınmak.
1020 ... yaşını sürmek... yaşında olmak. Örn: “Artık çocuk değilsin, on yedi yaşını sürüyorsun.” -O. V. Kanık.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir