Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
1711 armut piş ağzıma düş!bir işe emek harcamaksızın onun kendiliğinden olmasını bekleyenlerin durumunu anlatan bir söz.
1712 arpa ektim, darı çıktıters sonuç veren işler için söylenen bir söz.
1713 arpacı kumrusu gibi düşünmekiçinde bulunduğu sorunu nasıl çözeceğini uzun uzun düşünmek. Örn: “Bak, o şoförün yanında arpacı kumrusu gibi düşünen maarif müdürü beye.” -R. N. Güntekin.
1714 arpalık yapmakbir kaynaktan sürekli olarak çıkar sağlamak.
1715 arpası çok gelmekcoşmak, azmak, kudurmak.
1716 art eteğinde namaz kılmakçok temiz huylu olmak.
1717 artist gibiboylu boslu, güzel ve alımlı, yakışıklı (kimse).
1718 arzu duymakbirine veya bir şeye karşı istek duymak.
1719 arzuhâl gibi (kadar)çok uzun (mektup).
1720 arzusu kalmakisteği yerine gelmemek, hevesini alamamak. Örn: “Arzum kaldı toprağında taşında” -Halk türküsü.
1721 asabına dokunmaksinirine dokunmak. Örn: “Bombardımanlar asabıma dokunuyordu, sakin bir yere kaçmak istiyordum.” -R. H. Karay.
1722 asayiş berkemalgüvenliğin yerinde olduğunu anlatan bir söz. Örn: “Efendiler, mühim bir şey yok yahu!.. Asayiş berkemaldir.” -N. Hikmet.
1723 asıda olmak (kalmak)bir işe son verilmeyip öylece bırakılmış olmak. Örn: Bu iş bundan fazla asıda kalamaz.
1724 asıp kesmekişbaşında bulunan bir kimse yasayı çiğneyerek sert davranmak.
1725 asker gibidisiplinli, düzgün.
1726 askıda bırakmaksonuca vardırmamak.
1727 askıda kalmakbir iş bir engel dolayısıyla sonuca varamamak.
1728 askıya almak1) altı boşalıp desteği kalmayan yapıyı dikmelerle boşlukta tutarak yıkılmaktan kurtarmak 2) oturmuş veya batmış bir gemiyi yüzdürmek için başka teknelere asarak kaldırmak 3) mec. bir işi zamanında yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak, savsaklamak.
1729 askıya çıkarmakevlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek.
1730 askıya çıkmak1) ipek böceği koza sarmak üzere dallara çıkmak 2) evlenecek kimselerin durumu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan edilmek.
1731 aslan gibi1) boylu boslu, güçlü ve yakışıklı 2) sağlığı yerinde.
1732 aslan kesilmekaslan gibi güçlü ve cesur duruma gelmek.
1733 aslı astarı olmamakgerçekliği, doğruluğu bulunmamak.
1734 aslı çıkmakgerçek olduğu anlaşılmak, gerçek olduğu ortaya çıkmak. Örn: Söylenenlerin aslı çıkarsa güç duruma düşecek.
1735 aslı faslı olmamakgerçekliği, doğruluğu bulunmamak. Örn: “Birtakım aslı faslı olmayan ağrılar yaratan sıtma mikrobu gibi sinsi bir yorgunluk vardı.” -S. F. Abasıyanık.
1736 aslı faslı yokyalan, uydurma.
1737 aslına bakarsan“doğruyu, gerçeği ararsan” anlamında kullanılan bir söz. Örn: “Ömrü savaş içinde geçer insanın, aslına bakarsan ekmeğini topraktan çıkarmak için.” -A. Erhat.
1738 astarı yüzünden pahalı olmak (pahalıya gelmek)bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak.
1739 astığı astık, kestiği kestikacımasız, çok sert veya istediği gibi davranan kimse.
1740 aşağı (aşağısı) kurtarmaz1) “bundan daha ucuza olmaz” anlamında kullanılan bir söz 2) alay “daha aşağı bir durumu kendine layık görmez” anlamında kullanılan bir söz.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir