Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
1981 bahtı bağlı olmak1) talihi kapalı olmak 2) kız için evlenecek istekli çıkmamak.
1982 bahtı kapanmak1) talihsizliğe uğramak, istenen sonuca ulaşmamak 2) evlenememek.
1983 bahtı kara olmaksürekli olarak talihi yaver gitmemek, mutsuz olmak.
1984 bahtına küsmektalihsizliğinden yakınmak.
1985 bakır çalmakbakır kapta oluşan bakır tuzları nedeniyle yemek insanı zehirlemek.
1986 bakış atmakkısa bir süre bakıp geçmek. Örn: “İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı.” -N. Cumalı.
1987 bakkala bırakma!bir işi “bakalım” diyerek savsaklamak isteyenlere söylenen bir söz.
1988 bakla dökmek (atmak)bakla ile fala bakmak.
1989 baklava börek olsa yememfazlasıyla tok olunduğunda söylenen bir söz.
1990 baklayı ağzından çıkarmakaçık söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda açıklamak. Örn: “Bırak muamma konuşmayı / Çıkar ağzından baklayı / Bahtımız aydınlanıversin” -C. S. Tarancı.
1991 baktıkça alır“güzelliği birdenbire göze çarpmaz” anlamında kullanılan bir söz.
1992 bal alacak çiçeği bilmek (bulmak)çıkar sağlanabilecek yeri veya şeyi bilmek, bulmak.
1993 bal dök de yalabir yerin çok temiz olduğunu anlatan bir söz. Örn: “Nuri, şöyle böyle ama teyzen çok temiz bir kadına benziyor. Evin her tarafına bal dök de yala.” -H. R. Gürpınar.
1994 bal gibi1) pek tatlı 2) şüpheye yer bırakmadan, çok iyi, adamakıllı. Örn: “Hepsi o kadar sahici ki telefonun öbür ucundaki, bal gibi inanıyor.” -T. Halman.
1995 bal mumu gibi erimekçok zayıflamak.
1996 bal mumu yapıştırmaksöz, davranış vb.nin unutulmaması için bir işaret koyup dikkati çekmek. Örn: “Pervin'in şimdilik bu sözüne bir bal mumu yapıştırarak tekrar Bedia yengeye döndüm.” -R. N. Güntekin.
1997 balık kavağa çıkınca alay hiçbir zaman.
1998 ballı börek olmakçok iyi anlaşmak.
1999 balo vermekbalo hazırlamak, düzenlemek. Örn: “İki ay sonra sahici bir balo vereceğiz.” -H. E. Adıvar.
2000 balon uçurmakilgililerin ne diyeceklerini ve nasıl davranacaklarını anlamak amacıyla aslı olmayan bir haber yaymak.
2001 balon yapmakbisiklet, araba vb.nde lastiğin yüzeyinde şişlik oluşmak.
2002 balta değmemiş (girmemiş, görmemiş)içinden hiç ağaç kesilmemiş, sık ve gür (orman, koru).
2003 balta vurmakbalta ile kesmek, parçalamak. Örn: “Sakın kesme, yaş ağaca balta vuran el onmaz.” -M. E. Yurdakul.
2004 baltası kütükten çıkmakbir engelden, bir sıkıntıdan kurtulmak.
2005 baltayı taşa vurmakfarkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak. Örn: “Baltayı taşa mı vurduk, diyor, iyice görmemiş olacağım.” -M. Ş. Esendal.
2006 balya yapmakbalyalamak.
2007 balyoz gibiçok ağır, ezici (kol veya yumruk).
2008 bana bak! tkz. “beni dinle” anlamında kullanılan bir seslenme ve gözdağı sözü. Örn: Bana bak, karışmam sonra!
2009 bana da ... demesinlerbir işin kesinlikle yapılacağını belirtmek için söylenen bir söz. Örn: “Fırat'ın iki yakasını birbirine bağlamazsam bana da vali demesinler.” -A. Kulin.
2010 bana da mı lolobir sözün, bir tutumun veya davranışın gerçek ve geçerli olmadığını, başkalarının söz konusu olayda aldanabileceğini ancak söz sahibinin aldanmayacağını, aldatılamayacağını belirten bir söz.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir