Türkçe Deyimler - XML


IDDeyimAnlamı
2071 başa baş gelmek (kalmak)1) eşit olmak, denk olmak 2) berabere kalmak.
2072 başa gelmekkötü bir durumla karşı karşıya kalmak.
2073 başa güreşmek1) yağlı güreşte, en usta pehlivanlar başpehlivanlık için yarışmak 2) mec. en üstün sonucu elde etmek veya bir işte en üst noktaya gelmek için mücadele vermek.
2074 başa vermek hlk. değiş tokuş yaparken üste bazı şeyler vermek.
2075 başağrısı olmaksıkıntı vermek, uğraştırmak. Örn: “Efendim nemize lazım, sonra size başağrısı olur.” -M. Ş. Esendal.
2076 başak bağlamak (tutmak)arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerde başak oluşmak.
2077 başarı göstermek (kazanmak)başarmak. Örn: “Arandığı, fikri sorulduğu, başarı kazandığı da oluyordu.” -R. H. Karay.
2078 başarısızlığa uğramakbaşarısız olmak. Örn: “Paşa acele bir taarruzun başarısızlığa uğramasından çekinmektedir.” -F. R. Atay.
2079 başı ağrımaksorunu olmak, sıkıntı içinde bulunmak.
2080 başı bağlanmak1) evlendirilmek 2) birini yandaş olarak kazanmak, kendi yanında tutmak. Örn: “Başı bağlananların vekillerine birer samur kürk gelmiştir.” -S. Birsel.
2081 başı belada olmakçözülmesi güç, sıkıntılı bir durumda olmak.
2082 başı belaya girmek (uğramak)sıkıcı, üzücü bir durumla karşılaşmak. Örn: “Bir keresinde başı polisle belaya girmişti.” -A. Ümit.
2083 başı çatlamakbaşı çok ağrımak.
2084 başı dara düşmeksıkıntıya girmek. Örn: “Adamın başı dara düşünce yardımına Hayrullah koşmaz da kim koşar?” -A. İlhan.
2085 başı daralmakpara yönünden sıkıntıya, darlığa düşmek. Örn: Başınız daralırsa beni arayın.
2086 başı darda kalmakparasızlıktan dolayı sıkıntıda olmak.
2087 başı derde girmeksıkıntılı bir duruma düşmek. Örn: “İlişkilerdeki rol dağılımını sürekli karıştırdığımdan, benim de temizlikçilerle başım hep derde girmiştir.” -T. Uyar.
2088 başı dik olmak1) onurlu, gururlu olmak 2) cesur, yürekli olmak. Örn: “Daima başı dik olacak, idare dâhil, kimseye boyun eğmeyecekti.” -K. Korcan.
2089 başı dönmek1) insana, eşyanın dönmesi, ayağının altından yerin çekilmesi vb. bir duygu gelmek. Örn: “Cümle kapısının önüne geldiği zaman başının dönmeye başladığını hissetti.” -P. Safa. 2) sıkıntı yaratan bir durum karşısında bunalmak 3) görkemli bir şey karşısında
2090 başı göğe ermek (değmek) alay beklenmeyen bir mutluluğa ermek.
2091 başı kazan gibi olmakbaşında çok ağrı ve uğultulu bir sersemlik olmak. Örn: “Başım kazan gibiydi, bir kavanoz aspirin içsem ağrımın geçeceğine ihtimal vermiyordum.” -T. Dursun K.
2092 başı nâra yanmakbaşkası uğruna büyük bir zarara uğramak.
2093 başı sıkılmak (sıkışmak)herhangi bir güçlük karşısında kalmak, bunalmak. Örn: “Baba dostu bir adam, başı sıkıldıkça Edip Münir ona koşar.” -H. R. Gürpınar.
2094 başı sıkıya gelmekherhangi bir güçlük karşısında bunalmak, zor durumda kalmak. Örn: “Başımız sıkıya geldi mi hemen onlara koşacağız.” -Ö. Seyfettin.
2095 başı taşa değmekağır bir durum kendisine ders olmak.
2096 başı tutmakgürültüden veya üzüntüden başı ağrımak. Örn: “... poker oynanıyor. Yenilirse kızıyor. Başı tutuyor, komşu doktorun hizmetçisini çağırıp çenesini ovduruyor.” -M. Ş. Esendal.
2097 başı üstünde yeri olmak1) her zaman iyi karşılanmak, ağırlanmak. Örn: “İyi, sefa geldiler, hoş geldiler, başımızın üstünde yerleri vardı elbet.” -T. Dursun K. 2) bir düşünce veya davranışı uygun bulmak.
2098 başı yastığa düşmekyorgunluktan veya güçsüzlükten uykuya dalmak. Örn: “Ve tekrar başı yastığa düştü ve uyudu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
2099 başı yastık yüzü görmemekyatağa yatıp uyumuş olmamak.
2100 başı yerine gelmekzihin yorgunluğu geçmiş olmak.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir