271 | benlik karmaşası | (Jung) Benlikle ilişkisi bulunan duygusal tepkilerden oluşan anlıksal yapı. |
272 | benlik kaygısı | Benliğe zarar verdiği sanılan bir duruma karşı yapılan ve bütün benlik savunmalarının kaynağı olan tepki. |
273 | benlik ruhbilimi | Benlik savunmaları ve sinircelerin ruhsal çözümünde baş gösteren direnmelere özel önem veren ruhsal çözüm akımının bir dalı. |
274 | benlik savunması | (Ruhsal çözümleme) Benliğin bütünlüğünü korumak için ilkel benlik tepkilerinin eğitilip yüceltilmesi ya da simgeleştirilerek değiştirilmesi, ilkel benlikle üstbenlik arasında uyum sağlayıp benliğin korunması. |
275 | benlik sinircesi | İnme, duyu örgenlerinin çalışmaması ve bellek yitimi gibi her şeyden önce benlik ya da bilincin etkinliklerindeki bozuklukları yansıtan bir sinirce. |
276 | benlik ülküsü | Başka bir insanın kişiliğini örnekseyip ona benzemeye çalışma özlemi. |
277 | benlik-ilkel benlik görüşü | (Ruhsal çözümleme) İlkel benliğin kendi içinde bağımsız bir bütünlük değil, yalnızca benliğin bir boyutu olduğunu savunan görüş. |
278 | benzerlik yasası | Çağrışımcıların, bilince çıkan bir düşünü ya da tasarımın benzerlerini de bilince çağırdığı yolundaki görüşü. |
279 | benzetme ölçeri | Biçimler ve düşünüler arasındaki ayrılıkları ve bağıntıları anlama yeteneğini ölçmeye yarayan ölçer. |
280 | Berger düzünü | Beynin elektroansefalografla alınan düzgülü alfa ve beta düzünlerine verilen ad. |
281 | Beta varsayımı | Bir uyaranın belirli bir tepkiyi uyandırmasının, uyaran yenilenince, tepkinin yeniden ortaya çıkması olasılığının artmayacağı varsayımı. |
282 | beti | Boşlukta noktalarla ya da başka kesintili uyaranlarla belirtilen bir görüntü yerine, kesin çizgilerle sınırlandırılıp belirlenen görsel bir alan. |
283 | beti arka etkisi | Art arda gelen ve birbirine benzeyen yaşantılarda aynı biçim-fon bağlantısını sürdürme eğilimi. |
284 | beti ve arkası | Algılanan bir alanın, karşılıklı olarak birbiri üzerine etki yapan (beti ve arkası adı altında ayrıldığı) iki bölümü ya da öğesi. (Biçim bir bütünlük olarak ve arkadan ayrılmış bir durumda algılanır, arka da tüm olarak değilse bile görsel bir türdeşlik gö |
285 | beyin başatlığı | Beden davranımlarının başlatılması ve denetiminde beynin bir diliminin ötekine komut vermesi ve onu yönetmesi. |
286 | beyin dalgaları | Özellikle beyin kabuğunun elektrik etkinliğinde kendiliğinden baş gösteren iniş ve çıkışlar. |
287 | beyin dalgaları çizelgesi | Kafatasına ya da açıktaki beyine elektrotlar yerleştirince, beynin elektrik gizilgücündeki dalgaya benzer görüntülerin gösterildiği çizelge. |
288 | beyin gizilgücü | Kaynağı beynin dış kabuğu olan düşük voltajlı, yükselip alçalabilen ve ölçülmesi olanaklı olan elektrik tepkileri. |
289 | beyin yıkama | Kişinin eskiden beri geliştirip benimsediği davranış özelliklerini, değer ve ölçülerini köklü olarak değiştirip, kişiye onlardan ayrı olanları benimsetme eylemi. |
290 | beyin zarı sağırlığı | Beyin zarındaki işitme özeğinin bozulmasından ileri gelen sağırlık. |
291 | beyin zedelenmesi | Ameliyat, kaza, ya da hastalık nedeniyle beynin yapısında baş gösteren bir aksaklık. |
292 | beyinsel kişilik | (Sheldon) Dal beden yapısıyle birlikte giden, kendini tutma, ketleme, uyanıklık ve anlıksal etkinliklere öncelik veren kişilik tipi. |
293 | beyinsel kötürümlük | Beynin devim özeğinin zedelenmesi nedeniyle ortaya çıkan, kol ve bacaklarla konuşma kaslarını ağır ve çok güçlükle devindirebilme sonucunu yaratan bir durum. |
294 | beyinsi araç | Isı düzenleyicisi gibi, bir dizgeyi önceden belirlenen hız ve güçle işletmeye yarayan bir denetleme dizgesi. |
295 | Bezold-Brüche olayı | Aydınlık birdenbire arttırılınca kırmızı ya da yeşilin, sarı ya da maviye doğru bir kayma göstermesi. |
296 | bırak yapsın | Önderin, yönettiği küme ya da topluma yol göstermek, karışmak ya da kılavuzluk yapmakta çekingenlik göstermesi. |
297 | bırak yapsın ortamı | Önderin, ilişkili bulunduğu küme ya da toplumun etkinliklerini yönetirken, komut vermek ve bu etkinliklere karışmaktan kaçındığı ortam. |
298 | biçim etmenleri | Biçimi bütün olarak algılamayı kolaylaştıran koşullar. (Buna göre yakınlık ilkesi ve uzay ya da zaman içinde kapanıklık, birer biçim etmenidir.) |
299 | biçim niteliği | Anlıksal bir kapsamın karakterinin, onu yaratan öğelerin birleşme özelliklerine bağlı olması. |
300 | biçim ruhbilimi | Ruhbilimsel olayların parçalanamaz, işlek bir bütün ya da biçim olduğunu savunan görüş. (Biçimi yaratan, öğelerin toplamı değil, biçimle olan ilişkileridir.) |