421 | coşkunluk | Düşünme ve davranışta olağandışı canlılıkla birlikte giden mutluluk duygusu. |
422 | coşkusal aşırı tepki | Deneğin, durumun önem ve özelliğinin gerektirdiğinden daha güçlü olan coşkusal tepkisi. |
423 | coşkusal bağımlılık | Güvenlik, kılavuzluk ve karar verme gibi konularda, coşkusal nedenlerle alışkanlık halinde başkalarına bağımlı olma durumu. |
424 | coşkusal davranış | İstençsiz olarak çalışan iç salgı bezleri, düz kaslar ile kendiliğinden işler sinir dizgesi ve bunlara ilişkin duyguların etkisiyle ortaya çıkan davranış. |
425 | coşkusal güvenlik | Kişinin coşkusal gereksemelerini ve özellikle sevilme gereksinmesini karşılayabilmekte rahatlık içinde olması. |
426 | coşkusal olgunluk | Kişinin çocukluk dönemine özgü olan coşkusal davranışlardan kurtularak yetişkinlere özgü olanları benimsemesi durumu. |
427 | coşkusal ortam | İnsan ilişkileri ya da toplumsal durumlarda sezilen coşkusal hava. |
428 | coşkusal saplanım | Bireyin, türlü kişi, nesne ve düşünülere karşı geliştirdiği ya da kurtulamadığı ve yaşının gerektirdiği olgunluk düzeyiyle bağdaşamayan aşırı duygusal bağlılıklar. (Evlenmiş bir kızın öz ana ve babasına karşı çocuksu bağımlılığını sürdürmesi gibi.) |
429 | coşkusal toyluk | Kişinin yaptığı coşkusal tepkilerin yaşına uygun olmayışı ve daha genç ya da çocuksu bir nitelik göstermesi. |
430 | coşkusal uyma | Bireyin duygusal tepkilerinin toplumca benimsenebilecek davranışlarla dengeli olma durumu. |
431 | cümle tamamlama ölçeri | Verilen bir uyaran sözcüğünü bir cümle olarak oluşturmayı gerektiren yansıtıcı bir ölçer. (Kimi zaman bir cümlede eksik bırakılan sözcükleri tamamlamak biçiminde yetenek ölçeri olarak da kullanılır.) |
432 | çağrışım | Davranışlar, düşünüler ve kavramlar arasında, yer ve zaman birliğinin etkisiyle kurulan bağlantılar sonucu, bilinç alanına bunlardan birisi girince ötekini de bilince çekmesi olayı. |
433 | çağrışım bölgesi | Türlü duyu örgenleri yolu ile gelen duyumların kendisinde birleştiği kabul edilen, beynin ön bölgesi. |
434 | çağrışım ölçeri | Önceden düzenlenmiş uyaran sözcükleri dizisindeki her sözcük için, deneğin ilk çağrıştırdığı düşünü ya da tasarımı belirtmesini sağlayan ölçer. |
435 | çağrışım tepkesi | Bekhterev'in koşullu tepkeyle eşanlamda kullandığı bir terim. |
436 | çağrışım yasaları | Önceleri, benzerlik, karşıtlık, yer ve zaman birliği diye belirlenen, daha sonra ise hepsi "bitişiklik yasası" altında toplanan kavramlar ve tasarımlar arasındaki anlıksal ilişkilerin nasıl kurulduğunu açıklayan yasalar. |
437 | çağrışımcılık | Anlık süreçlerinin öncelikle uyaran, düşünü ve kavramlar arasında, zaman ve yer birliği yolu ile kurulan çağrışım ilişkilerinden oluştuğunu savunan öğreti. |
438 | çağrışımlı öğrenme | Uyaranlarla tepkiler, düşünülerle düşünürler, kavramlarla kavramlar arasında, birbirini çağrıştırmayı sağlayacak biçimde bağların kurulmasına önem veren öğrenme. |
439 | çağrışımsal genelleme | bk. tepki genellemesi. |
440 | çağrışımsal yanılsama | Görsel alanın bir parçasının var olan başka bir nesnenin etkisi ile yanlış algılanması. |
441 | çağrışımsal yaygınlık | Amaçlı olarak yapılan bir işe bağlı bulunan gereklerin öğrenilmesi olayı. |
442 | çalım | Konuşurken ya da devinirken el, kol, baş ile yapılan anlamlı davranış. |
443 | çalkalanma | Baskıya alınmayan gergin, kaygılı bir hareketlilik durumu. |
444 | çalkantılı çöküntü | Yerinde duramayan aşırı bir etkinlik, umutsuzluk, kaygı ve kendini suçlandırma kuruntularından oluşmuş bir ruh hastalığı. |
445 | çalma cinselliği | Çalma eyleminden cinsel doygunluk sağlama durumu. |
446 | çalma hastalığı | Hiç bir nesnel gereksinme söz konusu olmadığı halde kişinin çalma zorunluluğu duyması. |
447 | çatışma | Uzlaştırılamayan ve birbirine karşıt olan içtepi, istek ve eğilimlerin canlıyı aynı zamanda ve yaklaşık güçte etkilemesi. (Bu durumda canlı karar vermede ve seçme yapmada güçlük çeker.) |
448 | çekilme davranışı | Sürekli engellemeler karşısında kişinin dilek ve isteklerinden vazgeçmesi ya da düşleme, içki ve uyuşturucu ilâçlar yoluyla doygunluk sağlaması. |
449 | çekingen çocuk | Toplum ilişkilerinden kaçınan ve başkalarının etkinliklerine katılmak istemeyen çocuk. |
450 | çekingenlik | Çoğu kimsenin ürkeklik duymadığı durumlar karşısında hafif korku ve ürkeklik duyma durumu. |