451 | çete | Ortak bir amaca ulaşmak için kendi kararlarıyle aralarında sıkı bir birlik kuran küme. (Toplumsal gelişimde on yaşlarında başlayarak yeni yetmelik ötesine değin sürer.) |
452 | çevre gerekirciliği | Kalıtıma, coğrafî özelliklere, bireysel güdülere pek az önem veren ve insan davranışının hemen hemen yalnız fiziksel ve toplumsal çevrenin etmenlerince belirlendiğini savunan bir kuram. |
453 | çevre ruhbilimi | Nesnel ve toplumsal çevrenin hangi öğe ve parçalarının belirli bir dönem içinde bireyin yaşam alanını oluşturmak için amaçlara ve engellere dönüşebileceğini belirlemeğe çalışan ruhbilim türü. |
454 | çevrecilik | Davranışların gelişiminde, kalıtım yerine çevre etmenlerine öncelik ve ağırlık veren görüş. |
455 | çıkarsama | Bir ya da daha çok yargıdan başka bir yargıya varma süreci. |
456 | çıldırı | Türlü nedenlerle kişiliğin bütünlük ve uyum gücünü geniş ölçüde yıkan ruhsal bozukluklar. |
457 | çiftleşme davranışı | Aynı türden erkek ve dişiyi birleşime değin götüren türlü aşamalardaki dikkat, ilgi çekme, beğendirme, elde etme gibi davranışlara verilen ad. |
458 | çocuğa yönelik sapıklık | Daha çok ileri yaştaki yetişkinler arasında çocuklara karşı duyulan cinsel ilgi. |
459 | çocuk felci | Poliomelitis'in halk dilindeki deyimi. |
460 | çocuk kılavuzluğu özeği | Belirli bir yaş kümesine giren çocukların davranış ve gelişme sorunlarını çözmek için kurulan ve ruhbilimcilerle sosyal yardımcıların çalıştıkları bir hizmet özeği. |
461 | çocuk suçluluğu | Tüzece sorumluluk yaşına daha girmemiş olan çocuk ve gençlerin topluma zarar veren ve yasalarca yasaklanmış davranışlarda bulunmaları durumu. |
462 | çocuk-ana baba saplantısı | Ana babaların çocuğa, çocukların ana babalarına aşırı derecede bağlı olmaları. |
463 | çocukluk anısı yitimi | Yaşamın ilk yılları ve erken çocuklukla ilgili yaşantıların düzgülü olarak unutulması. |
464 | çocukluk bunaması | Beyin hücrelerinin bir parçasının körleşmesine yol açan ve üç yaşlarında konuşma yeteneğinin hızla yitirilmesi biçiminde ortaya çıkan soysuzlaşma ile ilgili bir hastalık. |
465 | çocukluk cinselliği | (Freud) Bebeklik ve çocukluk döneminde olan canlıların bilinçli ya da bilinçsiz düzeydeki cinsel duygu ve davranışları. |
466 | çocukluk erkliliği | (Freud) Küçük çocukların bütün dilek ve isteklerinin doyurulmasını istemeleri ve beklemeleri. |
467 | çocukluk karmaşası | Kişinin duygu ve davranışlarının çocukluk çağındakilere benzemesi ve gelişimin cinsellik öncesi bir noktaya takılıp kalmasından ileri gelen, yetişkinlerle ilgili hastalıklı duygu durumu. |
468 | çocuksu bunama | Kişinin yaşına uygun düşmeyen ilkel davranışlara doğru gerilemesi biçiminde ortaya çıkan erken bunama türü. |
469 | çocuksu davranış | Yetişkin kişide görülen çocuklara özgü davranış. |
470 | çocuksuluk | Çocukluk ve yeni yetmelik dönemlerine özgü tutum ve davranışları, yetişkinlik döneminde de sürdürme durumu. |
471 | çoğul danışma | Sorunlarından en az birkaçı ortak olan, birden çok kişiyle aynı zamanda yapılan danışma. |
472 | çoğul doğum | Bir batında birden çok çocuk dünyaya getirme. |
473 | çoğul kişilik | Düzgülü ruhsal örgütün çökmesi üzerine aynı kişide belirip gelişen karmaşık örgütlü ikincil kişilikler. |
474 | çoğul küme yöntemi | (Cattell) Etmenleri birbiri arkasına değil hep birlikte ortaya çıkarmaya yarayan etmen çözümü yöntemi. |
475 | çok duyulu algı | Birden çok duyunun katıldığı algı. |
476 | çok renk kuramı | Görme sinirleri dokusunda, her biri başka bir rengin ışık dalga uzunluğuna duyar olan çok sayıda sinir uçları bulunduğu görüşü. |
477 | çok yetenekli anlak kuramı | Anlağın, çok sayıda özel yeteneklerin bir birleşiği olduğu görüşü. |
478 | çok yönlü gelişim | Değişmelerin türlü alan ve yönlerde birbirinden başka ölçülerle gerçekleştiği karmaşık büyüme. |
479 | çöküntü | Uyaranlara karşı duyarlığın, işe girişme gücünün, kendine güvenin azalıp karamsarlığın güçlenmesi durumu. |
480 | çözülme | Kişilik ya da karakter gibi örgütlü herhangi bir bütünde birliğin bozulması durumu. |