511 | deneysel kavram | Bilimsel gözlem ve karşılaştırmalar yoluyla en az iki nesnede varlığı görülen ve ancak deneysel bulgularla saptanabilen bir özelliği gösteren kavram. |
512 | deneysel körelme | Uyaranın uzun süre uygulanmaması ya da yinelenmemesi sonunda buna bağlı koşullu tepkinin yitmesi. |
513 | deneysel ruhbilim | Ruhsal olayları deneysel yöntemlerle inceleyen ruhbilim dalı. |
514 | deneysel sinirce | Denek hayvanının ayırma gücü, cezalarla ya da başka yollarla işleyemez duruma getirildiğinde, hayvanın gösterdiği tutukluklar, zorunlu tepkeler vb. özelliklere verilen ad. |
515 | deneyselcilik | Yaşantıların, ülküler, değerler ve bilgi yöntemlerinin yeterli bir kaynağı olduğuna inanan, gerçeğin insan yaşantılarından oluştuğunu benimseyen görüş. |
516 | dengeleşim | Canlının beliren istek ve gereksinmelerinin yarattığı dengesizlik durumunu ortadan kaldırarak dengeyi yeniden sağlaması. |
517 | dengelilik | Kişinin duygusal durum ve tutumunda, birdenbire değişmeler göstermeme özelliği. |
518 | dengesiz | Davranış ve duygulan beklenmedik zaman ve biçimlerde değişkenlik gösteren (kişi). |
519 | dengesizlik | Duygu ve coşkularla amaç ve davranışlarda sık sık beklenmedik değişmeler olması durumu. |
520 | depreşme | İyiliğe doğru giden bir hastalık ya da bozukluğun yeniden başlaması. |
521 | deri kösnüllüğü | Beden yüzeyini kaşımak, okşamak, ovalamak yoluyla sağlanan cinsel doygunluk. |
522 | derinlik algısı | Nesnelerin üç boyutlu olarak algılanabilmesi için gözleyenle nesne arasındaki ya da nesnenin ön yüzü ile arka yüzü arasındaki uzaklığın bilinçte canlandırılması. |
523 | derinlik çözümü | Baskıya alınıp bilinçaltına itilmiş olan anı, özlem ve yaşantıların incelenmesi. |
524 | derinlik ruhbilimi | Davranış ve uyumu yönelten ruhsal güçlerin bilinçaltında bulunduğunu savunan ruhbilim türü. |
525 | dert | Genellikle çok önem verilen bir varlığın yitimi sonucunda duyulan üzüntü ya da sorunun yarattığı sıkıntı. |
526 | desibel | İşitme duyarlığını ölçmekte kullanılan, sesin gücü ile ilgili bir ölçüt. |
527 | destekleyici kişi | Küme olarak yapılan ruhsal sağaltımda üyelerden birinin kümedeki yerini bulmasına ve ortak sorunun çözümüne yardım eden kişi. |
528 | devim duyum azalması | Kimi ruh hastalıklarında görüldüğü gibi devimsel ve kassal etkinliklerin azalması. |
529 | devim duyusu | Beden ve örgenlerinin yaptığı devimleri beyine ileten duyu. |
530 | devim duyusu yöntemi | Dudak, dil vb. örgenlerin doğru ve bozuk konuşma durumlarındaki devimlerini ve sağladıkları duyumları karşılaştırarak konuşma özürlerini düzeltme yöntemi. |
531 | devim ölçeği | Devim duyularının eşiğini ölçmeye yarayan herhangi bir araç. |
532 | devim yitimi | İstençti kas devimlerinde baş gösteren belirgin düzensizlik. |
533 | devimleme | Canlının yer değiştirmesi sonucu çevresi ya da yaşam alanıyle olan ilişkilerinin değişmesi. |
534 | devimli davranış | Erkenin uyarılması sonucu olan güdülendirici davranış. |
535 | devimsel | Kas devimleri ya da bunları sağlayan güçlerle ilgili olan. |
536 | devimsel alan | Bedenin kas devinimlerini düzenleyip yöneten beyin bölgesi. |
537 | devimsel alışkanlık | Canlının geliştirdiği tepkinin, algısal ayırım ya da uyum dışında, öncelikle devimsel yönünden oluşan alışkanlık. |
538 | devimsel anlatım | Öykünme, resim yapma gibi kas ve sinir etkinlikleri yoluyla duygu ve düşüncelerin belirtilmesi. |
539 | devimsel bölge | (Lewin) Kişinin dış görünüşü ve açık davranışlarında kendini ortaya koyan boyutu. (Bireyin kişisel iç yaşam alanıyle ruhsal çevresi arasındaki bölgedir.) |
540 | devimsel dağınıklık | Gelişimin doğumu izleyen basamağında beden devimlerinin belirli ve amaçlı olmaktan çok genel ve dağınık olması durumu. |