661 | düşleme | Doyurulamayan istekleri uyanık durumda düşte canlandırma. |
662 | düşmanlık | Canlının, engellenme karşısında başka birine karşı kırıcı ya da yok edici duygular beslemesi durumu. |
663 | düşmansama | (Sullivan) Kişinin düşmanlar arasında yaşamak zorunda kaldığı duygusuna kapılması. |
664 | düşünce | Anlıksal etkinlikler sonucu oluşan karmaşık bir düşünü. |
665 | düşünce devinimi | Bir tepkinin, dış uyaran sonucu değil, bir düşüncenin etkisiyle ortaya çıkışı. (Bu görüşe göre her düşüncede devinime dönüşme gizilgücü vardır.) |
666 | düşüncül devinim görüşü | Ruhbilimde tepkileri, uyaranın kendiliğinden doğurduğu görüşüne karşıt olarak, kişilik ya da bireyi, uyaran ve tepkileri seçmekte birinci derecede etkili gören anlayış. |
667 | düşünme | Algılama ve yapımsal işlemlerden çok düşünüleri kullanarak sorun çözme etkinliği. |
668 | düşünme işitimi sabuklaması | Kişinin düşüncelerinin kendisi ya da başkalarınca işitildiği kanısına dayanan bir sabuklama. |
669 | düşünme yasaları | Düşünme sürecini açıklamak için ileri sürülen yasalar. |
670 | düşünsel öğrenme | Ezberleme yerine, sorun çözümünde yararlı olabilecek, bilgi ve becerileri öğrenme. |
671 | düşünü | Öncelikle ve dolaysız olarak duyumlarla ilişkisi bulunmayan herhangi bir anlık süreci. |
672 | düşünü uçuşması | Birbirine yalnızca ses uyumu ve anlam benzerliği gibi dış bağlarla bağlanmış düşünülerin hızla birbirini kovalaması. (Bu durumda herhangi bir konu üzerinde pek az durulabilir. Ruh hastalıklarından kimisinde kendini gösteren bir düşünme ve konuşma bozukluğ |
673 | düzeltilmiş takvim yaşı | Zamanından önce doğan çocukların takvim yaşlarından düzgülü doğuma göre olan fark çıkartıldıktan sonra kalan süre. |
674 | düzen etkisi | Bir deneyde uygulanan türlü işlemlerin sıra düzeninin aynı denekler üzerindeki etkisi. |
675 | düzence | Bir ülkü ya da amaca erişmek için belirli bir anda duyulan istek, tepke, ya da ilgilerin yöneltilip denetim altında tutulması. |
676 | düzgülü | Herhangi bir özellik ya da ölçü yönünden, ilişkili olduğu yaş kümesinin orta dilimini oluşturan çoğunluğun arasında bulunan (kişi). |
677 | düzgüsüz | Herhangi bir özellik ya da ölçü yönünden olağan ortalamadan olumlu ya da olumsuz yönde açık bir biçimde uzaklaşan (kişi). |
678 | düzgüsüz bağımlılık | (Horney) Kişinin, güçlü gördüğü bir başkasına duygu yönünden aşırı biçimde bağlanması ve kendini onunla özdeşleştirmek için zorunlu bir gereksinme duyarak kendini küçültmesi durumu. |
679 | düzgüsüzlük ruhbilimi | Kişilerdeki davranış bozukluklarını ve davranış gücü yetersizliklerini inceleyen ruhbilim dalı. |
680 | Ebbinghaus eğrisi | Ezberlenen anlamsız hecelerin unutulmasıyle ilgili olan ve öğrenimi izleyen ilk birkaç gün içinde unutmanın çok olduğunu, ondan sonraki günlerde unutulanın azaldığını gösteren bir eğri. |
681 | edilgin | Olayların gidişini etkilemek ve denetlemek için kişinin hiç bir çaba göstermeme durumu. |
682 | edilgin bağımlılık | Onur duygusu düşük kişilerin başkalarının yardımını, yakınlığını sağlamak ereğiyle kendi yetersizlik ve küçüklüklerini belirtme durumu. |
683 | edilgin dil | Kişinin, konuşma ve yazı dilinde anlama gücünü gösterdiği sınır. |
684 | edilgin içedönüklük | (Juhg) Ruhsal etkinlikleri dış dünya gerçeklerine yönetememekten doğan başarısızlık. |
685 | edilgin içgüdü | Amacı edilgin olan içgüdü. |
686 | edilgin öğretme | Eğitim ve öğretimde öğrenciyi edilgin bir durumda tutarak yetiştirmeye çalışma. |
687 | edilgin-saldırgan kişilik | Olaylar karşısında gerekli bağımsızlığı gösteremeyen, kimilerinde kararsız ve başkalarının ağzına bakan bir tutum takınan, kimi olaylar karşısında ise aşırı öfke, kırıcılık ve engelleme davranışları gösteren kişinin özelliklerinin tümü. |
688 | edilginlik gereksinmesi | Gevşek ve eylemsiz durma, çaba göstermeden yarar sağlama ve başkalarını kendi haline bırakma gereksinmesi. |
689 | edim | Belirli bir iş durumuyle karşılaştığı zaman kişinin yapabildikleri. |
690 | edim ölçeri | Çözümleri öncelikle devimsel davranışlara dayanan ölçer. |