91 | anlak bölümü | Bireyin anlak ölçerinde sağladığı anlak yaşını takvim yaşına bölüp, çıkanı 100 ile çarparak elde edilen bir anlak gelişim düzeyi göstergesi. (Z. B. = Zekâ bölümü biçiminde kısaltılır.) |
92 | anlak düzeyi | Bireyin anlak ölçerinde eriştiği anlak yaşı. |
93 | anlak katsayısı | Deneğin anlak ölçerinde elde ettiği sayıları, yaşına özgü olan sayılara bölerek sağlanan gösterge. |
94 | anlak ölçeri | Türlü yaş basamaklarına, güçlük durumlarına göre dağıtılmış ve anlağın boyutlarını ölçmeye yarayan bir dizi soru. (Çözümlerde başarılı olmak o yaşın anlak gelişim düzeyine erişildiğini gösterir.) |
95 | anlama | 1. Canlının herhangi bir nesnenin bilincine varmasını ya da onunla ilgili bilgileri edinmesini sağlayan süreç. 2. Olay ve varlıkların anlamını kavrayabilme. |
96 | anlama ruhbilimi | Ruhsal süreçlerin betimleme yoluyla değil, sezgisel biçimde anlaşılması gerektiğini savunan Alman ruhbilim akımı. |
97 | anlamlı öğrenme | Bir konuyu, bütün ayrıntılarını göz önünde bulundurmadan, nitelik ve anlamını kavrayacak biçimde öğrenme. |
98 | anlamsal sağaltım | Coşku yüklü sözcüklerin yanlış yorumunu düzelterek kişisel uyumu geliştirme. |
99 | anlamsal yaklaşım | Sözcüklerin doğru olarak kullanılmasında, dilbilgisinden çok anlama öncelik verme. |
100 | anlamsız hece | Birkaç sesli ve sessiz harfin birleşmesinden oluşan, anlamsız sözcük parçası. (Öncelikle öğrenme ve anımsama deneylerinde, geçmiş yaşamın denekler üzerindeki etkisini denetlemek amacıyla kullanılır.) |
101 | anlatım | Söz, deyim, çizim, müzik ve benzeri yollarla duygu ve düşünceleri dile getirme. |
102 | anlatım yitimi | Düşündüğünü dile getirme söz, yazı ve imleri anlama ve kullanma gücünü yitirme. |
103 | anlatımlı devinimler | Gövde devinimleri, kendini taşıma, konuşma özellikleri gibi bireyleri birbirinden ayıran ve böylece kişiliğin değerlendirilmesinde yararlanılan devinimler. |
104 | anlatımsal davranış | Canlının düşünce, duygu ve coşkularını yansıtan, kendiliğinden doğan ve ketlenmeyen davranış. |
105 | anlatımsal sağaltım | Ruhsal hastalıkları ortaya çıkaran bilinçaltı karmaşalarının adım adım çözümünde müzik, oyun ve sahne çalışmaları gibi anlatımsal etkinliklerden yararlanan sağaltım. |
106 | anlık | Duyu ve istençten ayrı olarak düşünülen bilme yetisi usavurma, yargılama ve anlama gücü. |
107 | anlıkçılık | Ruhsal yaşantının tümünü anlık ve yüksek anlıksal süreçlere bağlayan görüş. |
108 | anlıksal dengesizlik | Türlü anlıksal yetenekler arasında büyük ve önemli ayrılıkların bulunması durumu. |
109 | anlıksal olgunluk | Kişinin anlıksal gelişim yönünden ulaştığı, yaşına uygun ya da yetişkinlere özgü gelişim düzeyi. |
110 | anma | Daha önce öğrenilenin ya da yaşananın bilince çıkması ya da davranışta yerini alacak biçimde kendini ortaya koyması. |
111 | anma çağrısı | Önceden öğrenilen bilgi ve yaşantıların bilinçte canlandırılması. |
112 | anma yöntemi | Bellek ve unutma deneylerinde, deneğin belli bir süre sonra öğrendiklerinden ne kadarını anımsayabildiğinin yüzde olarak belirlenmesi yöntemi. |
113 | ansal büyüme | Takvim yaşına koşut olarak ruhsal herhangi bir süreçte, özellikle anlıkta gerçekleşen gelişme. |
114 | ansal büyüme eğrisi | Bireyin ya da bir topluluğun anlık ortalamasını, zaman ve nicelik açısından gösteren çizgi. |
115 | ansal çöküntü | Kimi ruh hastaları ile yaşlı kişilerde görülen, anlıksal örgütün düzeltilemeyecek biçimde bozulup çökmesi durumu. |
116 | ansal erk | Kişinin gövde bağıntıları ile ilgili anlayışına dayanan, ansal alanda iş başarma erki. |
117 | ansal etmenler | 1. Günümüz ruhbiliminde, anlıksal yetenekler kavramının yerini alan ve anlıksal örgüt anlamına gelen bir kavram. 2. Etmen çözümlemesi sonunda ortaya çıkan etmenlerin herhangi birisi ya da tümü. |
118 | ansal evrim | Canlıların evrim basamaklarında, yüksek düzeydeki anlıksal yeterliklere doğru sürekli olarak gelişmesi. |
119 | ansal gelişme | Doğumdan yetişkinliğe dek ya da yaşamın başka bir dilimi içinde, anlıksal örgüt ve yeteneklerde görülen sürekli olgunlaşma. |
120 | ansal gerilik | Kalıtımsal, doğal ya da sonradan baş gösteren nedenlerle anlıksal yeteneklerde düzgülünün belirgin olarak altında s olma durumu. (Genellikle 75 Z. B. altında olanları kapsamına alır.) |