1681 | tepke kemeri | Uyarılan almaç bir sinirle, uyaranı, aracı sinir yoluyla etkileyici sinire aktaran kemer. |
1682 | tepke ketlenmesi | Bir tepke ya da tepkinin tümünün ya da bir parçasının, başka bir tepke ya da tepkinin harekete geçirilmesi yüzünden engellenmesi. |
1683 | tepke zinciri | Bağlantılı ve düzenleştirilmiş olarak birbirinin peşi sıra gelen tepke dizisi. |
1684 | tepkebilim | Bütün davranışların tepkeler, tepke zincirleri ve özellikle koşullu tepkeler yoluyla açıklanıp yorumlanabileceğini savunan görüş. |
1685 | tepki | Dış uyaranların canlıyı etkilediği anda canlıca yapılan yalın davranım. |
1686 | tepki dolaşımı | Nöronların alıcı sinirlerden, iletici sinirlere doğru düzenlenişi. |
1687 | tepki eşiği | Bir karşılığın ortaya çıkabilmesi için gerekli olan en düşük uyaran gücü. |
1688 | tepki geliştirme | (Freud) Bilinçaltı duygu ve eğilimleri, onların karşıtı olan duygu ve davranışlarla açığa vurma özelliği. (Baskı altındaki korkunun saldırganlık, nefretin saygı ya da sevgi olarak gösterilmesi gibi.) |
1689 | tepki genellemesi | Denek hayvanı belirli bir uyaran karşısında belirli bir tepkiyi göstermeyi öğrendikten sonra, aynı uyaranın benzeri tepkileri de ortaya çıkarabildiği ilkesi. |
1690 | tepki gizilgücü | (Hull) Alışkanlık gücüyle, ilişkili dürtünün çarpımından oluşan, belirli bir tepkinin ortaya çıkabilme olasılığı. |
1691 | tepki öğrenimi | Tepkinin yapıldığı nesnel ortamı değil, yalnızca tepkiyi yapabilmeyi öğrenme. |
1692 | tepki tipi | Deneylerde kullanılan uyaranlar karşısında deneğin, ya öncelikle kaslar ve devimlerle tepki yapması ya da uyaranı algılayıp yorumlama çabası göstermesi. |
1693 | tepki yeğinliği | Uyaranın ya da güdünün gücünde baş gösteren değişmelere uygun olarak, kaslar ve salgı bezlerinin etkinliklerinde görülen değişiklikler. |
1694 | tepki yenilenmesi | (Ruhsal çözümleme) Bir karmaşanın zayıflatılıp yok edilmesi, ya da çatışma ve baskının yarattığı coşkusal gerilimin, onu yaşatan temel yaşantının düşlenmesi ya da yeniden yaşanması yoluyla hafifletilmesi. |
1695 | tepki yeterliği | Canlının, tepkiyi uyaran bir durumda, güdü ya da gereksinmelerine uygun değişiklikler yapabilmesi. |
1696 | tepki zamanı | Uyaranın uygulandığı anla, deneğin karşılığını göstermeye başladığı an arasında geçen süre. |
1697 | tepkisel çıldırı | Öncelikle aşırı çevre baskıları nedeniyle gelişen bir çıldırı. |
1698 | tepkisel davranış | Dış çevreden gelen bir uyarının etkisi ile ortaya çıkan bir davranış. |
1699 | tepkisel pekiştirme | (Freud) Bilinçteki bir sürecin, bilinçaltındaki bir süreci karşı yönde harekete geçirmesi. |
1700 | tepkisel usyarılım | Kişide öncelikle çevre etkilerinin geliştirdiği, uygun koşullar altında iyileşme olanağı bulunabilen usyarılım türü. |
1701 | tepkisizlik | Özellikle kişilik ölçerlerinde deneğin belirli soru ya da resimler karşısında tepki yapmaması. (Bu tepkisizliğin özel ruhbilimsel anlamı ve önemi olduğuna inanılır.) |
1702 | ters devinim algısı | Dönen beyaz bir yel değirmeninin gerçekte döndüğü yönün tersine hareket ediyormuşçasına algılanması ve benzeri yanlış algılamalar. |
1703 | ters yazı | Satırı düzgülü olan yönün tersinden başlatma ya da sözcükleri son harfinden baş harfine doğru yazma yoluyla oluşan yazı. |
1704 | Thurstone ölçeği | Eşit aralık yöntemine göre düzenlenmiş olan bir tutum ölçeği. |
1705 | tik | Herhangi bir kas kümesinin istenç dışında hareket etmesi. |
1706 | tin | (Jung) Ruhun bilinçaltı ile haberleşen yönü. |
1707 | tinselcilik | Evrenin gerçeğinin tinsel nitelikte olduğunu, insan ve öteki varlıkların tümünün fiziksel yapıdan ayrı ve bağımsız bir ruhsal yapısı bulunduğunu savunan görüş. |
1708 | tip | Benzerlerinin ana özelliklerini kendinde topladığı için örnek olarak ele alınan birey. |
1709 | tip bilgisi | İnsan tiplerini belirleme, ayırt etme ye sınıflandırma yöntemi. |
1710 | titreşik sabuklama | Güçlü kaygı, sanrı ve kuruntularla kendini gösteren, içkinin etkisiyle ortaya çıkan şiddetli bir sabuklama. |