1861 | Wetzel ızgarası | Boy, ağırlık ve yaş arasındaki ilişkileri gelişim normlarına bağlı olarak hesaplayıp belirtmeye yarayan bir araç. |
1862 | Würzberg okulu | Würzberg üniversitesinde içebakış yoluyla imgesiz düşünce gibi görüntülerin varlığını ortaya koyan bir okul. |
1863 | yabancı yılgısı | Yabancılara karşı duyulan aşın korku. |
1864 | yakın bellek | Çok kısa bir zaman önce öğrenilmiş olanı anımsamak. |
1865 | yakın çevre | Çevrenin belirli bir tür varlık için anlamlı ve etkili olan parçası. |
1866 | yakın etki | 1. (Goldstein) Yersel yakın etki: Uyaranın uygulandığı noktaya olan uzaklığına göre ilişkili sinir dizgesinin uyarılma derecesi. 2. Görevsel yakın etki ilişkili sinir bölgesine uygun düşüp düşmemesi açısından bir uyaranın ayaklandırılabildiği uyarma gücü. |
1867 | yakınlık ölçüsü | (Moreno) İki kişinin birbirine karşı gerçek özelliklerinin etkisiyle duydukları yakınlık ya da uzaklık. |
1868 | yakma deliliği | Özellikle kimi yapıları ateşe verme konusunda duyulan, önlenemeyen zorunlu istek. |
1869 | yalan makinesi | Soruşturmada deneğin doğruyu söyleyip söylemediğini kan basıncı, nabız, solunum ve deri yüzeyindeki elektrik tepkilerde baş gösteren değişmelere dayanarak ölçen bir araç. |
1870 | yalancı gereksinme | Kaynağı bedensel olmayan, daha çok istek ya da amaçtan doğan ve böylece ereğe yönelmiş davranışları doğuran bir gerginlik durumu. |
1871 | yalancı koşullanma | Koşulsuz uyaran sona erince yinelenen yansız bir uyaranın koşullu tepkiyi ayaklandırabilme gücünü kazanması. |
1872 | yalancılık hastalığı | 1. Kişinin, ruhsal nedenlerle gerçekleri değiştirme ve çarpıtmayı alışkanlık haline getirmesi durumu. 2. İmgelemde yaşanan olağanüstü serüvenleri gerçekmişçesine anlatma tutkusu. |
1873 | yalın usyarılım | Çevre ve toplumla olan ilişkilerin yavaş yavaş zayıfladığı, duygu kütlüğü ve ağır gelişen bir çöküntünün söz konusu olduğu usyarılım türü. |
1874 | yalnız | Toplumsal ilişkilerden yoksun ya da yoksun bırakılan kişi. |
1875 | yalnızlık | Bir nesnenin bağlı olduğu coşkudan kopup ayrılması. (Kollektif bilinçaltından kimi gerecin kopup bilince yükselmesi sonucu olarak kişinin benzerlerine karşı yabancılık geliştirmesi.) |
1876 | yalnızlık aptallığı | İlk çocukluk yıllarını, düzgülü insan ilişkilerinden büyük ölçüde yoksun olarak geçirmekten ileri gelen bir tür anlak geriliği. |
1877 | yalnızlık etkisi | Dizi halindeki gerecin ezberlenmesinde bir özdeğin iri punto ile ya da başka renkte basılmasının ezberlemeyi kolaylaştırıcı etkisi. |
1878 | yalnızlık mekanizması | (Freud) Kesin olarak tedirgin edici kişisel bir sorun ya da karmaşa ile bağlantı kurulmasına yol açan, bir söz ya da hareketten sonra tüm ve kısa bir hareketsizlik dönemine girmek. |
1879 | yanay çizelgesi | Bireyin türlü ölçeklerden elde ettiği sonuçları, sayılamasal yönden karşılaştınlabilir duruma getirerek bir çizelge üzerinde göstermek. |
1880 | yanılsama | Var olan bir nesne ya da canlıyı yanlış, ayrımlı ya da değişik olarak algılama. |
1881 | yankı tepkisi | Konuşmayı yeni öğrenen çocukların, anlamının bilincinde olmadan ana babalarının söylediklerini yineleme çabaları. |
1882 | yankıca | Başka birinin kullandığı söz ya da cümleleri anlamsız olarak yankı gibi yineleme. |
1883 | yanlış tepki | Bir deneyde uyaran karşısında beklenen ve uygun olandan başka bir tepki yapmak. |
1884 | yansıca | Başkasının yaptığı devim ve davranışları anlamsız olarak yineleme. |
1885 | yansılama | Türün öteki üyelerinin davranışlarını, öğrenme söz konusu olmadan yansılama eğilimi. |
1886 | yansıtıcı ölçer | Mürekkep lekesi, resim yorumlama, insan resmi çizme, cümle tamamlama gibi deneğin kişilik yapısıyle onu yöneten güçleri ortaya çıkarmaya yarayan ölçer. |
1887 | yansıtıcı yöntem | Belirli bir tepkiyi ayaklandırmayacak nitelikteki örtülü ve türlü yorumlara elverişli durumlar ya da uyaranlar karşısında kişinin yaptığı tepkileri yorumlayarak (güdü, tutum, duygu gibi) sürekli kişilik özelliklerini tanıma yöntemi. |
1888 | yansıtımca | Düzenli ve sürekli sabuklamaların, kuşku ve bilinçsiz suçluluk duygularının yoğun olduğu bir çıldırı türü. |
1889 | yansıtımcalı kişilik | Bireyin belirgin kuşkuculuk, imreni, kıskançlık, inatçılık ve çevreden gelebilecek uyaranlara karşı aşırı duyarlık gösterdiği hastalıklı bir kişilik yapısı. (Bunlar genellikle bilinçaltındaki güçlü suçluluk ve günahkârlık duygularını dış çevreye yansıtara |
1890 | yansıtımcalı usyarılım | Gerçeklerden çok dileğe dayanan düşüncenin, sanrıların ve çoğu zaman düzenli büyüklük ve kötülenme sabuklanmalarının yaygın olduğu usyarılım türü. |