1951 | yetkeci ortam | Aile çevresi ya da bir kümede yönetici durumda olanın ötekileri yetkeci bir tutumla yönetmesi. |
1952 | yetkincilik | Kişinin kendinden ve başkalarından durumun ya da olanakların gerektirdiğinden daha üstün ve eksiksiz bir başarı beklemesi. |
1953 | yığın eylemi kuramı | (Lashley) Öğrenilmiş ve anlaksal eylemlerde, beynin belirli özekler halinde değil, kapsamlı bölgelerinin katıldığını savunan görüş. (Bu görüş bugün gerçekliği bilinen beyin özeklerinin bulunuşuna aykırı değildir.) |
1954 | yığın ruhbilimi | Toplumsal açıdan fazla örgütlü olmayan insan yığınlarının davranışlarını ve nedenlerini düzenli olarak inceleyen bilim dalı. |
1955 | yığın tepisi | Belirli bir uyarana karşı ayırım yapmadan büyük kas kümelerinin tepki yapması. |
1956 | yığın üzgülenmeciliği | (Reik) Yığına önderlik eden kişinin sunup savunmasıyle zorluk, yoksulluk ve acılara toplu olarak katlanma. |
1957 | yılgı | Belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan olağandışı güçlü korku. |
1958 | yineleme kuramı | Bireyin gelişiminde geçirdiği belirli aşamaların, türün evriminde geçirdiği aşamaların bir yinelemesi olduğu görüşü. |
1959 | yineleme öğrenimi | Öğrenme konusunu, anlama zorunu olmadan verildiği biçimde belleğe yerleştirme. |
1960 | yineleme zorlanımı | Bunalımdan kurtulmak için belirli bir davranışı durmadan yineleme. |
1961 | yoğun alıştırma | Öğrenme süresi için verilen zamanı aralıksız alıştırmalarla doldurmak. |
1962 | yok olma sabuklaması | Süregelen varlık ve toplum düzeninin yıkılıp yok olduğu kanısına saplanmak. |
1963 | yoksullaşmış algı | Deney durumlarının büyük ölçüde yalınlaştırılıp yoksullaştırılması durumunun algılanması. |
1964 | yorumcu sağaltım | Hastanın çatışmalarını sözlü olarak belirtmesine, bunların simgesel anlamlarını kavramasına ve bu süreç yolu ile sorunlarını çözmesine sağaltımcının yardımcı olduğu bir sağıtım yolu. |
1965 | yön değişimi | Belirli bir uyaranın ayaklandırdığı tepkinin açığa vurulması tehlikeli olduğunda, tepkiyi uyarandan başkasına yöneltme ya da o tepkinin yerine başka bir tepki gösterme. |
1966 | yön değiştirmiş saldırma | Saldırganlığı, ayaklandıran kişi ya da varlığın yerine geçebilecek birisine yöneltme. |
1967 | yön veren uydurmalar | (Adler) Kişinin yaşantılarını sınıflandırıp değerlendirmekte kullandığı yön veren ilkeler. |
1968 | yönelim | Bitki ya da canlının kendiliğinden ya da zorla, uyarana yaklaşma ya da uzaklaşma tepkisi. |
1969 | yönelme | Uzay, zaman, durum ya da kişisel ilişkiler açısından bireyin nerede olduğunu ve ne yöne gittiğini kestirebilmesi. |
1970 | yönetici imge | (Adler) Yaşam planının temelini oluşturan ve kişinin üstünlüğü ile ilgili bir imge. (Gerçeklerle bağlantısı çok zayıf olduğu zaman sinirce belirtisi sayılır.) |
1971 | yöneylem araştırması | Çalışır durumdaki bir dizge ya da olaylar üzerinde yapılan araştırma. |
1972 | yönseme çözülmesi | Sözlü deyimlerin kullanılışındaki amaç ve yasanları sınıflandırarak geliştirilen bir toplumsal etkileşim ölçeği. |
1973 | yönü değişik düşmanlık | Öfke ve düşmanlık duygusunu ayaklandıran engele karşı bu duygunun gösterilmesi tehlikeli olunca düşmanlık ya da saldırganlığı o engelle ilişkili ama tehlikesiz olan başka bir şeye yöneltmek. |
1974 | yörelleştirme | 1. Herhangi bir duyumun uzayda belli bir noktayla bağlantılı olarak algılanması. 2. Belirli anlıksal ya da sinirsel görevlerin beyinde belirli bölge ve yerlere bağlanması. |
1975 | yüceltme | İlkel nitelikteki eğilim ve isteklerin doğal amaçlarından çevrilerek toplumca beğenilen anlıksal, toplumsal ve benzeri etkenliklere dönüştürülmesi. |
1976 | yük | Ruhsal sağaltımla ya da toplumsal yardımla uğraşan uzmanların belirli bir zamanda üzerinde çalıştıkları kişilerin sayısı. |
1977 | yüksek anlıksal süreçler | Duyum ve imgelere karşıt olarak yaratıcı imge ile birlikte bütün yapıcı düşünme süreçleri. |
1978 | yükseklik yılgısı | Yüksek yerlerde durmaya karşı duyulan aşırı korku. |
1979 | yüzanlamı bilimi | Kişinin yetenek ve öteki ruhsal özelliklerinin yüz biçimi, alın, burun ve çene gibi ayrıntıların görünüşlerinden çıkarılabileceğini savunan görüş. |
1980 | yüzey özelliği | Aralarında yeterli ve olumlu bağlılaşma bulunan özellikler salkımı. |