Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü - XML
Sinema ve Televizyon terimleri ile ilgili bilgileri burada bulabilirsiniz


IDTerimAçıklama
511bulanıkSinema/TV. Görüntünün odak noktasına düşmemesinden doğan durum.
512bulanık filmSinema Tümü ya da bir bölümü bulanık görüntüler taşıyan film.
513bulanık görüntüSinema/TV. Herhangi bir nedenden dolayı görüntülük üzerinde bulanık olarak izlenen görüntü.
514bulanık zincirlemeSinema/TV. Zincirlemede, ilk çekimin son görüntülerinin gittikçe bulanıklaşması ikinci çekimin ilk görüntülerinin gittikçe seçikleşmesi durumu.
515bulanıklaştır!Sinema/TV. Alıcı yönetmenine, görüntüyü bulanıklaştırması için verilen komut.
516bulanıklık tekeriSinema/TV. Seçikliği tam olmayan bir görüntüdeki bulanıklık derecesini gösteren teker. (Tam seçik bir görüntü, konudaki noktayı nokta olarak verir fakat bu seçiklikten uzaklaşıldıkça, konudaki noktalar, çapı ufak ya da büyük tekerler olarak aktarılır. Bu tekerlerin çapı, görüntünün seçiklik ölçüsünü verir).
517bulmaTV. Kablolar ya da dalgalar yardımıyla gönderilebilmek için yüksek yinelenimlere yerleştirilen ses ya da resim imlerinin, almaçta izlenebilmesi amacıyla, bu yüksek yinelenimin salınımlarından ayrılması işlemi değiştirmenin tersi olan işlem.
518bulucuTV. Değiştirim bulma işini gerçekleştiren aygıt.
519Buttes-Chaumont okuluTV. Fransız Radyo-Te-levizyon Kurumu'nun Paris yakınındaki Buttes-Chaumont'da bulunan işliklerinde, André Falk yönetiminde çalışan televizyon oyunları bölümü için kullanılan terim. Bu okulun amacı, eldeki olanaklardan (görünçlük oyunları, filmler, televizyon filmleri) yararlanarak, en kısa zamanda televizyona özgü, salt televizyon nitelikleri taşıyan oyunlar gerçekleştirmek, televizyon türleri oluşturmak, televizyon deyişi yaratmaktı. Fransız televizyonunun emekleme çağına rastlayan bu çalışmalar 1956'dan 1965'e kadar on yıl sürdü.
520buzlu camSinema Bir yüzü özel özdekle donuklaştırılmış, yarı saydam, görüntü verebilir cam.
521büyük 8Sinema 8 mm'lik filmin 1965'te piyasaya sürülen yeni bir çeşidi. (Boy bakımından, olağan 8 mm'lik filmden hiç bir başkalığı yoktur. Buna karşılık, 8 mm'lik filmde deliklerin yatay olarak bulunan uzun kenarı, büyük 8'de dikey olarak yer alır. Böylelikle resim alanı, olağan 8'dekine göre yaklaşık % 50 oranında artar. Büyük 8'de bir ayakta 72 resim, 1 m'de 235,3 resim yer alır. Çerçevesi 4,14x5,69 mm'dir. Saniyede 18 ya da 24 resim geçecek hızla oynatılır. Optik ya da manyetik ses yoluyla kullanılabilir. Büyük 8, yalnız özenci sinemasında değil, eğitim sinemasında ve televizyonda da kullanılmaktadır. Büyük 8'in başlıca iki çeşidi vardır: Kodak büyük 8 (Kodak Super-8) ile Fuji tek 8 (Fuji single-8). Aradaki başlıca değişiklik, taban özdeğinde ve kutucuklardadır. Büyük 8 filmler kutucuklar içinde kullanılır).
522büyük 8 mm`lik alıcıSinema Büyük 8 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.
523büyük 8 mm`lik göstericiSinema Büyük 8 mm'lik filmlerin gösteriminde kullanılan gösterici çeşidi.
524büyük 8 yöntemiSinema/TV. Büyük 8 mm'lik filmin ya 16 mm, 35 mm'lik eşlemlerinin çıkarılarak ya da doğrudan doğruya büyük 8 mm olarak film tarayıcı yardımıyla televizyonda gösterilmesi işlemi.
525büyük açıklıklı mercekSinema/TV. Açıklığı olağanın üstünde olan mercek.
526büyük boy saydam resimSinema/TV. Boyu 24x36 mm olan saydam resim.
527büyük ışıldakSinema Genellikle renkli film çeviriminde kullanılan en büyük boy işlik ışıldağı.
528büyültmeSinema 1. Bir filmin, optik basım yoluyla, daha büyük boyda bir film üzerine, örneğin 8 mm'lik filmin 16 mm'ye, 16 mm'lik filmin 35 mm'ye, 35 mm'lik filmin 70 mm'ye aktarılması. Küçültme karşıtı. 2. Bir filmin negatifinde yer alan resmi, kart üzerine çıkartma, filmden fotoğraf çıkartma.
529büyülü fenerSinema Göstericinin ilkel biçimi, atası. (Önünde mercek, içinde ışık kaynağı bulunan bir karanlık kutudan oluşur. Merceğin odak noktasına yerleştirilen cama çekili resim, bu ışık kaynağının ve merceğin yardımıyla, görüntülük üzerine düşürülür).
530büyüteç düğmesiTV. Bazı almaçlarda, görüntünün ayrıntılarını daha iyi izleyebilmek için resmin orta bölgesini büyülten düzeni çalıştıran düğme.
531büzülmeSinema Hava koşullarının elverişsizliğinden dolayı film tabanında ya da duyarkatta ortaya çıkan kırışma, kısalma.
532C yuvasıSinema 16 mm'lik alıcılarda vidalı, ölçün mercek yuvası.
533Caligari`cilikbk. dışavurumculuk
534Callier etkisiSinema Özellikle optik basım aygıtlarında kendini gösteren ve ışığın bir optik dizgede yayınmasından doğan etki.
535cam çekimiSinema Yalnız bir bölümü yapılmış bir bezemi, cam üzerine çizilmiş resimle tümlemeye dayanan sinema hilesi.
536Camera 65Sinema Bir geniş görüntülük ve üçboyutlu işlemi. (Todd-AO işlemini andıran Camera 65'te 65 mm'lik film kullanılır. Alıcı ve göstericisi de buna uygun olarak değişik yapıdadır).
537CamerascopeSinema Cinemascope'un İngiliz işliklerinde uygulanan ve sıkıştırmaç temeline dayanan bir geniş görüntülük yöntemi.
538camlı bölmeTV. 1. Yönetim odasında işliğe açılan ve bu ikisini birbirinden ayıran ses geçirmez pencere. Sinema/TV. 2. Seslendirme işliklerinde, seslendirme odasını işlikten ayıran ses geçirmez pencere.
539camlı işlikSinema Sinemanın ilk çağlarında, çevirimde gün ışığından yararlanmak amacıyla her yanı camlı olan işlik.
540canlandırıcıSinema Bir canlıresim ya da çizem filmi için, devinimliliği sağlayan resimleri gerçekleştiren sanatçı.

* Görseller ve İçerik tekif hakkına sahip olabilir