1801 | kalkışa geç! | TV. Alıcı yönetmenine, oturduğu yerden kalkmak üzere bulunan bir kimseyi çerçeve içinde tutmaya hazırlanması için verilen komut. |
1802 | Kalvar film | Sinema Kalvar işleminde kullanılan, saydam polyester tabana sürülmüş polimer katından oluşan film çeşidi. |
1803 | Kalvar işlemi | Sinema Hiçbir kimyasal özdek kullanılmaksızın, ışığın yayınmasına ve ısıyla açındırmaya dayanan, tümüyle kuru olarak gerçekleştirilen film işleme yöntemi. |
1804 | kamaşma | Sinema 1. Bir optik dizgedeki yüzeylerden film üzerine yansıyarak resimdeki sertliği azaltan ya da resmin niteliğini bozan, istenmeyen ışık. TV. 2. Televizyon ışıtaçlarında, gerçekte etkilenmemesi gereken fosforlanmalı bölgelerin etkilenmesinden doğan ve bu bölgeye düşen ışık. |
1805 | kammerspiel | Sinema Almanya'da 1921'e doğru dışavurumculuğa karşı bir tepki olarak ortaya çıkan sinema akımı. Adını Reinhardt'ın birkaç yüz kişilik "Kammerspiel : oda tiyatrosu"ndan alan bu akım, dışavurumculuğun öznelciliğine, abartmacılığına karşı gerçekçiliğe yönelişi yansıtır. Kammerspiel, çok yalınç bir konu çerçevesinde, küçük insanların günlük yaşamlarını gerçekçi bir tutumla ele alır. |
1806 | kammerspiel filmi | Sinema Kammerspiel akımında gerçekleştirilmiş film. |
1807 | kamuya oynatım | Sinema Herhangi bir filmin kamuya sunulması. Özel oynatım karşıtı. |
1808 | kandela, cd | Sinema/TV. SI birimlerinde ışık yeğinliği birimi (Yüzölçümü 1 / 600.000 m2 olan bir kara cismin, 101. 325 Nm-2 basınçta platinin ergime noktasında yatay doğrultudaki ışık yeğinliğine eşittir). |
1809 | kangal | Sinema Makaraya değil, göbekli ya da göbeksiz olarak kendi çevresinde sarılmış çeşitli çaptaki film tomarı. |
1810 | kapalı bezem | Sinema/TV. Dört yanı da kapalı olan bezem. |
1811 | kapalı gişe | Sinema Herhangi bir gösterimin bütün biletlerinin satıldığını anlatır terim. |
1812 | kapalı yayın | TV. Alıcıdan, doğrudan doğruya eşeksenli kablolar yardımıyla belirli almaçlara televizyon imi aktararak gerçekleştirilen yayın. (Bu yönden, bir verici yayaç aracılığıyla uzayda yayılan elektromıknatıslı dalgalar yoluyla yapılan açık yayının karşıtıdır). |
1813 | kaplamalı mercek | Sinema/TV. Gelen ışığın bir bölümünü yansıttığından ışıklılığı azalmasın diye üzerine özel bir kat çekilmiş mercek. |
1814 | kar etkisi | Sinema Doğal kar dışında görüntüde kar görünüşü sağlama. |
1815 | kara diplik | Sinema/TV. Dipliğin siyah renkli gereçten yapılanı. |
1816 | kara film | Sinema Polis ve gangster filmlerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında gelişen bir çeşidi. Suçlu çevresini ruhbilimsel özellikleriyle yansıtır bu çevreyi çok kez aynı çevreden birinin görüş açısından ortaya koyar. Soygun, uyuşturucu madde kaçakçılığı, şiddetli ölüm, şantaj, cinsellik, vb. başlıca öğeleridir. Suçlular kadar, bu suçlularla savaşım veren yasa adamlarının da olumsuz yanları belirtilir. Gergin, boğucu, ürkütücü, kötümser bir hava içinde gelişir. |
1817 | karakter makyajı | Sinema/TV. Belirli bir tipi, özellikle tarihsel bir kişiyi ya da çok özel yapısı olan bir kimseyi canlandırmak için yapılan makyaj. |
1818 | karakter oyuncusu | Sinema/TV. Belirli bir karakteri tüm ayrıntılarıyla yaratmakta usta olan oyuncu. |
1819 | karanlık kutu | Sinema Her yanı sıkıca kapalı, yalnız ufacık bir deliği olan, bu delikten giren ışınların, dışarıdaki bir nesnenin ters görüntüsünü, deliğin karşısına rastlayan iç çepere düşürdüğü çeşitli boyda kutu. (16. yüzyıl ortalarından beri kullanılan karanlık kutu, bugünkü fotoğraf aygıtlarının, sinema alıcılarının temelini oluşturmuştur). |
1820 | karanlık oda | Sinema Fotoğrafçılık ve sinemacılıkta, üzerinde gizli görüntü bulunan duyarkatın bozulmadan işlenebilmesi için kullanılan, ışık sızmaz oda. |
1821 | kararma | Sinema 1. Bir çekimin, aydınlıktan başlayıp gittikçe karanlıklaşarak görüntülerinin yitmesine dayanan noktalama çeşidi. Açılmanın karşıtı. TV. 2. Aynı sonucun televizyonda sağlananı. |
1822 | kararma camı | Sinema Bir ucu saydam olup öbür ucuna doğru gittikçe saydamsızlaşan, çalıştırılan bir alıcının merceği önünden yavaşça geçirildiğinde bir çeşit kararma sağlayan cam. |
1823 | kararma eriyiği | Sinema Kimyasal kararmada kullanılan eriyik. |
1824 | karart! | TV. Resim seçiciye, belli bir alıcının resmini ileten oluğun düğmesini en yüksekten sıfıra çevirmesi için verilen komut. (Alıcıların sayısı eklenerek "biri karart!, üçü karart!" biçiminde söylenir). |
1825 | Karate filmi | Sinema Kung Fu filminin bir çeşidi. |
1826 | karışma | TV. Yakın ya da aynı yinelenimdeki iki yayının birbirini etkilemesi durumu. |
1827 | karıştırmak | TV. Bir yayında isteyerek yapılan karışma. (Yayını bozmak amacıyla yapılır). |
1828 | karlanma | TV. Bir televizyon resminde, elektriksel düzensizlikten doğan, resmin her yanında titreşen noktacıklar biçiminde kendini gösteren, düzensizlik arttıkça resmin kar tipisini andırmasına yol açan aksaklık. (Karlanma, genellikle, ses aygıtlarında, plakçalarlarda, radyolardaki dip gürültüsünün resimdeki karşılığıdır). |
1829 | karşı açı | Sinema/TV. Bir önceki çekimdeki alıcı açısıyla 180°lik karşıtlık gösteren açı. |
1830 | karşı açı çekimi | Sinema/TV. Karşı açılı çekim. |