8941 | olgunlaşmamış RNA | 1. Yeni oluşmakta olan RNA. 2. Meydana geldikten sonra herhangi bir değişikliğe uğramamış RNA. |
8942 | olgunlaşmış kemik | bk. ikincil kemik |
8943 | oligo | Yunanca az ya da birkaç anlamına gelen ön ek. |
8944 | Oligochaeta | bk. solucanlar |
8945 | oligodentrosit | (Yun. oligos: az dendron: ağaç kytos: boşluk) Merkezî sinir sisteminin ak madde bölgesinde bol bulunan ve merkezî sinir sisteminde miyelin kılıfları oluşturan nörogliya hücreleri. |
8946 | Oligodon melanocephalus septentrionalis | bk. karabaş yılan |
8947 | Oligodontidae | bk. az dişligiller |
8948 | oligofag | (Yun. oligos: az phagein: yemek) Ancak birkaç çeşit besinle beslenebilen organizma. |
8949 | oligolesital | (Yun. oligos: az lekithos: vitellüs) Vitellüsü çok az olan yumurta. |
8950 | oligomer | (Yun. oligos: az meros: parça) Az sayıda monomerden oluşan molekül az sayıda amino asit monomerleri oligopeptitleri, nükleotit monomerleri oligonükleotitleri, monosakkaritler de oligosakkaritleri oluşturur. |
8951 | oligonükleotit aracılığı ile mutagenez | İn vitro olarak sentetik oligonükleotitler kullanılarak istenilen nükleotitlerin mutasyona uğratılması. |
8952 | oligopoz | (Yun. oligos: az) Çevre şartlan kötüleştikten belirli bir süre sonra ortaya çıkan, canlının gelişmesindeki duraklama. |
8953 | oligosakkarit | Sadece birkaç monosakkarit biriminden oluşan molekül. |
8954 | Oligosen | (Yun. oligos: az kainos: yakın) Tersiyerde 38 milyon yıldan 25 milyon yıl öncesine kadar devam eden ve Eosen ile Miyosen arasında bulunan jeolojik devir. |
8955 | oligospermi | Sperm sayısının dölleme sınırının altında olması durumu. |
8956 | oluklu kertenkele | Pullu sürüngenler (Squamata) takımından, Türkiye'de yaşayan, boyları 1.5 m kadar olan, üyeleri körelmiş, böcek, sümüklüböcek, fare, kertenkele ve kuş yumurtası ile beslenen bir tür. |
8957 | oluklu zehir dişliler | (Yun. solen: oluk glyphein: oymak) Sürüngenler (Reptilia) sınıfının, pullu sürüngenler (Squamata) takımının, yılanlar (Ophidia) alt takımından, ikişer tane uzun, içi boş zehir dişleri olan bir bölüm. |
8958 | omentum | İç organlara bağlı ya da serbest olan periton katlanması. |
8959 | ommatidyum | Böceklerde ve kabuklularda petek (mürekkep) gözü meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin her biri. Dış yüzeyi saydam kutikuladan oluşmuş bir mercek kapsayan ve saydam pelte şeklinde geriye uzanan bir koni ya da uzantıdan (kristal koni) oluşur. Çevresinde |
8960 | Omni | Yunanca hep anlamına gelen ön ek. |
8961 | omnivor | Hem bitki hem hayvan yiyerek beslenen canlılar. |
8962 | omur | Omurgayı oluşturan kemik ya da az çok kıkırdaklı parçaların her biri. Yüksek omurgalılarda sentrum denen silindir biçiminde bir gövde ile içinden omuriliğin geçtiği merkezî bir delik bulunan parça. |
8963 | omur deliği | Omurların ortasında bulunan ve içinden omuriliğin geçtiği omurilik merkez kanalını oluşturan delik. |
8964 | omurga | Hayvanların sırt bölgesinde bulunan ve eğe kemikleri ile etraf iskeletini taşıyan omurlardan oluşan sütun. |
8965 | omurgalılar | İkincil ağızlılardan (Deuterostomia), kordalılar (Chordata) alt filumunun bir dalı. Omurgası olan hayvanları içine alan, vücutları uzun ve iki yanlı bakışımlı, başları önde olup ağız ile duygu organlarını taşıyan, suda yaşayanlar solungaçlarla, karada yaş |
8966 | omurgasızlar | (Lat. Invertebrata, in: sız vertebra: omur) Bugün artık hayvanların sınıflandırılmasında kullanılmayan omurgalı hayvanlar dışta kalmak üzere öteki bütün hayvanları içine alan hayvanlar (Animalia) âleminin bir bölümü. |
8967 | omurilik | Omurga içinde bulunan kanal boyunca uzanan sinir dokusu. |
8968 | omurilik gangliyonu | (Yun. ganglion: küçük şiş, ur) Motor sinirlerinin omuriliğin art kökünden çıkar çıkmaz meydana getirdiği gangliyon, sinir düğümü. |
8969 | omurilik merkez kanalı | Omurganın ortasından geçen ve içinde omurilik uzanan kanal. Ependim kanalı. |
8970 | omurlar arası disk | Omurlar arasında bulunan ve yastık görevi yapan, çevresi (annulus fibrosus) telsi yapıda, ortası (nucleus pulposus) glikozaminoglikanlardan oluşmuş daha yumuşak yapıda, ileri yaşlarda ise yumuşak alanın daralmasıyla sertleşen ve anî hareketlerle kolayca k |