1591 | nicemleme | Bir niceliğin nicemsel işleybilime uygun olarak alabileceği kesikli değerlerin bulunması işlemi. |
1592 | nicemlenmemiş hal | Devinimleri nicemleme koşullarına girmemiş, dolayısıyla çizgi izgeleri yerine sürekli izgeler veren eksicikli öğeciğin hali. |
1593 | nicemler doğabilimi | Öğecikler, çekirdekler ve temel parçacıklar evrenindeki doğabilimsel alayları nicemsel işleybilim denen uzbilimsel kurama göre inceleyen bilim dalı. |
1594 | nicemler kuramı | Erkenin kesikli olduğu kavramını çevresinde geliştirilen nicemsel işleybilim kuramı. |
1595 | nicemli | Nicemsel işleybilime uygun olarak, yalnızca belirli kesikli değerlerden oluşan. |
1596 | nicemsel eksicik bilgisi | Katı buzsullarda mini dalga gücünün yaratılmasının ve yükseltilmesinin nicemsel işleybilime dayanarak incelenmesi. |
1597 | nicemsel eşdeğerlik ilkesi | Bir ışılelektrik ya da ışıl akım sürecinde, soğurulan bir ışınım niceminin tüm erkesinin, belirli başka bir biçimide yeniden ortaya çıktığını bildiren ilke. |
1598 | nicemsel işleybilim | Öğecik içindeki çekirdeğin ve eksiciklerin davranışlarını inceleme, çok küçük ölçekteki olayları yorumlama yöntemi olarak çağımızda geliştirilen ve Newton işleybilimi yerine geçen bir işleybilim dalı. |
1599 | nitel | Dış görünüş, renk, tad, biçim gibi sayısal olarak deyimlenemeyen ya da ölçülemeyen özelliklere ilişkin. |
1600 | nitel çözümleme | Özdeklerin kimyasal yapısında ya da bir karışımda bulunan öğelerin tutarlarına bakmadan belirlenmesi. |
1601 | nitelik | Sayısal olarak deyimlenemeyen ya da ölçülemeyen, ancak renk, koku, tad gibi görünümleriyle bilinerek tanınan özellik. |
1602 | nokta-yük | Bir nesnenin, tüm elektrik yükünün o nesnenin özeğinde toplandığı varsayımına dayanan düşünsel yükü. Eksicik, önelcik gibi öğecikaltı parçacıklar nokta-yük sayılırlar. |
1603 | nuknatıssal kuşak | Ses ve resim alınında kullanılan, yoğruk özdekten yapılmış ve üzerine demirmıknatıs tozu serpilmiş ensiz, ince kuşak. |
1604 | odak | Yakınsayan ışınların kesişme noktası (gerçek odak), ya da ıraksayan ışınların kaynaklanır göründüğü nokta (sanal odak). |
1605 | odak beneği | Bir X-ışını borusunun dövümlüğünde alt-üşek ışınlarının yoğunlaştığı ve X-ışınlarının oluştuğu dar bölge. |
1606 | odak uzaklığı | Bir merceğin ya da bir küresel aynanın asal odağı ile orta noktası arasındaki uzaklık. |
1607 | odak yerdeğişimi | Odaksamaz bir dizgenin birincil ve ikincil odakları aralığı. |
1608 | odaklama | 1. Bir mercek ya da bir ayna ile. ışığı bir noktada toplama işlemi. 2. Bir alt-üşek ışınları borusunda bir elektriksel ya da mıknatıssal mercekle eksicik demetinin bir noktada toplanması. |
1609 | odaklama kangalı | Bir eksicik demetini odaklamak için gerekli mıknatıssal alanı oluşturan kangal. |
1610 | odakölçer | Aynaların ve merceklerin odak uzaklıklarını doğrudan, okumaya yarayan aygıt. |
1611 | odakölçüm | Aynaların ve merceklerin odak uzaklıklarını ölçüm işi. |
1612 | ohm | Elektrik direnci birimi. |
1613 | ohm yasası | Düz akımın yeğinliğinin yük-süren kuvvetle doğru, çevrimin direnci ile ters oranla olduğunu deyimleyen yasa. |
1614 | ohmölçer | bk. dirençölçer. |
1615 | olağan | Beklenilen durumda bulunan, olağandışılığı bulunmayan. |
1616 | olağan ışın | Düzlem ucaylı ışığın çift kırıcı bir buzsuldan geçerken ayrıldığı iki birleşenden kırılma yasasına uyanı. |
1617 | olağan öğecik | Yük artığı ya da eksiği olmayan ve eksicikleri en düşük erke düzeyinde bulunan öğecik. |
1618 | olağan titreşim kipi | Titreşim genliklerinin bir dizgenin türlü kesimleri üzerinde belirtken dağılımı. |
1619 | olağan yansıma | Bir ışık demetinin yansıtıcı bir yüzeyden yansıma yasalarınca, yani geliş açısına eşit bir açı ile geliş düzlemi içinde yansıması. |
1620 | olağandışı ayrılım | Soğurum kuşaklarının sınırları boyunca kırılma imlecinin dalga boyuna göre değişiminin olağan gidişe ters düşmesi. anlamdaş ayrılganlık. |