151 | diş dudak ünsüzü | (Derleme.. diş-dudak konsonu, diş-dudaksıl konson, dudak-diş fonemi, dudaksıl dişsel) Alt dudağın üst dişlere dokunmasıyle meydana gelen dudak ünsüzü: f, v vb. |
152 | diş ünsüzü | (Derleme., diş konsonu, dişsi konson, diş sesi) Dil ucunun üst dişetlerine dokunmasıyle meydana gelen ünsüz: d, t, c, ç, (th) vb. |
153 | dişeti ünsüzü | (Derleme.. dişeti konsonu, dişetsi konson) Dil ucunun dişetine dokunmasından meydana gelen diş ünsüzü: j, ş vb. |
154 | dişil | (Derleme.. dişilik, dişi) Bazı dillerde dişi cinsten sayılan sözcük: Arapçada kâtibe, muallime, müdire Fransızcada la table (masa) , la maison (ev) , la figure (yüz, çehre) , une grande table (büyük bir masa) Almancada die Tür (kapı) , die Frau (kadın) , die Strasse (cadde) vb. |
155 | dokunak vurgusu | Acıma bildiren ünlemlerdeki vurgu: Eyvaaah!, yazııık!, vaah vaah! vb. |
156 | dolaylı tümleç | (Derleme.. dolaylı tamamlayıcı, yer tamamlayıcısı, dolaylı nesne) Eylemin anlamını tümleyen ve yönelme, kalma, çıkma durumlarından birinde bulunan veya ilgeç alan tümleç: Çocuklar eve geldi Bu haksızlığa dayanılır mı? Okulun bahçesine çam ağaçları dikildi Çocuklar evde kaldı Başımın üstünde yeriniz var Dün Ali'nin evinde toplantı vardı Bugünkü Birleşmiş Milletler toplantısından önemli haberler bekleniyor Çocuklar evden uzaklaştılar Bu konuyu çeşitli yönlerden açıklayınız Adam gibi otur Bu plağı sizin için çalıyorum Ali hastalığından dolayı okula gelememiş örneklerinde olduğu gibi. |
157 | dolaylı tümleç birliği | Dolaylı tümleçle birlikte kullanılan sözcüklerin tümü: Köşke varınca, fındık dallarından yapılmış bir kanepeye ilişti İnşallah, Eskişehir'den muvaffakiyetle dönüşünüzde görüşürüz İşçiler, beş dakika sonra yanlarına gelen, genç, terbiyeli, sıkılgan tavırlı bir memurdan rica ettiler örneklerinde olduğu gibi. |
158 | dönüşlü adıl | (Derleme.. özlük zamiri, öze dönüşlü zamir, dönüşlü zamir) Kişi kavramını pekiştirerek belirten adıl. Türkçede bu kavram kendi sözcüğüyle sağlanır: Ben kendim istedim Kendisi bilir Sen kendini düşünmelisin örneklerinde olduğu gibi. Dönüşlü adılın çekimi: 1. K.T. kendim 1. K.Ç. kendimiz. 2. K.T. kendin 2. K.Ç. kendiniz. 3. K.T. kendi, kendisi 3. K.Ç. kendileri |
159 | dönüşlü çatı | (Derleme., dönüşlü çatılı fiil, öze dönüşlü, edingen fiil) Eylemdeki kavramın özneye döndüğünü bildiren çatı. Türkçede bu çatı çok defa -n-, bazen de -l- veya -ş- çatı ekleriyle kurulur: Sevinmek (sev-i-n-mek) , taranmak (tara-n-mak) , dayanmak (daya-n-mak) , soyunmak (soy-u-n-mak) , giyinmek (giy-i-n-mek) , çekinmek (çek-i-n-mek) , yorulmak (yor-ul-mak) , yanılmak (yan-ı-l-mak) , alışmak (al-ı-ş-mak) , gelişmek (gel-i-ş-mek) vb. |
160 | dönüşlü eylem | (Derleme., dönüşlü fiil, dönüşlü çatılı fiil) Kavramın özneye dönmesini sağlamak üzere çok defa -n- bazen de -l-veya -ş- çatı ekleriyle kurulan eylem: Öğrenciler sınıflarını geçince çok sevinirler Çocuklar, biraz büyüyünce kendi kendine giyinirler Öğretmen kolay kolay yorulmaz Ankara gittikçe güzelleşiyor vb. |
161 | dönüşme | Sözcük içinde, yan yana düşen iki sesten birincinin, ikincisinin etkisiyle değişmesi: Geçti> (geşti) , açtı> (aştı) , açlık> (aşlık) , Necdet> Nejdet, Neclâ> Nejlâ, İclâl> İjlâl vb. |
162 | dudak benzeşmesi | (Derleme., dudak çekiciliği, dudak uyumu) Dudak ünsüzlerinin veya yuvarlak ünlülerin düz ünlüleri etkileyip yuvarlaklaştırması: (oldı) > oldu, (oturdı) > oturdu, (okudı) > okudu, (öldi) > öldü, (gördi) > gördü, (övdi) > övdü, (savırmak) > savurmak, (kavırmak) > kavurmak, (o+bir) > öbür vb. (bk. küçük ünlü uyumu) . |
163 | dudak ünsüzü | (Derleme.. dudak konsonu, dudaksı, dudak fonemi, dudak sesi, dudak patlayıcısı, dudak sızıcısı) Ağız boşluğundan gelen havanın dudaklara çarpıp patlamasıyle veya dudakların aralığından sızmasıyle meydana gelen ünsüz: b, p, m, v, f vb. |
164 | dudaksıllaşma | (Derleme.. dudaklaştırmak, dudaksıllık) Bazı sözcüklerde çeşitli sebeplerden düz ünlülerin yuvarlaklaşması veya bazı ünsüzlerin dudak ünsüzlerine dönmesi: (savırmak) > savurmak, (kavırmak)> kavurmak, (gönlek) > gömlek, (konşu) > komşu, (çenber) > çember, (kanbur) > kambur, (tonguz) > domuz vb. |
165 | durak | Konuşmada, anlamın gerektirdiği şekilde, sözcükler arasındaki ses kesintisi: Peki /sonra ne oldu?. Ne dersiniz / gidelim mi? E / ne yapalım? Kader, / elden ne gelir?, vb. |
166 | duralama | Bir sesin meydana gelişi ile (gerilme) , kayboluşu (çözülme) arasındaki kısa süre: 1) gerilme, 2) duralama, 3) çözülme gibi. |
167 | durum ortacı | Geniş bir zaman kavramı taşıyan, ad ve sıfat gibi kullanılan ortaç. Türkçede bu ortaç -en ekiyle kurulur: Yatanın yürüyene borcu vardır Giden tren, çok çabuk özlenen erleri götürüyordu Gelen mektup bizi çok sevindirdi örneklerinde olduğu gibi. |
168 | durum ulacı | (Derleme.. hal ulacı) Eylemin durumunu belirten, niteleyen ulaç : Güle güle gitmek (gül-e gül-e) , söylenerek gitmek (söyle-n-erek) , söylemeden gitmek (söyle-me-den) , söylemeksizin gitmek (söyle-mek-siz-in) vb. |
169 | duygu ünlemi | (Derleme.. duygu ifade eden ünlem, duygulanma edatı, dokuncalı nida) Şaşırma, acı ve acıma, sevinç, coşku bildiren ünlem : A!, ay!, vay!, eyvah!, o!, of!, yaşa!, Aferin! vb. |
170 | duyuş titremi | (Derleme., teessür! tonlanma, duyusal tonlanma, duyuş tonlanması) Tümcede duyuş özelliğine göre düzenlenen ses titreşimi: Oh, hava ne güzel!, Eyvah, mahvolduk!, Aman ne güzel çocuk!, Aman bıktım bu işten! vb. |
171 | duyuş vurgusu | (Derleme., tessürî vurgu) (Sözcüğün anlamını duygu bakımından kuvvetlendiren vurgu: Yazık!,güzel!, defol!, yaşa! vb. |
172 | düz sıra | Bir sözcükteki düz ünlülerin sırası: Anne, çiçek, eşit, inanmak, bırakılanlardan, alınmışlar, elemişler örneklerinde olduğu gibi. |
173 | düz tümleç | Özellikle yardımcı eylemlerle kullanılan ve yalın durumda bulunan tümleç: Ali tedavi edildi Çalışanlar takdir edilir, Kitaplar teslim edilsin vb. |
174 | düz ünlü | (Derleme.. düz vokal, düz sesli, düz sesli harf) Dudakların gerilip düzleşmesiyle meydana gelen ünlü: a, e, ı, i vb. |
175 | düzleşme | Bazı sözcüklerde, çeşitli sebeplerden, yuvarlak ünlülerin düz ünlülere dönmesi: (idük) > idik, (kapu) > kapı, (edgü) > iyi vb. |
176 | edilgen çatı | (Derleme., edilgen çatılı) Çok defa -(i) l-, bazen de -(i) n- çatı ekleriyle kurulan çatı: Sevilmek (sev-il-) , yenmek (ye-n-) , başlanmak (baş-la-n-) , yaptırılmak (yaptır-ı-l-) , getirilmek (getir-i-l-) vb. |
177 | edilgen eylem | (Derleme., edilgen fiil, edilgen çatılı fiil) Gerçek öznesi yerinde olmayan eylem. Türkçede bu eylem -(i) l- bazen de -(i) n- edilgen çatı ekleriyle kurulur: Kitaptaki bütün yanlışlar düzeltildi Bu işler acele yapılmalıdır Binalara başlandı Yemek neşe içinde yendi vb. |
178 | ek | Sözcük türetmek veya sözcüğün görevini belirtmek için kullanılan biçim verici ses ya da sesler: Evci (ev-ci) , evcil (ev-cil) , evli (ev-li) , ev-lenmek (ev-le-n-mek) eve (ev-e) , evden fev-den) , evde (ev-de) , evim (ev-im) vb. |
179 | ekeylem | (Derleme., imek fiili, varlık fiili, ek fiil) Sözcüklerin eylem görevinde kullanılmalarına yardım eden, -dir ekinden yararlanılarak çekimi tamamlanan ve olumsuzu değil sözcüğüyle kurulan yardımcı eylem: Hastayım (hasta değilim) , hastasın, hasta (hastadır) hastayız (hasta değiliz) hastasınız, hastalar (hastadırlar) örneklerinde olduğu gibi. Ekeylemin -di eki hikâye, -miş eki rivayet, -se eki koşul birleşik zamanlarını kurar: güzeldi (güzel+idi) , güzelmiş (güzel+imiş) , güzelse (güzel+ise) vb. (bk. birleşik zaman) . |
180 | ekeylem çekimi | Olumsuzu değil sözcüğüyle kurulan eylem çekimi: Yorgunum (yorgun değilim) , yorgundur (yorgun) yorgundu, yorgunmuş, yorgunsa vb. |