361 | çelebi | 1. Kentli eğitimi görmüş, okur yazar ince kişi. 2. Osmanlılarda XV. yüzyıla kadar padişah oğullarına, Mevlana soyundan gelenlere verilen san. |
362 | çelebi sultan | Vilayet ve sancaklarda valilik yapan Osmanlı şehzadelerine verilen san. |
363 | çelep | bk. celep. |
364 | çergeciler | Yeniçeri ocağının, seferde düşman toprağına girilince görevi padişahın çadırını beklemek olan 17. ortası. |
365 | çeribaşı | 1. bk. alaybeyi. 2. Çingenelerin ileri gelenleri. |
366 | çeşnici | Osmanlılarda basılacak altın ve gümüş paraların ayarını denetleyen görevli. |
367 | çeşnicibaşı | 1. Çeşnicilerin başı. 2. bk. sofracı. |
368 | çete | 1. Düzenli ordu dışı silahlı küçük birlik. 2. Osmanlı İmparatorluğunda çoğunlukla sayısı yüzden az olan, yağma ya da keşif amacıyla düşman topraklarına gönderilen akıncı birliği. |
369 | çete savaşı | Küçük asker birliklerince ya da asker olmayan küçük topluluklarca düşman ordusu gerisinde düşmanı yıpratmak için her türlü yola başvurarak sürdürülen savaş. |
370 | çeteye çıkmak | Keşif, yağma ya da kırıp geçirme amacı ile yapılan akınlara katılmak. |
371 | çıkma | Edirne, Galata ve İbrahimpaşa saraylarındaki acemi oğlanların kapıkulu süvari bölüklerine ya da devlet hizmetlerine saray hizmetlerinde bulunan kimselerin de dış hizmete atanmaları. |
372 | çıkma kule | bk. gözcü kule. |
373 | çıplak | 1. Yeniçerilerde günlük hizmete başlamak üzere nöbetle soyunan erler. 2. Tersanede kaptanpaşa hizmetinde baldırları, kol ve omuzlan çıplak bir biçimde giyinmiş, bir çift tabanca ve uzun bir bıçakla silahlanmış olan erlere verilen ad: Küçük Hüseyin Paşa çı |
374 | çıplak çavuşu | Çıplakların komutanı. |
375 | çıtak | Bozuk ağızla konuşan Rumeli Türkü. |
376 | çiçekçibaşı | Sarayda çiçek bahçelerini ve dışarda çiçek alım satımını denetleyen görevli. |
377 | çift | Osmanlılarda en az bir çiftlik genişliğindeki toprağı ekip biçen köylüden yılda bir kez alınan bir toprak vergisi. |
378 | çiftbozan resmi | Osmanlılarda çiftini çubuğunu bırakıp başka iş tutanların vermek zorunda oldukları toprak vergisi. |
379 | çiftlik | Osmanlı İmparatorluğunda, toprağının verimi derecesine göre 70-150 dönüm genişliğinde ekilip biçilebilen toprak birimi. |
380 | çil akçe | Yeni baskıdan çıkmış, ayarı tamam maden para. |
381 | çil altın | bk. çil akçe. |
382 | çil kuruş | bk. çil akçe. |
383 | çingene beyi | Çingenelerin devlete vermekle yükümlü bulundukları vergileri toplayan ve hükümetle ilişkilerini yürüten görevlinin sanı. |
384 | çingene sancağı | Sancakbeyi aşamasındaki çingene beyinin yönetimi altında İstanbul ve Rumeli'de yaşayan çingeneleri kapsayan saymaca yönetim bölgesi. |
385 | çit parası | bk. ağıl vergisi. |
386 | çivi yazısı | İlkçağ budunlarından kimilerinin kullandıkları bir tür yazı. |
387 | çizmeci | 1. Ağakapısında, orducu denen zanaatçılardan çizme ve ayakkabı yapanlar. 2-Törenlerde padişahın çizmelerini taşıyan üçüncü çuhadar. |
388 | çizmecibaşı | Çizmecilerin buyurucusu. |
389 | çoktanrıcı | Birçok Tanrının varolduğuna inanan, putlara tapan. |
390 | çorbacı | 1. Bir köyde konukları ağırlayabilen varlıklı ve sayılan kişi. 2. Taşrada ileri gelen Hıristiyanlara verilen ad. 3. Acemi oğlanları ile yeniçeri bölüklerinin komutanlarına verilen san. 4. Osmanlı ordusunda yüzbaşı derecesindeki aşama. |