| 1051 | konkordato | XI. yüzyıldan sonra, Papalık ile Katolik devletler arasındaki karşılıklı ilişkileri düzenleyen anlaşma. |
| 1052 | konsil | Öğreti ve kilise düzeni ile ilgili sorunları çözümlemek üzere toplanan piskopos ve din bilginlerinden oluşan kurul. |
| 1053 | kontoş | Dar kollu, kalçaya kadar inen, büyük devlet adamlarının, özellikle Kırım Hanlarının giydikleri üstlük. |
| 1054 | konukluk | Türklerce savaş açılan devletlerin İstanbul'daki temsilcilerinin uygun bir binada gözaltında bulundurulmamaları. |
| 1055 | konuşma görevlisi | Savaşan iki güçten birinin, öteki güçle görüşmek üzere görevlendirdiği kimse. |
| 1056 | konyar | Rumeli'deki fatih çocuklarına (evlad-ı fatihan), yerli Hıristiyanlarca verilen ad. |
| 1057 | koruağası | Saraya bağlı çayır ve korulara bakmakla yükümlü görevlilerin buyurucusu. |
| 1058 | korucu | Hasahıra bağlı otlak ve çayırları korumak, İstanbul çevresindeki ormanlara ve su yollarına bakmakla yükümlü bekçi. |
| 1059 | koruyuculuk | Güçlü bir devletin, zayıf bir devleti kendi yetkisi altında tutması. |
| 1060 | koşu | Ok atma yarışmasına özellikle yeniçerilerin verdikleri ad. |
| 1061 | koşullu yönetim | Hükümdarın başında bulunduğu bir yürütme organının yanında, yasama yetkisini kullanan bir parlamentosu da olan yönetim biçimi. |
| 1062 | koyun emini | Osmanlılarda İstanbul kentinin ve savaş zamanı ordunun etini sağlamakla yükümlü görevli. |
| 1063 | kozak | Madenden yapılmış, içine antlaşmalar ve padişah mektupları konup gönderilen kutu. |
| 1064 | kozbekçibaşı | Kozbekçilerin en yüksek buyurucusu. |
| 1065 | kozbekçileri | Selâmlığa giderken ve gezintiye çıkarken padişahın eşyalarını taşıyan ve koruyan saray görevlileri. |
| 1066 | köle | Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan ya da başkasından satın alınan erkeklere verilen ad. |
| 1067 | kölemen | 1. Eskiden, kölelerden oluşturulan bir asker sınıfı. 2. Birinin mülkünde bulunan köle ve karavaş. |
| 1068 | kömü | Yelkencilik, vardiyacılık gibi görevler yapan deniz azabı. |
| 1069 | köprücü | Osmanlı ülkelerinde, özellikle ordunun geçeceği yollar üzerindeki köprüleri onarmak ve korumakla görevli takım. |
| 1070 | körde | Bir tür kesici silah. |
| 1071 | köşebaşı | Koğuşta baş köşeye oturmaya yetkili olan ağalardan beşine verilen san. |
| 1072 | köşklü | Eskiden, yangınları haber vermesi için yangın kulelerinde ve başka uygun yerlerde bekletilen gözetleyici. |
| 1073 | köy kethüdası | Osmanlılarda, köylerde devlet ile halk arasında ilişkiyi sağlayan görevli. |
| 1074 | kubbe vezirleri | Padişah divanı üyesi olan vezirler. |
| 1075 | Kubbealtı | Topkapı sarayında Osmanlı vezirlerinin devlet işlerini görüşmek üzere toplandıkları, Ortakapıdan sonra gelen alan. |
| 1076 | kul | 1. Yeniçeri Enderundan yetişen bütün devlet büyükleri ve altıbölük süvarileri. 2. bk. köle, karavaş. |
| 1077 | kul akçesi | Osmanlılarda, devşirme çocuklarının giyecek giderlerini karşılamak üzere devşirildikleri yerler halkından her oğlan başına alınan para. |
| 1078 | kul bırakımı | Köle ve karavaşların özgürlüğe kavuşturulması. |
| 1079 | kul cinsi | Osmanlılarda karavaşlıktan yetişen kadınlara verilen ad. |
| 1080 | kul çavuşu | Yeniçeri ocağının en küçük aşamalı subaylarından biri. |