| 121 | avcı bölüğü | Yeniçeri ortalarından 33. sekban bölüğünün adı. |
| 122 | avcıbaşı | Avcı bölüğünün komutanı ve saray avcılarının başı. |
| 123 | avcılar | Osmanlı sarayında bulundurulan ve av işiyle uğraşan görevlilerin tümü. |
| 124 | ayak divanı | Bir konuyu ivedilikle görüşmek ve sonuca bağlamak üzere padişahın katılmasıyle ayakta kurulan olağanüstü divan. |
| 125 | ayak naibi | Davaları gerektiğinde yerinde görmek üzere kadı adına görev yapan kişi. |
| 126 | ayak taşı | Okçuların ok atarken üzerinde durdukları taş. |
| 127 | ayak teri | Bir hükümet buyruğunu bildirmek için bir yere gönderilen görevliye, giderleri karşılığı ödenen para. |
| 128 | ayakbastı parası | Eskiden kimi Osmanlı kentinde dışardan gelenlerden alınan vergi. |
| 129 | ayaktakımı | 1. Aşağı sınıftan sayılan halk. 2. bk. plebler. |
| 130 | ayan | 1-Osmanlılarda, bir kentin ileri gelenleri. 2-Osmanlılarda, XVIII. yüzyıldan bu yana illerin yönetiminde yetki kazanmış yerli kişiler. 3. Ayan Meclisi üyesi. |
| 131 | Ayan Meclisi | Osmanlı İmparatorluğunda üyeleri padişahça atanan meclis. |
| 132 | ayarı bozuk akçe | bk. çürük akçe. |
| 133 | aydınlanma çağı | XVIII. yüzyıl Avrupasında düşünüş ve inançların tüm baskılardan kurtularak usun kılavuzluğunda bağımsızlığa kavuştuğu dönem. |
| 134 | ayrıcalıklı eyaletler | Yönetim biçimleri ötekilerden ayrı olarak belli koşullara bağlı Osmanlı illeri: Mısır, Eflak-Buğdan gibi. |
| 135 | ayrık vakıflar | Hükümet denetimi dışında ve mütevellilerce yönetilen vakıflar. |
| 136 | ayvaz | Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak. |
| 137 | azap | 1. Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan asker. 2. Osmanlılarda eyalet askerinden hafif piyade. |
| 138 | azap ağası | Azap askerinin en yüksek aşamadaki komutanı. |
| 139 | azap kâtibi | Azap ağasından sonra gelen, görevi azapların künyesini tutmak, özlük ve ödenek işlerine bakmak olan görevli. |
| 140 | azat etmek | Bir kul ya da karavaşa özgürlüğünü geri vermek. |
| 141 | azatlı | Özgürlüğü geri verilmiş kul ya da karavaş. |
| 142 | baba | Saygıdeğer yaşlı adamlara, bir topluluğun ya da bir örgütün başında bulunan kimselere, kimi tekke ulularına verilen san: Baba Oruç, Bektaşî Babası, Gül Baba. |
| 143 | Babıâli | 1. Osmanlı İmparatorluğunun yüksek yönetim organlarının bulunduğu yapı. 2. Osmanlı hükümeti. |
| 144 | Babıâli hocası | Görevli olarak yetişmek üzere Babıâliye giren gençlerin öğretmenlerine verilen san. |
| 145 | bacaluşka | Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür top. |
| 146 | baç | Gümrük vergisi alışveriş vergisi, bk. büyük baç. |
| 147 | baççı | Yol güvenliğini sağlaması karşılığı olarak belli yerlerde belli tarifeye göre para alan görevlinin sanı. |
| 148 | baçlı | Baç ödemekle yükümü olan kişi. |
| 149 | badaluşka | bk. bacaluşka. |
| 150 | bağdaşık devletler | Birinci Dünya Savaşından önce aralarında bir antlaşma yapmış olan İngiltere, Fransa ve Rusya'ya verilen ad. bk. üçlü bağdaşma. |