811 | resim müzesi | (Resim) (Yun. pi-nax = tablo thêkê = depo) Resimlerin saklanıp sergilendiği yer. |
812 | resim röntgeni | Bir boyaresmin astar durumunu ve boya katlarını saptayan röntgen aygıtı bu aygıtla çekilmiş resim. |
813 | resimyazı | İlkel uluslarda, nesnelerin yalınlaştırılmış resimleri ile yazılan yazı. |
814 | ressam | (Resim) Resim yapan sanatçı. |
815 | revak | (Mimarlık) Önyüzü kemerlemeli, arkası körduvarlı, üstü tonoz, kubbe ya da damla örtülü geçit. a. bk. kemerleme, kapı revakı, revaklı avlu, revaklı bahçe.arapçası garip gözüküyor |
816 | revaklı avlu | (Mimarlık) Çevresi revaklı avlu. |
817 | revaklı bahçe | (Mimarlık) Manastırların ortasında çevresi revaklı, üstü açık bahçe. a. bk. revaklı avlu, revak, atriyum. |
818 | ritim | (Resim, Heykel, Mimarlık) Bir kompozisyonda farklı öğelerin sıra ile ve belli aralıklarla birbirlerini izlemesi. a. bk. uyum. |
819 | rokay | (İçmimari) 1 (a). Değirmen taşından sarkıtlarla süslü, yapma mağara b) Dibi ve kenarları midye kabuğu yığınlarına benzetilerek yapılmış havuz. 2. 18. y.y.da, kayalıkları andıran, tunç ya da çiniden yapılmış kuyumcu işi. a. bk. rokoko. |
820 | rokay üslûbu | (Süsleme, İçmimari) bk. On beşinci Louis üslûbu. |
821 | rokoko | (Resim, İçmimari) Fransa'da 18. y.y.ın ortalarına doğru barok üslûbun kıvrımlı çizgilerine, özentili biçimlerine yapmacık bir inceliği katan, midye kabukları, taş vb. gereçlerden yapılan içmimarlık süslemeleri. a. bk. rokay. |
822 | roman dizgesi | (Mimarlık) Roman kiliselerinde, yapı tasarını çizerken, ölçü olarak koro kesidini alan dizge. |
823 | roman üslûbu | İlk hıristiyaniarda kullanılan bazilika biçimine çapraz sahının, koronun, haçtonozun, eklendiği, Roma yapı süslerinin, cücedalızların yapı dış duvarlarında yalın bir bezeme meydana getirdiği, yapıların kale görünüşü taşıdığı Orta Çağ mimarlık üslûbu. |
824 | romantik akım | (Resim) Klasikçiliğe bir tepki olarak doğan, hayal ve aşırı duygululuğa önem veren, resimde meleksi bakışlı kişileri, efsane insanlarını, tiyatro kahramanlarını gösteren, heyecan verici konulu, yabancı havalı, renkçi, abartmacı bir sanat akımı. |
825 | rumi | (Süsleme) Anadolu Selçuklularının üslûplaştırdıkları filiz, yaprak ve hayvan örgelerinden meydana gelmiş dolaşık süsleme. |
826 | rüzgarlık | (Mimarlık) bk. kapı sundurması. |
827 | saçak | (Mimarlık) Yapının anaduvarlarından dışarı taşan çatı bölümü. |
828 | saçak silmesi | (Mimarlık) Bir duvarın ya da yapının saçak altı bölümlerini akan sulardan korumak amacı ile duvarın ya da yapı anaduvarlarının en üst kenarına yatay olarak gelen, kimi vakit süslü, kabartma çıkıntı. |
829 | sağırrenk | (Resim) Saydam olmayan, mat, esmer renk. |
830 | sağrı | (Mimarlık) Damlarda, iki ayrı yöndeki eğik yüzeylerin meydana getirdikleri dam dereleri ile mahya aşıkları arasında kalan üçgen biçimindeki yüzeylere verilen ad. a. bk. dam deresi, mahya ağığı. |
831 | sahanlık | (Mimarlık) Merdivenlerin dönemeç yerlerinde ve bitimlerinde bulunan genişçe bölümlere verilen ad. Aynı anlamda sahınlık terimi de kullanılır. |
832 | sahın | (Mimarlık) (Lat. navis = gemi) Camilerde ve bazilika biçimli kiliselerde mihraba ya da apsis'e doğru uzanan ve genellikle birbirlerinden kemerli sütun ve ayaklarla ayrılmış bölümlerden her biri. a. bk. yan sahın, orta sahın. |
833 | sahne resmi | Yunan ve Roma tiyatrolarında sahne duvarlarına yapılmış resim. |
834 | sahte yapıt | (Resim, Heykel) Bir sanat yapıtının ya da endüstri eşyasının gizlice yapılarak benzetilmiş örneği. a. bk. kopyacı ressam. |
835 | salt sanat | XX. y.y.ın başlarında Kandinsky ve Archipenko'nun doğayı konu olarak almayan, yalnız çizgi, nokta ve yüzey gibi geometrik öğeleri resim ve heykel için yeterli gören sanat görüşü. |
836 | sanat | Yaratıcı biçimlendirme eylemi. |
837 | sanat bilimi | Tarihsel akış içinde güzel sanatları inceleyen, sanat yapıtlarının birbirleri ile ve başka kültür çevrelerinin yapıtları ile ilişkilerini araştıran, sanatçıların hayatlarını, çalışmalarını aydınlatan, içerik ve biçimleri saptayan, sınıflandıran bilim dalı. |
838 | sanat coğrafyası | Bir ülkenin coğrafyası ile sanatı arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı. |
839 | sanat çömlekçiliği | (Heykel) Sanat değeri olan çömlekçilik. |
840 | sanat için sanat | (Resim, Heykel) 19. y.y.ın ilk yarısında Victor Cousin'in endüstri üretimi eşya ile sanatçı yapıtı arasındaki ayrımı belitrmek için kullandığı bir deyim olup, sanat dışında hiç bir amaca bağlanmaksızın, yalnız "güzel, büyük, tanrısal" yapıtlara yönelmiş yaratıcı çalışmayı anlatır. |