1051 | döteron | 2H+ formülünde, bir proton ve bir nötrondan oluşan deuteryum atomunun çekirdeği. |
1052 | döteryum | çekirdeğinde bir proton ve bir nötron bulunduran, hidrojen atomunun bir yerdeşi. |
1053 | döteryum lambası | Spektrumun ultraviyole bölgesinde sürekli ışıma sağlayan, hidrojen lambasından sonra bulunmuş ve onun yerini almış olan bir ışın kaynağı. |
1054 | döteryum oksit | Formülü D2O olan ağır su. |
1055 | döton | bk. dötron. |
1056 | dötron | Döteryum atomunun çekirdeği. |
1057 | dövülürlük | Özdeğin çekiçle dövülerek ya da merdaneyle ezilerek her yöne doğru boyutlarını genişletebilmesi. |
1058 | duboscq kolorimetresi | Bir analit çözeltisi ve bir optik standart içinden geçen ışın yolunda değişikliğin yapılabildiği bir cihaz. Her birinden gelen ışın bir mercekle gözlenir ve ikisinin renginde bir uyuşum görülünceye kadar ışınlar ayarlanır. |
1059 | dulong ve petit kanunu | Basit maddelerde bütün atomlar için atomik ısı kapasitesinin oda sıcaklığında sabit olup (atom kütlesi ile öz ısı çarpımı), ortalama olarak 6,2 değerine eşit olduğunu gösteren bir kanun. |
1060 | duman | Yerçekimi etkisiyle yavaşça çöken, boyutları 0,1-5 mm çapındaki katı taneciklerin gaz evresinde dağılmalarından oluşan asıltı. ' |
1061 | dumanlı nitrik asit | Kahverengi azot oksit dumanları salan, % 86 HNO3 içeren, güçlü yükseltgen asit. |
1062 | dumanlı sülfürik asit | İçinde yaklaşık % 20 oranında çözünmüş SO3 içeren derişik sülfürik asit. |
1063 | dumansız barut | Dinitro selilozun, trinitro gliserin ile bir karışımı olan patlayıcı özdek. |
1064 | dumas yöntemi | Azot tayini için kullanılan bir yöntem. |
1065 | duplet | 1. Helyum benzeri elektron yapısında 1s2 elektron çifti.2. İki elektronun iki atom tarafından polar olmayan bir bağda paylaşılması. |
1066 | durağan dalga | Bir ortamda ters yönlü ve eş sıklıktaki iki benzer dalga deviniminin eş anlı aktarımıyla oluşan dalga. |
1067 | durağan durumlar | Nicem kuramında, bir dizgenin toplam.erkesini oluşturan belirli erke düzeylerinin durumları. |
1068 | dural | Belli zaman aralığı içinde, olayların ve nesnelerin, sürekli denge nedeniyle kimi özelliklerinde gözlenen değişmeme durumu. |
1069 | dural akım yöntemi | Elektrikle ayrışım devresine akım denetleciyle belirli ve saptanmış akım uygulayarak gerilimin zamana göre değişiminin ölçülmesi. |
1070 | durdurma akışlı enjeksiyon | HPLCde, çözücü akışını geçici şekilde durdurarak, numunenin kolon girişine verilmesi. |
1071 | durdurulmuş akış yöntemi | Bir çözelti içinde oluşan hızlı tepkimelerin hızlarını ölçmek için geliştirilmiş yöntem. Bu yöntemde her bir reaktif çözeltisinin enjeksiyon yoluyla bir hücre içinde hızla karışmaları sağlanır ve tepkime, pH değişimi, spektofotometrik veya kondüktometrik |
1072 | durgun | 1.Hareketli (dinamik) olmanın zıttı olan sürekli hareketsiz veya dengede olma durumu. 2.Atmosferik elektrik yükü veya diğer elektrik kaynakları nedeniyle radyo dalgaları ile olan girişim. 3.Büyümenin ve üremenin kontrol altına alınması veya önlenmesi, bak |
1073 | durgun faz | Analit türlerinin dağılabildiği bir katı veya tutuklanmış bir sıvı. |
1074 | durgun faz kütle aktarım terimi | Analit moleküllerinin durgun fazla ters yönde hareket etmesinin bir ölçüsü. |
1075 | durgun katman | Elektriksel çift katmanda tanecik yüzeyine yapışık olup devinmeyen çözelti katmanı ya da bölgesi. |
1076 | durgun kütle | Tamamen hareketsiz bir parçacığın (elektron gibi) kütlesi parçacığın hızı ışık hızına yaklaştıkça kütlesi artar. |
1077 | durit | Bir tür fenol formaldehit plastiğinin ticari adı. |
1078 | durmaz devinim | [Lat. perpetuum mobile]: Kimilerince öne sürüldüğüne göre, verilen bir ilk devinimden sonra bir dizgenin sonsuza dek devinebilmesi. |
1079 | duru | İçerdiği taneciklerin çok küçük olmaları nedeniyle içinden geçen ışığın saçılmadığı çözeltilerin niteliği. |
1080 | durulma | Uyarma enerjisinin ısı (absorpsiyon) veya ışık (floresans) olarak geri verilmesiyle uyarılmış türün temel hale dönmesi. |