31 | akım açık | 1. Elektrik akanının geçmekte olduğunu belirtir deyim. 2. Elektrik tehlikesine karşı uyarı. |
32 | akım kesici | Elektriğin özdenetimli olarak kesilmesini sağlayan düzen. |
33 | akım kesmek | Elektrik akımını kesmek. |
34 | akım vermek | Elektrik akımını açmak. |
35 | akımı kapama | Elektrik akımını kapama. |
36 | akış çalışması | Bir oyunun seyirci önüne çıkarılmadan önceki son evresini kapsayan çalışma. Bu çalışmada oyun baştan sona hiç ara vermeden alınır. Oynayıştaki ya da uygulayımdaki kusurlar oyunu keserek değil, oyun sonunda yönetmen tarafından belirtilir. |
37 | akkor ışık | Madensel bir tel parçasının ışık saçacak aklığa gelinceye dek ısıtılmasıyla elde edilen ışık. |
38 | akkor ışıtaç | Yaklaşık olarak 1800 santigrat derecelerde ışık saçacak aklığa dek ısıtılmış ışıtaç. |
39 | akrobat | Önceleri cambaz için kullanılırken, sonradan gövdesel esnekliğe ve gözüpekliğe dayanan bütün beceriler için kullanılmaya başlanmıştır. |
40 | akrobatik atlama | Yapılması zor olan bir atlama biçimi. |
41 | akrobatik soytarı | Akrobasi hareketlerindeki ustalığını gösterirken seyirciyi güldüren sanatçı. |
42 | aksak adım | Dansçının beşinci duruşla başlayıp bir bacağını kaydırarak kırk beş derecelik bir açıyla kaldırması ve öbür ayağını, kaldırdığı havadaki ayağına çarptırması. |
43 | aksama aydınlatması | Olağan ışık çevriminde bir aksama olduğunda kendiliğinden çalışan aydınlatma düzeni. |
44 | akyüzlü soytarı | Suratını ak boyayan klasik soytarı tipi. Giysisi altın pulludur. |
45 | alan çiti | Yırtıcı hayvanlarla yapılan gösteriler sırasında, gösteri alanı ile seyirciler arasına konulan yüksek demir parmaklık. |
46 | alan girişi | Sanatçıların girdiği ve hazırlıkların yapıldığı, oyun alanına girişin sağlandığı yer. |
47 | alan görevlisi | Alanın temizliğini yapan ve alanı düzenleyen kişi. |
48 | alan perdesi | Gerekli olduğu yerlerde kullanılan gösteri perdesi. |
49 | alan sorumlusu | Gösteri alanının düzeninden ve temizliğinden sorumlu kişi. |
50 | alan tiyatrosu | Açık havada, bir alan üzerine kurulmuş tiyatro. |
51 | aleksandrin dizesi | Ortaçağ'da Büyük İskender'le ilgili koşukla yazılan destanların ölçüsü: Altı uzun ve kısa heceden oluşan bu dize türünde üçüncü heceden sonra (bir durak bulunur. Bu ölçüyle yazılmış dramatik yapıtlar vardır. |
52 | alevyiyen | Ağzındaki özel bir karışım yoluyla alev çıkaran ya da alev alev yanan çırayı ağzına sokup söndüren kişiye verilen ad. |
53 | alınlık | Sahne çerçevesinin üst parçası. |
54 | alıştırma | Bale sanatçılarının gerekli düzeyi elde edebilmek için sürekli olarak yaptıkları çalışma. |
55 | alkış | İnsanın yaşamı yararına yapılmış olan olumlu bir işi, eylemi ya da yaratıyı onaylamakta ve övmekte uygulanan, iki elin avuçlarını birbirine vurarak çıkarılan sesle ortaya konulan değerlendirme ve anlatım yolu. |
56 | alkışçı | Bazı tecimsel tiyatrolarda, oynanan oyunu seyirciye onaylatmakta etkili olmak için parayla tutulan kişi. bk. şakşakçı. |
57 | allegro | 1. Doğaçlama tiyatrosundaki müzikte çabuk hareketler. 2. Müzikte çabuk ve hareketli hız simgesi. |
58 | alman perdesi | Yukan doğru yükselerek açılan tiyatro perdesine verilen ad. |
59 | alt ışık dizgesi | Sahne tabanını ön kesimde boydan boya kaplayan, bir kutu içinde toplanmış, belli sayıda, merceksiz, ışıklar dizisi. |
60 | alt ızgara | Sahne makaralarının ve mekanik düzenin bulunduğu sahne tavanındaki ızgaraların tümü. |